T24 - Eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, 'Özellikle Deniz Kuvvetleri hedef seçilerek komutanlıklar ile subay ve astsubaylara karşı içimize yerleşmiş sütü bozukları vasıtasıyla tertipler hazırlanmıştır' dedi.
Kafes sanığı emekli Koramiral Öğütçü, dünkü duruşmada bugüne kadar kamuoyunda hiç bilinmeyen TSK içindeki bir köstebek operasyonunu anlattı. Öğütçü, “İçimizdeki sütü bozuklar bize tertip kurdu. ABD’ye sık sık giden bu personelin gizli bir istihbarat teşkilatıyla ilişkileri var. Onların komplosuyla biz sanık yapıldık” dedi. Vatan gazetesinde yer alan haber şöyle:
“Kafes Eylem Planı” ve “Amirallere Suikast” davalarıyla birleştirilen Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmata ilişkin dava kapsamında yargılanan eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü dünkü duruşmada kamuouyunda hiç bilinmeyen TSK içindeki bir köstebek operasyonunu anlattı. 2009 Ağustos’ta emekli olan Kuzey Deniz Saha Komutanı Öğütçü salondaki avukatların da şaşkınlıkla izlediği şu açıklamaları yaptı :
“2008 yılı Temmuz ayından itibaren TSK hedef alındı. Özellikle Deniz Kuvvetleri hedef seçilerek hedef alınan komutanlıklar ile subay ve astsubaylara karşı içimize yerleşmiş sütü bozukları vasıtasıyla tertipler hazırlanmış, bilahare emniyet ve savcılara gönderilen imzasız sahte imzalı ihbar mektupları, kablosuz internet hatlarından atılan e-mailler, el konulan bilgisayar, DVD ve CD’lere yerleştirilen düzmece plan ve notlar, teknik takip sonucu telefon konuşmalarından kendilerine göre yorumlar ile suçlamalar yapılarak tutuklamalar yapılmış ve iddianameler düzenlenmiştir. Masum insanlar tutuklanarak aileleri perişan edilmiş, alınlarına sürülmeye çalışılan lekeleme ile şeref ve haysiyetleri ayaklar altına alınmış, sisteme olan inançlarını yitirmişlerdir.”
‘2005’te ihbar geldi’
Kuzey Deniz Saha Komutanlığına 20 Mayıs 2005 tarihinde Cemal Korkmaz sahte ismi ile bir ihbar mektubu gönderildi. Mektupta, SAT Grup Komutanlığında bir gruptan bahsediliyordu. Bahse konu personelin son zamanlarda SAT Grup Komutanlığında yaşanan olaylarla ilgili olabileceği, bu personelin aşırı borçlu oldukları belirtiliyordu. Bu personelin geçinemediklerini söyledikleri bir dönemde aniden paralanıp ev ve araba aldıkları, bu şahıslardan birinin ABD’ye gidip gelmesinden sonra SAT grubunda olayların meydana gelmesi dikkati çekti. Şahısların isimleri Emin Koçak, İbrahim Balçın, Mehmet Solak ve Lokman Gökbulut olarak açıklanmıştır. Prensip olarak imzasız ve sahte imzalı mektuplara işlem yapılmadığı için mektuba ilişkin bir işleme geçilmemiştir. Ancak, 25 Mayıs 2009 tarihinde, bir önceki gün Mehmet Solak’ın denize mühimmat attığı telefon ile tarafıma rapor edilmiştir.”
'Hepsini tutukladık'
Olaydan sonra sorgulanan Solak’ın ifadesinde mermileri denize attığını itiraf ettiğini ve tutuklandığını belirten Öğütçü şöyle devam etti: “Solak’ın iş yerleri ve evlerinde delil olabilecek tüm CD, doküman ve malzemelere el konuldu. Yapılan aramalarda Lokman Gökbulut’un evinde patlayıcı C4 maddesi bulundu ve 26 Mayıs 2006 tarihinde tutuklandı. Mektupta ABD’ye tatile gittiği belirtilen astsubayın araştırılmasında, Mehmet Emin Koçak’ın çok defa izinsiz yurt dışına çıktığı tespit edilerek 23 Haziran 2009 tarihinde tutuklandı.”
‘Davalar ayrılsın’
Öğütcü, “Birbiriyle hiçbir ilgisi ve ilişkisi bulunmayan Kafes ve Amirallere Suikast davalarının ayrılarak bir an önce hakikatlerin ortaya çıkarılmasını, haklarında hiçbir somut delil bulunmayan, tamamen tertiplere dayalı sahte, düzmece belge ve kanıtlarla suçlanan masum insanların temize çıkarılmalarını, serbest bırakılmalarını, bahse konu senaryoyu hazırlayan ve uygulayanların bulunarak adaletin tecelli etmesinin sağlanmasını istiyoruz” dedi.
Polisler dinlendi
Duruşmada daha sonra Poyrazköy’deki kazılarda bulunan, arama tutanaklarında imzası olan polis memurları tanık olarak dinlenildi. Tanık polis Ö, bazı sanıkların soruları üzerine sık sık “Hatırlamıyorum” deyince tepki çekti.
Ali Türkşen savunmasını yaparken gözyaşlarını tutamadığının gazetelere de yansıdığını anımsatan Öğütcü, şöyle konuştu: “Türkşen, bir önceki duruşmada sanık sıfatıyla ifade veren Levent Bektaş’ın (Benim askerlikle sorunum yok. Ben dünyaya yeniden gelsem yine asker olurdum. Yine SAT olurdum ama bu ülkenin ordusunda değil) şeklindeki sözlerini tekrarlamıştı. Gözlerimin dolmasına neden olan bu sözlerdi. Bektaş’a bu sözleri söyleten benim rolüm olmuşsa ki arkadaşım benim emrimde de görev almış, ben dahil tüm komutanları, kendisine bu tuzakları, tertipleri hazırlayan arkadaşlarını ve işbirliği yaptıkları gizli teşkilatın tüm üyelerini kınıyorum ve kınamanın da ötesinde lanetliyorum.”