Özel Dosya

İki yılda 2000 yargıçtan 1997'sini görevden aldı

Chavez yasama ve yürütmeden sonra yargıyı da kontrol altına almaya çalışıyor.

09 Ağustos 2010 03:00

HİLMİ HACALOĞLU / T24

Venezuela’da eylül ayında yapılacak genel seçimler öncesi sokaklarda fırtına öncesi sessizlik hakim. Her seçim öncesi ülkeyi kasıp kavuran mitinglerden yürüyüşlerden eser yok. Caracas’ta dikkatimizi çeken tek şey, her köşebaşında rastlanan “bicentenario”-ikiyüzüncü yıl- logosu.

 

Chavez’in 21. yüzyılın ilham perisinin temelde Simon Bolivar olduğunu bilmeyen yok. “El Libertador” yani kurtarıcı lakaplı Bolivar, İspanyol kökenli aristokrat bir aileden geliyor. O,  Jose de San Martin ile birlikte İspanya İmparatorluğu’nu kıtayı terk etmesinde en önemli rol oynayan asker ve siyasetçi. Latin Amerika’nın devrimci liderinin 1821’de Peru-Kolombiya-Venezuela-Panama-Bolivia-Ekvador’u içine alana Büyük Kolombiya kısa sürede dağıldı. Ama kıtanın devrimcileri için “birlik umudu” hala sürüyor.

 

Bağımsızlığın 200. yılı

 

Yeniden “bicentenario”ya dönersek Chavez, Bolivar, Ribas ve Miranda gibi devrimci önderlerin “bağımsızlık bildirgesi”ni imzaladığı 18 Nisan 1810 tarihine özel bir önem atfediyor. Bu imgeyi de reel politikte de iştahla kutlanıyor. Yalnız bicentenario logoları değil Miranda ve Ribas gibi milliyetçi-devrimci önderler Caracas’ın duvarlarında adeta azizleştiriliyor.

 

“Chavez’in tarihe yönelik bu atıfları hep göz boyama”  diyor Jose Albornoz, Che’nin fotoğrafının önünde yaptığımız röportajda. Albornoz öyle sıradan bir siyasetçi değil. 2008’e kadar Meclis Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş. Ancak Chavez’in tek adamcılığı yüzünden iktidar bloğunu terk etmiş. Partisi “Patria Para Todos-PPT- ( Herkesin Vatanı) liberal sol geleneğin temsilcisi. PPT’nin 165 üyeli mecliste 11 sandalyesi var ve eylül seçimlerinde anahtar parti olma konumunda.

 

Venezuela siyaseti ortadan ikiye yarılmış

 

Albornoz, keskin bir şekilde kutuplaşan taraflardaki aşırı uçların şiddete kayacağından endişe duyuyor. “ Açık söyleyeyim seçmenin en az %25’i Chavez’in tek çare olduğunu düşünüyor %19 ise başkanın ülkenin başına gelen en büyük bela olduğundan emin. Biz ortada kalan diğerlerine sesleniyoruz. Çünkü ne geleneksel muhalefetin temsil ettiği geçmiş ne de Chavez’in kanatlarındaki bugün ülkeyi mutluluğa ulaştırabilir”.

 

Albornoz, Venezuela liderinin Kolombiya politikasını da hastalıklı buluyor. “Chavez’in radikal pozisyonu, Kolombiya’yı radikalleştirdi. Gördünüz, Sanchez ne kadar oy aldı. Venezüela’da çalışan 300 bin Kolomibiyalı var. Konuşurken bunları umursamıyor.  Chavez’in siyasi hesapları maalesef halkımızın çıkarlarının önüne geçiyor”.

