ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesine dair kararını bugün TSİ 22.00’de açıklayacak. Konuya yakın kaynakların anlaşmadan ayrılmaya yakın olduğunu belirttiği Trump, başkanlık seçimleri öncesinde yürüttüğü kampanya süresince de sık sık küresel ısınmanın ‘kandırmaca’ olduğunu söylemiş ve amacının ABD sanayisini zayıflatmak olduğunu iddia etmişti.
Karbon emisyonu lideri Çin destek verdi, gözler ikinci sıradaki ABD’ye döndü
Avrupa Birliği liderleri ve karbon emisyonunda ilk sıraya adını yazdıran Çin, Paris Anlaşması konusunda birlikte hareket etmeye devam kararı almışken, tüm dünya gözünü ABD Başkanı Trump’tan gelecek karara dikti. AB Komisyonu’nun İklim ve Enerjiden Sorumlu Üyesi Arias Cañete, AB ve Çin’in ‘Paris Anlaşması’nın uygulanırlığının artırılması ve temiz enerjiye geçiş için küresel çabaların hızlandırılması’ konusunda güçlerini birleştirdiğini açıklar ve “Kimse arkada bırakılmamalı, ancak AB ve Çin ilerlemeye karar verdi” notunu düşerken, başta Axios ve CNN olmak üzere çok sayıda ABD’li haber kuruluşu Trump’ın anlaşmadan çekilmesi ihtimalinin yüksek olduğunu duyurdu.
"Trump, anlaşmadan çıkmanın koşulları üzerinde çalışıyor"
Axios haber sitesi, ismini vermeyen ve konuya yakın iki kaynağa dayandırdığı haberinde Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan ABD’nin imzasını çekeceğini yazarken, bu bilgiyi yine isimsiz kaynaklara dayandıran CNN de benzer bir haberi okuyucularıyla paylaştı. Trump yönetimine yakınlığıyla bilinen Fox da, kaynaklarının aynı bilgiyi verdiğini aktardı. Reuters’a konuşan bir kaynak ise Trump’ın ‘planlandığı gibi’ anlaşmadan çekilmenin koşulları konusunda ‘petrol piyasası dostu ve iklim değişikliği şüphelisi’ Çevre Koruma Ajansı (EPA) Başkanı Scott Pruitt’le birlikte çalıştığını kaydetti.
"G7 katılımcılarının altısı anlaşmadan yana durdu, ABD kararı beklemeye aldı"
Kişisel Twitter adresinde konuya dair kararını bugün Washington saatiyle 15.00’te Beyaz Saray’da açıklayacağını duyuran Trump, geçen hafta İtalya’da düzenlenen G7 Zirvesi’nde ülkesinin iklim anlaşmasına olan bağlılığını yinelemeyi reddetmişti. Zirveye ev sahipliği yapan İtalya’nın Başbakanı Paolo Gentiloni de toplantıların sona ermesinin ardından yaptığı açıklamada, ABD’nin anlaşma çerçevesinde üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmeye hazır olduğunu beyan etme konusunu kendi içinde değerlendireceğini belirterek, “Bu iç değerlendirme sürecinin bir an önce sonuçlandırılmasını ve kararın doğru yönde olmasını umuyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Rusya, Çin, Kanada ve AB ülkeleri anlaşmanın gereklerinin uygulanmasından yana
2015 yılında, dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından imzalanan Paris İklim Anlaşması’nın devamıyla ilgili G7 Zirvesi süresince Trump’ı ikna etmeye çalışan AB liderleri, Çin’in yanı sıra Kanada Çevre Bakanı Catherina McKenna’dan gelen “Çin ve AB’yle birlikte liderlik göstermeye devam edeceğiz, kesinlikle ABD’nin de bize katılmasını umuyoruz” açıklamasıyla Ottowa’nın da desteğini aldı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Twitter hesabından “İklim değişikliği inkar edilemez. İklim değişikliği durdurulamaz” paylaşımında bulunurken; Avrupa Komisyonu Başkanı Claude Juncker ise daha sert çıkarak, “Amerikalılar öylece iklim koruma anlaşmasından çıkamazlar. Trump buna inanıyor çünkü detayları bilmiyor” diye konuştu.
Rusya: Ana ülkelerin katılımı olmaksızın anlaşma etkisiz olur
Avrupa Birliği’nin 28 üyesinin de desteklediği anlaşmayla ilgili son açıklama, Rusya’dan geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Paris’te anlaşmanın altına imza attığını hatırlatan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, küresel ısınmayı mümkün olduğunca 1.5 dereceye yakın tutmayı amaçlayan anlaşmanın ana ülkelerin katılımı olmaksızın etkisiz olacağını söyledi.
