T24 - İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, geçen pazar günü İstanbul'da düzenlenen Hocalı katliamının protesto edildiği mitingde “bazı provokatif gruplarca taşınan, mitingin amacına ve ruhuna aykırı, mitinge gölge düşüren bazı pankart, söz ve davranışların hiçbir şekilde tasvip edilmesinin mümkün olmadığı” belirtilerek, bu kişi ve gruplarla ilgili gerekli yasal takibin ilgili merciler tarafından yerine getirildiği, bu kişilerin kimlik ve adreslerinin tespiti için İstanbul Valiliği'nin çalışmalarının devam ettiği bildirildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Hocalı katliamını telin mitinglerinin, sivil toplum örgütlerince oluşturulan komitelerce düzenlendiği, mitinglerin organizasyonunda hiçbir siyasi partinin destek veya katkısının bulunmadığı ifade edildi.
“Mitinglere katılanların ortak amacının, 20 yıl önce yaşanan, çocuk, kadın, yaşlı demeksizin 613 masum ve savunmasız insanın hunharca katledildiği Hocalı katliamını lanetlemek ve telin etmek” olduğu vurgulanan açıklamada, “Sadece mitinge katılanlar değil, milletimizin her bir ferdi bu katliamı lanetlemektedir” denildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Ancak mitingde, bazı provokatif gruplarca taşınan, mitingin amacına ve ruhuna aykırı, mitinge gölge düşüren bazı pankart, söz ve davranışların hiçbir şekilde tasvip edilmesi mümkün değildir. Bu kişi ve gruplarla ilgili gerekli yasal takip ilgili merciler tarafından yerine getirilmekte olup, İstanbul Valiliğince bu şahısların kimlik ve adres tespit çalışmaları devam etmektedir.
Bu anlamlı mitinge, Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı'nın katılımı da bu katliamın telin edilmesi amacından başka bir maksat taşımamaktadır. Mitingde İçişleri Bakanı tarafından yapılan konuşma çarpıtılarak ve amacından saptırılarak, konuşmanın bütünü yerine, sadece bazı kısımların öne çıkartılması suretiyle söylenmemiş sözler ve kastedilmemiş anlamlar yüklenmektedir. Yapılan konuşmada, Hocalı katliamı ile ilgili hesabın sorulacağı belirtilmiş, ancak bunun da adaletle, insafla, hukuk yoluyla takip edileceği özellikle vurgulanmıştır.
Ancak İçişleri Bakanı'nın konuşmasında ifade edilen bu düşünceler, bütünlüğünden koparılarak ve hiç kimsenin de tasvip etmediği bazı pankartlarla birleştirilerek bir karalama kampanyasına dönüştürülmüş, hatta hakaret seviyesine inilmiştir. Bu yayınlarla ilgili hukuki yollara başvurulmuştur.
Türkiye'de, her vatandaşın hakkı ve hukuku güvence altındadır. Her vatandaşımız etnik kimliğine, diline, inancına bakılmaksızın birinci sınıf vatandaştır.
Milletimiz, elbette Hocalı katliamını ve benzeri katliamları unutmayacak ve şehit olan masum kardeşlerimizin acısını hissetmeye ve yasını tutmaya da devam edecektir. Bakanlığımız her zaman hakkı, hukuku, barışı savunmaya devam edecek, her türlü nefret söylemlerinin ve ayrımcılığın da kesin olarak karşısında olacaktır.”