İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Komisyonu, Şırnak'ın Silopi İlçesinde Muhammed Yıldırım (7) ve Furkan Yıldırım (6) isimli çocukların polis panzeri tarafından 4 Mayıs'ta ezilerek öldürülmesini Galatasaray Meydanında yaptığı basın açılmasıyla kınadı.
dihaber'de yer alan habere göre, "Ne OHAL ne panzer ne savaş ne ölüm inadına yaşam" pankartının açıldığı eylemede hazırlanan basın metnini okuyan İHD Çocuk Komisyonu Üyesi Bahar Aydemir, "Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 4 Mayıs 2017 gecesi polisler, akrep tipi bir zırhlı araçla bir evin duvarını yıkarak evde uyuyan Muhammed Yıldırım ve Furkan Yıldırım adlı iki kardeşin ölümüne sebep oldu. Bu olay Türkiye halklarının kolektif hafızasına ve çocuk ölümleri listesine geçmiştir" dedi.
Aydemir, görgü tanıklarının ifadesine göre panzerin içinde birden fazla polisin bulunduğunu, savcı gelene kadar panzerin olay mahallinden çekilerek delillerin yok edildiğini ve panzerden çıkan polislerin de sarhoş olduğunu söyledi.
Aydemir, "Resmi olmayan verilere göre Şırnak’ta son 10 yılda en az 80 çocuk öldürüldü" dedi.
"OHAL sayısız can aldı"
OHAL uygulamalarına da değinen Aydemir, "Güvenliği sağlamak amacıyla ilan edildiği belirtilen OHAL şimdiye kadar sayısız can almıştır. Bu savaş ve yıkım politikasından her birey ayrı ayrı örselenirken, en çok yaşlılar, hastalar, yoksullar, kadınlar ve çocuklar ölmektedir. Çocuk ölümlerine dair hiçbir gerekçenin kabul edilemeyeceğini, ölen her çocuğun, ailesinin ve oyun arkadaşlarının hafızasında ve yüreğinde iz bırakan derin acılar yarattığını biliyoruz" şeklinde konuştu.
İnsan eliyle yaratılan travmaların en yıkıcı travmalar olduğunu aktaran Aydemir, travmaların toplumsal hayatı tümüyle sardığını belirtti.
Aydemir, "Şiddet üretiminin devam etmesi, hatta şiddetin gittikçe bir yaşam şekli haline dönüşmesi sebebiyle de her gün yeni travmalar ortaya çıkmaktadır. Toplumsal belleğimize yazılan bu travmalar inkar edildikçe, hesabı görülmedikçe, normalleştirildikçe nesilden nesile aktarılarak büyüyecektir. Onarılmayan bu travmalar hakikat, adalet ve birlikte yaşamaya olan inancımızı zayıflatacaktır" şeklinde konuştu.
Yaşam hakları elinden alınan, çocukların “kaza, kader kurbanı” olarak adlandırılmasını, ailenin cennet güzellemeleriyle teselli edilmeye çalışılmasını eleştiren Aydemir, ailenin yas tutabilme hakkının da elinden alındığına dikkat çekti.
Aydemir şunları söyledi:
"Muhammed Yıldırım ve Furkan Yıldırım kardeşlerin yaşam hakkını elinden alan bu olayın aydınlatılmasında sorumlu yetki zinciri, başta Başbakan, İçişleri Bakanı, Şırnak Valisi, Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve ilgili diğer devlet birimleridir. Bizler, olaya sebep olan, olayın gerçekleşmesinde sorumluluğu geçen kişi veya kişilerin tümünün yargı önüne çıkarılmasını ve hukukun üstünlüğüne özen gösterilerek adil bir biçimde yargılanmalarını istiyoruz. Bireysel ve toplumsal travmalarımızın onarımı ve ruhsal bütünlüğümüzün yeniden sağlanması için yaşananlarla yüzleşilmesini, suçlu bulunanların cezalandırılmasını istiyoruz!"