 

Venezuela’da STK’lar ABD’yle işbirliği halinde

 

Muhalefetin bir başka yıldız ismi Maria Corina Machado. “Hemen şimdi” sloganıyla genel seçimlere hazırlanan Machado, Birleşik Devletler’in çıkarlarına hizmet etmekle suçlanan Sumate’nin eski başkanı. Araştırmacı Eva Gollinger’in yarı resmi Amerikan kuruluşu National Endowment for Democracy (Milli Demokrasi Vakfı)’nin Sumate’ye kaynak aktarımını belgelediğini söyleyip Machado’ya dönelim. “ Başkan seçimleri kazanırken umut, şeffaflık, güvenlik vaat etti. Ama Venezüella bugün dünya yolsuzluk listesinin en tepesindeki ülkelerden biri. Şiddet ve güvenlik sorunları müthiş arttı. Ülkemizdeki şiddet, Kolombiya’yı ikiye Meksika’yı üçe katladı. Son 10 yılda ülkede irili ufaklı 18 seçim yapıldı. Bunu demokrasinin kanıtı olarak sunuyorlar. Peki kuvvetler ayrılığı ne olacak ? Yasama ve yürütme zaten onun emrinde şimdi yargıyı da kontrol ediyor 10 yıl önce görev yapan 2000 yargıçtan bugün yalnız 3’ü mahkemelerde çalışıyor”.

 

 

Chavez, son iki yılda 2000 yargıçtan 1997’sini görevden aldı

 

43 yaşındaki siyasetçinin iddiaları kayda değer.  Özellikle de kuvvetler ayrılığı ilkesiyle ilgili söyledikleri. Çünkü muhalefetin protesto ettiği son genel seçimlere yalnız Chavez koalisyonu oluşturan partiler girdi. Meclisi chavistalar oluşturdu, doğal alarak kabineyi de. Venezuela liderinin kendisinin hararetle savunduğu yargıya müdahalesi de kuvvetler ayrılığı prensibine açıkça aykırı. Chavez’in gerekçesi ise sır değil “kurtuluş sosyalist demokraside, ben onu inşa ediyorum” .

 

Maria Corona’nın en sert tepki gösterdiği konu, devletleştirmeler. Ona göre, hükümeti özel sektörü ve ülkeye yatırım yapan yabancı sermayeyi yok etmeye çalışıyor. “Chavez, özel sektörün gücünü bitirmeye karar verdi. Ve bu kapsamda yasa çıkardılar. Petrol sektöründe çalışan 200’den fazla firma devlete geçti.  Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin bulunduğu 2,5 milyon hektar verimli alanı satın aldılar. Şimdilerde de ülkenin en büyük gıda üreticisi Polar’ı satın almak istiyor. Sahiplerine baskı yapıyor. Bir taraftan bunları yaparken öbür taraftan da yiyecek ithal ediyor. Ve bunu doğru yapamıyor”.

 

 

Hükümet yanlılarına göre, ülkede artık kimse dokunulmaz değil

 

Bu eleştirilere karşı Chavez’i savunan isim bir Amerikalı. “Chavez’in Kodu” isimli kitabı tüm dünyada çok satan Eva Gollinger, Amerikan hükümetinin Venezüella liderini devirmek için elinden geleni yaptığını Pentagon yazışmalarıyla kanıtlayan bir yazar. Gollinger, Amerikan güdümünde olmakla suçladığı muhalefeti değişime ve gelişime set çekmekle itham ediyor.

“Chavez’in bir numaralı sözü yoksulluğu ve sefaleti yok etmekti. Bugün yoksulluk %70’lerden %23’e kadar düştü. Bu büyük bir değişim. Biliyorsunuz, özel şirketler hala Washington yönetiminin de desteğiyle ekonomik sabotajlar yapıyor. Enflasyonu arttırıyor, yasadışı spekülasyonlar yapıyor. 2000’li yılların başında Chavez’i devirmek için süt, şeker, hatta tuvalet kağıdını piyasaya vermediler.  Bunlar ülkede hayat standardını düşürdü. Tabii ki bu ülke şu anda mükemmel bir ülke değil. Mesela hala yolsuzlukların sürdüğünü kabul etmek gerek. Ama Chavez, yolsuzlukla mücadele ediyor. Bugün Venezüella’da kimse dokunulmaz değil”.

 

Venezuela siyaseti, ağustos ortasından itibaren daha da ısınacak. Muhalefet, bu kez “boykot”u telaffuz bile etmiyor. Hedef “iktidarı devralmak”, bu pek mümkün görünmese de seçim sonrasında Chavez için işler bugünkü kadar güllük gülistanlık olmayacak.