ABD devlerinin yöneticileri de anlaşmaya bağlılığın devam etmesinden yana
Dünya genelinde ABD’nin anlaşmaya bağlı kalmasına dair çağrılar devam ederken, Trump’ın ABD’nin imzasını geri çekebileceği iddialarının güçlenmesi, ülkedeki sermaye sahiplerini de mutlu etmedi. Daha önce de anlaşmadan çekinilmemesiyle ilgili olarak Trump’a çağrıda bulunan ABD devleri, son dakikada da bu çabalarını devam ettirdi. Aralarında Trump’a danışmanlık yapan Elon Musk (SpaceX, Tesla), Tim Cook (Apple) ve Andrew Liveris’in (Dow Chemical) de bulunduğu onlarca üst düzey yönetici, ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmemesi yönünde görüş belirtti.
Musk: Anlaşmadan çekilinirse danışmanlık görevlerini bırakırım
Anlaşmadan ayrılınmasının ABD ekonomisini kötü etkileyeceğini belirterek, “Amerika’yı yeniden harika yapalım” mottosunu benimseyen Trump’ı ikna etmeye çalışan yöneticiler, ülkenin önde gelen gazetelerinin Washington baskılarına tam sayfa ilanlar verirken; Musk ise tepkisini bir adım öteye taşıyarak ABD Başkanı’nın çekilme kararı alması halinde görev yaptığı Beyaz Saray konseylerinden çekileceğini duyurdu.
İklim anlaşması Beyaz Saray’ı da ikiye böldü
Obama’nın imzaladığı anlaşmaya bağlılığın devamı konusunda Trump’ın baskı gördüğü odaklar ABD ekonomisinin motor şirketlerinin CEO’ları, Demokratlar ve bazı Cumhuriyetçi isimlerle de sınırlı kalmadı.
ABD’nin Paris Anlaşması’na bağlılığı, Trump’ın yakın çevresindeki isimleri de ikiye böldü. Taraflar arasındaki ayrım o kadar keskin ki, ABD Başkanı’nın anlaşma konusunda vereceği kararın, Beyaz Saray’ın gelecekteki politikaları konusunda hangi kanadın daha ağırlıklı olacağı konusunda da belirleyici olabileceği ifade ediliyor.
Enerji Bakanı Rick Perry, Trump’ın anlaşmayı Avrupa ülkeleriyle yeniden müzakere etmesi gerektiğini söylerken, ABD Başkanı’nın kızı Ivanka Trump ise babasını geri çekilmenin büyük bir diplomatik tepkiyle karşılanabileceği konusunda uyardı. Dışişleri Bakanı Rex W. Tillerson da iklim değişikliği konusunda masadan kalkmanın ve çekilmenin kilit müttefiklerle ilişkilere zarar verebileceğini belirtti.
Ivanka Trump, Perry, Tillerson, AB liderleri ve hatta Katolik Hristiyanların Ruhani Lideri Papa Francis’in yanı sıra yüzlerce şirket ve önde gelen çevre gruplarının tamamı tarafından da anlaşmadan yana tavır sergilemesi için ikna edilmeye çalışan ABD Başkanı’na, seçim kampanyası süresince verdiği sözü tutması yönünde baskı yapan odaklar da oldukça güçlü. EPA Yöneticisi Pruitt ve Trump’ın Başstratejisti Steve Brannon, Cumhuriyetçi siyasetçilerin büyük bir kısmıyla birlikte Paris Anlaşması’na karşı ‘Hayır’ cephesini oluşturanların başında geliyor.
Paris İklim Anlaşması nedir?
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 190’dan fazla ülkenin imzaladığı iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen ve uluslararası anlamda hukuki bağlayıcılığı bulunan anlaşmayı imzalayan ve parlamentolarında onaylayan ülkelerin sera gazı salımını azaltma ve küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulması konusunda planlarını uygulamaya koyması gerekiyor.
2016 yılında Fransa’nın başkenti Paris'te düzenlenen İklim Zirvesi Konferansı'nda (COP21) üzerinde mutabakat sağlanan anlaşmanın, çevre konusunda bugüne kadar varılan en kapsamlı metin olduğu belirtiliyor.
Anlaşmaya göre, fosil yakıtlarının kullanımı kısaltılarak sera gazı emisyonları azaltılarak küresel sıcaklık artışının 1,5 ila 2 derecede kalması için çaba gösterilecek. Metin, sera gazları emisyonunun düşürülmesi ile ilgili olarak ulusal düzeydeki planların beş yılda bir gözden geçirilmesini öngörürken, gelişmekte olan ülkelerin bu alandaki mücadele için yılda en az 100 milyar dolar destek aktarması hedefleniyor.
Anlaşmada, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hazırlıklı olunması ve sera gazları emisyonunu azaltan çevreci ve sürdürülebilir ekonomilerin desteklenmesi gibi maddeler de yer alıyor. Küresel sıcaklık artışının düşürülmemesi halinde kuraklık, çölleşme, bitki ve hayvan nesillerinin yok olması ve deniz seviyesinin yükselmesi öngörülüyor. Bu anlaşma ile fosil yakıtların kullanımın azaltılması hedefleniyor.