İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlere ilişkin; "'Kayyum rektör atadınız' demek faşist bir yaklaşım. Boğaziçi Üniversitesi'nin giriş kapısını ilk gün kırdılar. Bunun adı vandallıktır. Bu öğrenciler ne yapacaklar? Rektörün odasına girecekler, rektörün odasını işgal edecekler. Ben İçişleri Bakanıyken buna müsaade etmem. Boğaziçi Üniversitesi ayağa kalksa da, Türkiye ayağa kalksa da müsaade etmem" dedi.
Haber Global'de Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtlayan Soylu, Boğaziçi Üniversitesi protestolarına destek vermek isterken gözaltına alınan 108 öğrenciden 79'unun 'terör örgütü üyesi' olduğunu iddia etti. Soylu, "Burada maalesef marjinal, ideolojik, çok uçlarda olan sınırlı sayıdakiler üniversiteyi marjinal ideolojik merkeze çekmişler. Bu doğru bir iş değil. Bizim Boğaziçi Üniversitesi'yle konuşacağımız iş onların başarısıdır. LGBT denilen, hakikaten değerlerimizle hiçbir şekilde örtüşmeyen, tamamen Batı'nın Türkiye'ye pazarladığı, sunduğu... Bloke ediyorlar üniversiteyi" ifadesini kullandı.
"Erdoğan siyaseti bıraktıktan sonra ben de kenara çekileceğim"
Öte yandan Soylu, "Erdoğan'dan sonra AKP'nin başına geçeceğiniz yönünde iddialar var. Siyasi kariyerinizde böyle hedefler var mı?" sorusuna "Cumhurbaşkanı Erdoğan siyaseti bıraktıktan sonra ben de kenara çekileceğim" yanıtını verdi.
Soylu'nun açıklamasından satır başları şöyle:
"Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğrencilerden, Güney Kampüsü'ne alınanlardan 108 tanesinden 101 tanesi Boğaziçi'yle alakalı değil, 79 tanesi DHKP-C, THKP/C-ML dahil olmak üzere terör örgütü üyesi.
"Burası bir üniversite. Bir önceki seçimde üniversite rektörünü öğrenci mi seçti? Hayır. Adaylardan biri seçildi. Türkiye'nin en çok akademik yayın üreten en başarılı üniversiteler hangileri? Özel üniversiteler.
"'Kayyım rektör' tabiri faşist bir yaklaşım. Siyasi bir yaklaşım. Üniversitenin kendi içini kapsayacak bir yaklaşım değil. Burada maalesef marjinal ve ideolojik çok uçlarda olanlar üniversiteyi merkeze çekmişler. Bu doğru değil. Bizim Boğaziçi Üniversitesi'yle konuşacağımız iş onların başarısıdır. LGBT denilen, hakikaten değerlerimizle hiçbir şekilde örtüşmeyen, tamamen Batı'nın Türkiye'ye pazarladığı, sunduğu... Milletin kutsalıyla senin ne işin var? Onları yapanların ailesi yok mu? Ne oldu demokrasiye, saygıya, çoğulculuğa? İnsanların inandıklarına kışkırtıcı şekilde yaklaşım doğru mu?
"Diyebilirsiniz ki 'Size ne? Milletin kutsallarıyla uğraşsınlar' Senin Kabe'yle ne işin var? Onları yapanların annesi, babası, ailesi yok mu? Bu ülkede her gün 5 vakit ezan okunuyor. Hani ne oldu saygı, demokrasi, çoğulculuk kelimeleri? İnsanların inandıklarını bu kadar kışkırtmak için üzerine gidilir mi?
"Türkiye ayağa kalksa müsaade etmem"
"Boğaziçi Üniversitesi'nin giriş kapısını ilk gün kırdılar. Bunun adı vandallıktır. Bu öğrenciler ne yapacaklar? Rektörün odasına girecekler, rektörün odasını işgal edecekler. Ben İçişleri Bakanıyken buna müsaade etmem. Boğaziçi Üniversitesi ayağa kalksa da, Türkiye ayağa kalksa da müsaade etmem.
"Bir siyasi partinin reklam ajansı gençleri kullanıyor. Acaba başka bir yere evirebilir miyim diye? Kamuoyunun gündeminden ayırıyor. Oradaki bir cümleyi yalan şekilde alıp bu şekilde kullanmaları yanlış. Bu bir operasyon.
"Bu topraklarda LGBTİ diye bir şey var mıydı? Avrupa'da olabilir. Bu cereyan Avrupa'dan, ABD'den Türkiye'ye pazarlanmaya çalışılan bir cereyandır.
"Bununla mücadele etmek bizim görevimiz, bu doğru bir iş değil.
"2020'de bana gelen hakaret 15 bini aşkın hakarete maruz kaldım. Sizce bu normal mi? Ben Taşlıtarla'da büyüdüm. Küfürün her çeşidini iyi bilirim. Ama bu küfürü hayatımda duymadım. Bu benim iç meselem. Kendi kendimi yedim. Karakterimizi, kimliğimizi, altımızdaki koltuk ya da giydiğimiz takım elbise belirlemiyor. Sosyal medyanın özgürlük alanı olarak tanımlanması yanlış."