IŞIL ÖZ
Washington yönetiminin giderek daha sık başvurduğu insansız silaha karşı uluslararası toplumdan yükselen tepkiler giderek artıyor.
Merkezi ABD’de bulunan Pew Araştırma Merkezi’nin çeşitli ülkelerde yürüttüğü araştırmaya göre, insansız uçak operasyonlarının kamuoyunda destek bulduğu tek ülke yine ABD. ABD dışında insansız uçak operasyonlarının kamuoyunun çoğunluğu tarafından destelendiği bir ülke yok!
Pew Araştırma Merkezi’nin açıkladığı bilgiler sonrası, TRT Türk’ün Ankara’daki haber merkezinde ‘Dış Haberler Editörü’ olarak görev yapan Mehmet A. Kancı’ya ulaştım ve kendisinden konu üzerine bilgi aldım.
“Amerikan halkının yüzde 28’i insansız uçak operasyonlarına karşı çıkarken,destek oranı yüzde 62’ye ulaşıyor. El Kaide saldırılarına hedef olan İngiltere ve İspanya’da ise halk insansız uçak operasyonlarına sıcak bakmıyor. İngiltere’de karşı çıkanların oranı yüzde 47, destekleyenlerin oranı ise yüzde 44. İspanya’da ise insansız uçakların kullanımına karşı çıkanların oranı yüzde 76’yı buluyor. Elindeki insansız uçakları silahlandırmaya hazırlanan İtalya’da ise araştırmaya katılanların yüzde 55’i bu silaha karşı olduğunu dile getirmiş. Amerikan yönetiminden silahlı insansız uçak talep eden Türkiye’de ise, bu silahların kullanımına karşı çıkanların oranı yüzde 89. El Kaide ve bağlantılı örgütlerin tehdidi altındaki Mısır ve Ürdün gibi ülkelerde de durum farklı değil. Her iki ülkede ABD’nin insansız uçaklarının operasyonlarına karşı çıkanların oranı yüzde 85 düzeyinde. Ülkelerin kamuoylarında insansız uçakların kullanımı aleyhinde rüzgarlar esse de, bu baskının şimdilik ABD başta olmak üzere müttefiklerini durdurmaya yetmeyeceği gerçeğini kabul etmek gerekiyor.” diyen Kancı, özellikle yeni bir sömürgecilik döneminin hakim olduğu Afrika’nın gözden uzak çöllerinde teknolojinin son ürünü silahlarla yürütülen bir mücadelenin, kaç sivilin hayatına mal olduğundan uzun yıllar boyunca haberdar dahi olmamızın mümkün görünmediğinin altını çiziyor.
Kancı, “El Kaide örgütü 11 Eylül saldırılarında yolcu uçaklarını silaha dönüştürerek nasıl terörizmi yeni bir boyuta taşıdıysa, ABD de insansız uçaklar kullanarak terörizme karşı yürüttüğü küresel mücadelede yeni bir dönemin başladığını ilan etti.” diyor ve ekliyor: “ İnsansız uçaklar son 10 yılda Irak, Afganistan ve Pakistan’da binlerce kişinin ölümüne yol açtı. Bugün Afrika ve Arap Yarımadası semalarına hakim olan bu silahların, bu bölgelerde neden olduğu ölümlerin boyutu ise bilinmiyor.
1989 yılında Berlin Duvarı’nın çöküşünü takiben Varşova Paktı’nın dağılması, yalnızca Soğuk Savaş’ın bitişini değil, ABD’nin de yer küre üzerinde tek süper güç olduğunu ilan ediyordu. Ancak, ABD’nin, tehdit algısı yaşamadan geçirdiği yıllar sınırlı oldu. Afganistan’daki Sovyet işgali sırasında ABD başta olmak üzere batılı ülkelerden destek bulan Usame Bin Ladin liderliğindeki militanların El Kaide adıyla tarih sahnesine çıkışı Washington yönetimini yeni bir mücadeleye itti.
Amerikan ordusu 2001 yılında başlayan ve etkilerini bugünde izlediğimiz Irak ve Afganistan seferlerini bu terör saldırılarına cevap olarak başlattı. Afganistan’ı hedef alan Amerikan işgali bu ülkedeki Taliban rejimini yıktı. Ancak aradan geçen 11 yılda, Taliban ve El Kaide’nin gerek bu ülkedeki gerek Pakistan’daki etkinliğine son verilemedi.”
