İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Elazığ'ın Maden ilçesinde depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Soylu, "Afet bölgesi ilan edilme tartışması var. Eğer bir bölgede yaşama şansı tamamen kalktıysa afet bölgesi ilan edilebiliyor. Ama afet bölgesi diye bir kavram söz konusu değil" dedi.
Çevre Bakanı Murat Kurum da, " Elazığ'da şu an itibariyle 93 yıkık binamız var, 266 bağımsız bölümden oluyor. 2 bin 42 ağır hasarlı binamız var, bunların bağımsız alan sayısı yaklaşık 7 bin 700. Bin 382 orta hasarlı binamız var. Elazığ'ın yapı stokunun yüzde 25-30'unu etkilemiş durumda" dedi.
Bakan Soylu şunları kaydetti:
"Yıkımlar devam ediyor biz de yıkımlar olduğu ünün iki gün sonrası hemen yıkımların paralarını çıkarmaya çalışıyoruz. Vatandaşımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Altyapı çalışmaları devam ediyor. Ağır hasarlı binaların sayısı belirlendikçe şehrin konut stoku bir vesileyle kıyas edilince konteynırdan oluşan geçici konaklama merkezlerimizin sayısını artırabilmek için bir rezerv alan daha değerlendirdik.
Köylere yönelik de tarım bakanlığımız çalışmaları yapıyor. Çünkü orada hayvancılığın devam etmesi önemli. Hem yapılmak istenen adımlar konusunda, şimdi jandarmamız tüm köyleri tekrar geziyor. Hem tespitleri, hem talepleri tekrar tarım bakanlığımızın yetkilileri vasıtasıyla değerlendirecekler.
'Afet bölgesi ilan edilsin' diye bir tartışma var. Bizim kanunumuzda afet bölgesi diye bir kanun yok, afete maruz bölge var. Tam da içinde bulunduğumuz Maden gibi. Eğer bir bölgede yaşama imkanı tamamen kalkmışsa afete maruz bölge ilan ediliyor. Buradan tamamen gidilecek ve burada hiçbir şekilde yaşanılmayacak demek. Ama afet bölgesi denilen bir kavramımız söz konusu değil. Ama şu var, başından itibaren genel hayatı etkinlik kararı aldık. Bu şu demektir; hem ekonomik olarak yapabileceğimiz tüm yardımları, sosyal yardımları da genel hayata etkinlik kapsamında almaya çalışıyoruz. Yine diğer kurumlarımızın SGK, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın ortaya koyduğu ertelemeler söz konusu, Enerji Bakanlığımızın ortaya koyabilecekleri var. Ama burada bir şeyi daha düşünüyoruz. Burada, kanunda böyle bir şey yokken, böyle bir talep yokken 'afet bölgesi ilan edilsin' demek biraz siyasi bir yaklaşım olur. Şehrin hayatını tamamen durdurmak söz konusu değil. Bir, şehrin ekonomisine ne olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda hareketliliği düşünüyoruz. Ekstra bir takım meseleler çıkarsa hem şehrin içinde yaşayan arkadaşlarımızla hem diğer kamudan bunu isteyenlerle değerlendirilir. Ama şu anda buna bir vesileyle 'afet bölgesi ilan edilebilir' demek hem olmayan bir şeyi vatandaşımıza sunmak olur ki bu bizim açımızdan işin başından beri yürüttüğümüz meseleler çerçevesinde doğru değildir.
Şu ana kadar AFAD'daki hesaplarımıza 87 milyon geldi. 30 milyon civarında da dün aldığımız Kızılay bağışı söz konusu oldu. Toplam 117 milyonluk bir bağış söz konusu oldu. Vatandaşlarımıza da tekraren çok teşekkür ediyoruz. Buraya yollanan yardımlarla ilgili bütün Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz. Üç dört kalemin dışında sürekli olarak eğer gelirse burada bunu yönetebilme kabiliyetinde bu saatten sonra sıkıntıya düşeceğiz."
Bakan Kurum şunları kaydetti:
"Maden ilçesinde etkinlik oluru verdiğimiz ve afete maruz bölgesi olan bir ilçemiz. Bu ilçede yaptığımız tespit neticelerinde 1 yıkık, 17 ağır hasarlı, 18 orta hasarlı, iki tane de acil yıkılacak yapı tespiti yaptık. Elazığ geneline baktığımızda yüzde 60 seviyelerine gelmiş durumdayız. İnşallah 3-4 yıl içinde büyük bir çoğunluğunu toparlayacağız.
Mahalle mahalle olması gereken yerlerde yapabiliyorsak yerine yapamıyorsak dönüşüm alanlarında vatandaşlarımıza kalıcı konutların yapımını başlatmış durumdayız. Elazığ'da şu an itibariyle 93 yıkık binamız var, 266 bağımsız bölümden oluyor. 2 bin 42 ağır hasarlı binamız var, bunların bağımsız alan sayısı yaklaşık 7 bin 700. Bin 382 orta hasarlı binamız var. Bir tablo verecek olursak bu deprem büyüklüğünü anlatmak adına söylüyoruz, Elazığ'ın yapı stokunun yüzde 25-30'unu etkilemiş durumda.
Malatya'da hasar tespitleri tamamladık. Acil yıkılacak 286 binamız var. Şehrin hemen hemen her yerinde tehlike arz eden binalara ilişkin işlemleri başlattık. Şimdiye kadar 54 binanın yıkımı gerçekleştirilmiştir. Diğer binalara ilişkin de yıkım süreci süratli bir şekilde yapılmaktadır.
Yapıların birini Mustafa Paşa'ya yapacağız. 300 konut belirlemiştik ama tespitlerimiz Mustafa Paşa'nın çok riskli bir alan olduğunu gösteriyor. Yani bu alanımız giderek büyüyor. Orada eğer proje sınırları içerisine girmesi gereken diğer binalar da var ise alanı büyüteceğiz. Şu an itibariyle 500-400 olacak gibi görünüyor.
Sürsürü'de yerinde 200, Sivrice'de merkezde 350, Yemişlik'te de 10 bin konutluk rezerv alanımız içerisinde 2 bin konutu başlattık. "