T24 - CHP'nin eski lideri Deniz Baykal, hakkında inceleme başlatılmasıyla ilgili "Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili bir arkadaşıma danıştım, şu kararı al, bu kararı al demedim. Merak ifadesi olabilir, etkilemeyle ilgisi yoktur" diye konuştu. Baykal, Savcı Zekeriya Öz'ün yargıyı etkileme iddiaları üzerine hakkında inceleme başlattığı yönündeki açıklamalarını 'İddialar saçma, adli görev yapan merciler siyaseti etkilemeye çalışıyor' dedi.
CHP liderliğinden olaylı bir şekilde istifa ettikten sonra memleketi Antalya'da yaz tatilini geçiren Deniz Baykal hakkında Ergenekon savcısı Zekeriya Öz inceleme başlatıldığını açıklamıştı.
Tarafsız yargılamayı etkileme iddiasıyla açılan inceleme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'e takıldı.
Başsavcı Engin, Zekeriya Öz'ün Baykal'a inceleme başlatma yetkisinin olmadığını söyledi.
Bu gelişmeler yaşanırken, gazeteciler Deniz Baykal'dan bir açıklama alabilmek için Antalya'daki evinin önünde kamp kurdular. Ancak Baykal'a ulaşmak mümkün olmadı.
Deniz Baykal, tatilini yaptığı Çeşme'de gazetecilerin karşısına çıktı.
Baykal, şöyle konuştu: "Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili bir arkadaşıma danıştım. Anayasa Mahkemesi’ne şu kararı al, bu kararı al demedim. Bunun Ergenekon davasıyla ilgisi yok. Anayasa Mahkemesi’ndeki bir konuyla ilgilidir. Yargıyı etkilemeyi aklımdan bile geçirmedim. Mahkeme üyelerinin görüşlerini değiştirmek gibi bir fikrimiz olamaz. Merak ifadesi olabilir, etkilemeyle ilgisi yoktur.
Bir telefon dinlemesiyle ilgili birileri birilerine fısıldıyor. Niye fısıldıyor? Saçma sapan bir iştir, temeli yok. Beni tartışmaların içine çekme çabası var, bunu herkes biliyor."
'Darbe olasılığı olmadığı için'
Baykal, Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) yaşanan atama kriziyle ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Bir komutanın bir yere gelmesi konusunda tartışma yaşanabilir. Bunlar olabilir, geçmişte de olmuştur. Ancak bugünkü olay bambaşka bir nitelik taşıyor. Kişisel değil, kurumsal bir nitelik taşıyor. Tüm TSK’yla ilgili derin bir tartışmanın içinden geçiyoruz. Bu uzun süreden beri süren bir olay.
TSK ile iktidar arasındaki gerginliğin çatışmaya dönüştüğüne tanığız. Bu çatışma, darbe olasılığı olduğu için ortaya çıkmış değildir. Tam tersine darbe olasılığı ortadan kalktığı için gerçekleşen bir hesaplaşmadır. Bunun Türkiye’ye ağır bir bedeli vardır. TSK’nın morali ciddi şekilde sarsılmıştır. Bu vahim bir tablodur. TSK’nın iç dayanışması tehlikeli bir biçimde sarsılmaya başlamıştır. Terörle mücadele döneminde TSK’da böyle sorunların oluşması kaygı vericidir.
Gelinen bu noktada Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesi beklenen bir askerin önünün kesilmesi karşısında ‘Ben bu görevi reddediyorum’ diyerek dilekçe vermesi onurlu ve şerefli bir davranıştır. Türkiye’nin böyle davranışlara çok ihtiyacı vardı.