Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP'yi kuran çekirdek kadronun içinde yetiştiği Milli Görüş çizgisinin yayın organı Milli Gazete'nin yazarı Zeki Ceyhan cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce ve Tayyip Erdoğan arasında süren 'icazet' tartışmasını değerlendirdi. Ceyhan, "İktidar ve yandaşlarının içine düştüğü durum hayra alamet değil, kendimizi 'yuh artık' demekten alamıyoruz" dedi.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’yi kurmadan önce Pensilvanya’ya giderek Fethullah Gülen’den icazet aldığı yönündeki iddialarına gösterdiği kaynaklardan biri olan ‘Yenilikçi Hareket’ kitabının yazarı Nasuhi Güngör, kendini yalanlamıştı.
Güngör, Erdoğan-Gülen görüşmesine dair kitapta yer alan iddiaların belgelere değil dedikodulara dayandığını söylemişti.
TIKLAYIN: İnce'nin ‘Gülen-Erdoğan görüşmesi' iddiasına kaynak gösterdiği kitabın yazarı, kendini yalanladı: Dedikoduydu
Ceyhan, "Al birini vur ötekine!" başlığıyla yayımlanan yazısında iktidar kanadının tutumunu eleştirdi. Ceyhan şunları yazdı:
İktidar sözcülerinin ve de iktidar yandaşlarının içine düştükleri durum hiç de hayra alamet görünmüyor. Sanki tam bir “al birini vur ötekine” durumu söz konusu! Peş peşe çuvallayıp duruyorlar.
İktidar sözcüleri de sapır sapır dökülüyor, iktidar yandaşı gazeteciler de! İktidar yandaşı bir gazeteci yaklaşık yirmi yıl önce “Yenilikçi Hareket” isimli bir kitap yazıyor! O kitapta AKP’nin kuruluşu ile ilgili bir sürü iddiaya yer veriliyor.
Aradan yıllar geçip Cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce kitaptaki iddiaları diline dolayınca kitap yazarından akıllara durgunluk veren bir açıklama geliyor.
Ve kitapta yer alan iddiaların hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadığını ilan ederek basın tarihinde kendi kendini yalanlayan ilk kalem sahibi haline geliyor. Kitabın yazarı bu açıklamayı kitaptaki iddialar Muharrem İnce tarafından dile dolanmadan yapmış olsa “masum bir günah çıkartma” olarak kabul edilebilir ama yıllarca hiç ses çıkarmayıp muhalefet iddiayı koz olarak kullanmaya başlayınca “bunlar yalan” mealinde laflar edilmesinin mazur görülecek yanı yoktur.
Sırf bu açıklama bile iktidar sözcülerinin ve iktidar yandaşlarının içine düştüğü acıklı durumu göz önüne sermeye yeter de artar bile!
Adam yaklaşık yirmi yıl önce bir kitap yazıyor, yazdığı kitap yirmi yıl sonra bir tartışmanın odak noktası haline geliyor ve aynı adam kalkıp “bunlar doğru değil” türünden laflar ediyor.
“Pes artık” diyeceğiz ama böyle bir sitem bizi kesmiyor.
Ve kendimizi “yuh artık” demekten alamıyoruz.