Gündem

'İki tokatla ölüm olmaz' savunması

Engin Çeber'in, "işkence ve kötü muamele" sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili 60 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına gelmeyen tanıklar hakkında &

22 Şubat 2010 02:00

T24 - Engin Çeber'in, "işkence ve kötü muamele" sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili 60 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına gelmeyen tanıklar hakkında ''zorla getirme müzekkeresi'' çıkarıldı.


Tutuklu sanıklardan İnfaz Koruma Baş memuru Nihat Kızılkaya'nın "Avuç içi tokat ölüme neden olmaz" gerekçesiyle tahliye istemesi Çeber'nin yakınlarının tepkisine neden oldu.

Engin Çeber'in, Metris Cezaevinde ''işkence ve kötü muamele'' sonucu hayatını kaybettiği iddiasına ilişkin kamu görevlilerinden oluşan 60 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, tutuklu sanıklar Murat Çise, Nihat Kızılkaya, Sami Ergazi, Fuat Karaosmanoğlu, Selahattin Apaydın ve Yavuz Uzun ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.

Mahkemede, Çeber'in polis merkezinde bulunduğu süreye ilişkin Sarıyer 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyasının mahkemeden istendiği belirtilerek, dosyanın geldiği ve dava dosyasına eklendiği ifade edildi. Mahkeme heyeti başkanı, duruşma savcısının mazeret izni aldığını anlatarak, bu nedenle başka bir savcının görevlendirildiğini dile getirdi.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, dosyanın incelenmek üzere tarafına gönderilmesini ve sanıkların suçun niteliği bakımından tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Çeber ailesinin avukatları da, dava dosyasına kapsamlı olarak çalıştıklarını dile getirerek, yaşadıkları çalışma zorluğu nedeniyle mahkemeden süre talep etti.


Acuç içi tokat ölüme neden olmaz

Tutuklu sanık infaz koruma baş memuru Nihat Kızılkaya’nın avukatı Recep Onaran ise, Çeber’le aynı koğuşta kalan mahkumların müvekkilinin Çeber’e vurduğuna dair ifade vermediklerini belirterek, “Sanık Yılmaz Aydoğdu müvekkilim Nihat Kızılkaya’nın Çeber’e, ’iki tokat attığı’nı iddia etmiştir. Sanık Aydoğdu, kendisine yöneltilen suçlamalardan kurtulmak için müvekkilime yönelik iddiada bulunmuştur. Bir avuç içi ile tokat vurmanın işkence olması, ölüme neden olması mümkün değildir. İşkence suçunun oluşması için eylemin sistematik ve sürekli olması gerekir. Böyle bir durum söz konusu değildir" dedi. Avukat Onaran, müvekkilinin Sabit ikametgah sahibi olduğunu belirterek tahliyesini talep etti.


Baş arkasındaki yara Adli Tıp raporunda yok

Sanık infaz koruma memurlarının avukatı Gonca Karderin ise, müvekkillerinin işkence suçundan yargılandığını ancak isnat edilen suçun unsurlarının oluşmadığını iddia ederek, “Hazırlık aşamasında toplanan deliller kanuni değildir. Raporlarda müvekkillerimin eylemi yaptığı iddia edilen tarihle ölüm tarihi çelişiyor. Tanık ve müştekiler tarafından müvekkillerime atfedilen baş arkasında bir yara olduğuna dair iddia, Adli Tıp ve otopsi raporunda yoktur" diye konuştu.

Duruşmada söz alan  tutuklu sanıklar ve avukatları tahliye talebinde bulundular. Mahkeme heyeti, müdahil avukatlarına süre verilmesine ve suçun niteliği göz önüne alarak tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Duruşmaya gelmeyen tanıklar hakkında ''zorla getirme müzekkeresi'' çıkarılmasına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi. Duruşmanın yapıldığı Bakırköy Adliyesi önünde toplanan bir grup, ellerindeki dövizleri açıp slogan attı. Basın açıklaması yapan grup duruşma sonuna kadar adliye önünde bekledi. Grup, Çeber ailesinin avukatının duruşma sonrası yaptığı açıklamanın ardından dağıldı.


Olayın geçmişi

Engin Çeber, Sarıyer'de 28 Eylül 2008 tarihinde yaklaşık 10 kişilik bir grup ile izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için gözaltına alınmıştı. Daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevine götürülen Çeber, kaldırıldığı hastanede ölmüştü.

Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından, olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile bir doktor hakkında dava açılmıştı.

Davanın iddianamesinde, Çeber'in gerek gözaltına alınırken, gerekse cezaevinde görevlilere direndiği ve kötü muamele gördüğü öne sürülerek, sanıkların, işkence, kötü muamele, kasten yaralama, görevi kötüye kullanmak, görevi ihmal ve kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.