Amerikan ordusunun insansız uçakları kullanmaya başlaması hangi yıla denk geliyor?
ABD, 2004’ten itibaren askerlerine yönelik riski minimize edecek bu silahı devreye soktu. İsrail’in 1980’li yılların başından itibaren Suriye ile giriştiği hava savaşlarında yararlandığı insansız uçakların silahlı versiyonları bir süredir Irak’ta kullanılıyordu. İnsansız uçak saldırılarının Pakistan’a taşınmasıyla beraber yeni bir dönem başladı.
Pakistan?
Washington-İslamabad ilişkilerini bozan bu terörle mücadele yöntemi 2004- 2012 yılları arasında yalnızca Pakistan’da yaklaşık 2.800 kişinin ölümüne yol açtı. Uluslararası hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Pakistan yönetiminin tepkisine yol açan saldırılarda ölenlerden yalnızca 43’ünün El Kaide ya da Taliban örgütünün üst düzey militanı olduğunu belirtmekte fayda var.
Ölenlere dair resmi bir veri var mı?
İnsansız uçakların fırlattığı Hellfire roketlerinin öldürdüğü 2 binden fazla insanın kaçının çocuk, kaçının kadın, kaçının silahsız sivil olduğuna ilişkin resmi bir veri yok.
Peki, Pakistan yönetimi ne yaptı?
Pakistan yönetimi, toprakları üzerinde 220’den fazla saldırı düzenleyen Amerikan insansız uçaklarına karşı yalnızca, bunların kullanıldığı üssü kapatmakla yetindi. Amerikan ordusu Kuzey Veziristan topraklarını hedef alan operasyonlarını bugün, tepkilere rağmen Afganistan üzerinden sürdürüyor. ABD insansız uçakları bugün Arap Yarımadası ve Afrika’da El Kaide ile bağlantılı gruplara karşı kullandığını duyuyoruz.
El Kaide ne durumda?
Ebu Yahya El Libi gibi üst düzey yöneticilerini insansız uçak saldırılarında kaybeden El Kaide örgütü, mücadelesini daha geniş bir coğrafyaya yayarak hayatta kalmaya çalışıyor.
Bu strateji doğrultusunda 2007 yılından itibaren iki örgütlenme ön plana çıktı. El Kaide Arap Yarımadası ( AQAP: Al Qaida in the Arab Peninsula) ve El Kaide İslami Magrip ( AQIM: Al Qaida in the Islamic Maghreb). El Kaide Arap Yarımadası bugün, Suudi Arabistan ve Yemen’den Sina Yarımadası’na kadar yayılan bir bölgede faaliyette bulunuyor. Yemen’de son 1 yıldır Ali Abdullah Salih yönetimine son vermek amacıyla başlayan ayaklanmalar bu ülkedeki El Kaide yapılanmasını da besledi. Ülkenin güneyindeki Abyan bölgesine hakim olan El Kaide unsurları, Yemen ordusunun bu ay tamamladığı “Altın Kılıçlar” operasyonu ile yenilgiye uğratıldı. Bu operasyonda 30 bin kişilik Yemen ordusunun galip gelmesinde Amerikan donanması ve insansız uçakları önemli rol oynadı. El Kaide’nin Cezayir kaynaklı Afrika kolu ise, Somali ve Mali’deki iç savaşlar ile batılı ülkelerin vatandaşlarını hedef alan kaçırma eylemleriyle adını duyuruyor. El Kaide İslami Magrip örgütü bugün, Somali’de Eş Şebab, Mali’de Ensar El Din ve Nijerya’da Boko Haram gruplarıyla etkili bir vurucu güç haline gelmiş durumda. Amerikan insansız uçakları, uluslar arası basına yansıyan haberlere gore Uganda, Kenya, Fas, Etiyopya, Cibuti ve hatta Hint Okyanusu’ndaki Seyşel Adaları’ndaki gizli üslerinden kalkarak Orta Afrika ve Sahra Altı ülkelerdeki bu oluşumlara karşı kullanılıyor.
Bu operasyonlarda kaç kişi öldürülmüş?
Amerikan resmi kaynakları ya da uluslararası örgütler aracılığıyla bir veriye ulaşmak mümkün değil.
Amerikan insansız uçaklarının ve El Kaide ile bağlantılı grupların Afrika kıtasında artan faaliyetlerini neye bağlıyorsunuz?
2011 yılında Libya’daki Kaddafi rejiminin devrilmesiyle doğrudan bağlantılı. Libya’daki Kaddafi yönetiminin devrilmesi sırasında yağmalanan cephaneliler Afrika’daki El Kaide örgütlenmesinin sofistike silahlara erişimini sağladı. Kaddafi rejimi için paralı askerlik yapan Mali’deki Tuareg kabilesi savaşçılarının, Libya’yı terk ederken yağmaladıkları cephaneliklerden götürdükleri silahlar, El Kaide’nin bölgedeki gücünü daha da artırdı.
Tuaregler sahip oldukları yüksek ateş gücüyle Mali’nin kuzeyini ele geçirdiler ve burada Azavad Cumhuriyeti adı altında bir devlet kurdular. Tuaregler içerisindeki El Kaide unsurlarının, İslam dininin Afrika’da yayılmasında önemli yeri olan tarihi Timbuktu kentinde şeriat ilan etmesiyle batılı başkentlerin bu ülkeye yönelik dikkati de arttı.
Batılı istihbarat kaynaklarına göre bugün Mali’nin kuzeyinde üslenen El Kaide unsurları, Kaddafi’nin ordusunun cephaneliklerinden yağmalanan omuzdan fırlatılabilen Rus yapımı uçak savar füzeleri ve etkili plastik patlayıcılar gibi sofistike silahlarla donanmış vaziyette.
ABD, Doğu Afrika, Orta Afrika, Kuzey Afrika ve Sahra Altı ülkelerinde istikrarı tehdit eden El Kaide ile bağlantılı gruplara karşı merkezi geçen yıla kadar Almanya’da bulunan “Birleşik Devletler Afrika Karargahı”nı ( US Africa Command) aktif hale getirdi.
Libya’ya yönelik NATO operasyonunda rol oynadığı bilinen Birleşik Devletler Afrika Karargahı’nın yanısıra Fransız ve Cezayir anti-terör birimlerinin bölgede özel kuvvetleri ile operasyonlar düzenlediği zaman zaman uluslararası basına yansıyor. Amerikan insansız uçaklarından da bu operasyonlarda gözlem ve vurucu güç amaçlı olarak yararlanıldığı bir sır değil.
Anladığım, El Kaide terörü bölgede daha fazla insansız uçak operasyonlarına bahane olacak…
Zengin maden ve mineral yatakları nedeniyle gelecek yıllarda küresel güçler arasında mücadele alanı haline gelmesi beklenen Sahra Altı ülkelerini tehdit eden El Kaide terörünün, bu bölgede daha fazla insansız uçak operasyonlarına yol açması kaçınılmaz görünüyor.
Peki, yakın bir gelecekte neler olur?
ABD insansız uçaklarının silah kapasitesini artırırken, İtalya’nın elindeki insansız uçakları da silahlandırmaya hazırlanıyor. Almanya kendi üretimi olan “Euro Hawk” insansız uçağını kullanıma soktu.
Şimdilik ABD’nin tekelinde olan insansız uçak operasyonlarının yakın bir gelecekte diğer NATO üyesi ülkeler tarafından uygulamaya konması da sözkonusu. Almanya, 25 bin kilometre menzilli “Euro Hawk” adını verdiği askeri amaçlı insansız hava aracını geçen yıl basına tanıttı. Amerikan yönetimi ayrıca İtalya ordusunun elindeki Reaper tipi insansız uçak filosunu silahlandırmak için mayıs ayında harekete geçti. Türkiye’nin de ABD’den silah taşıyan insansız uçaklar satın almak için girişimlerde bulunduğunu hatırlatmakta yarar var. İsrail de, insansız uçak teknolojisinin öncülerinden biri olarak bu silahı etkin şekilde kullanan ülkeler arasında yer alıyor. ABD, bugün en az 50 adet MQ-9 Reaper tipi insansız hava aracından oluşan bir vurucu güce sahip. Bu araçlar her biri 60 bin dolara mal olan Hellfire füzeleri ve lazer güdümlü bombalar ile donatılmış durumda.