Meclis Genel Kurulu'nda; “Polis, Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının” görüşmeleri, iki kez ertelendikten sonra geçen hafta başlamıştı. Tasarının polisin yetkilerini genişlettiği, toplumda herkesi ‘makul şüpheli’ saydığı ve halkın demokratik hakkı olan gösteri hakkını engellediği gerekçesiyle yeniden gözden geçirilmesini isteyen muhalefet, meclisteki görüşmelerde tasarıya karşı büyük bir direniş başlattı. AKP’li vekiller ile muhalefet vekilleri arasında çıkan kavgalarda vekillerin birbirlerini hastanelik edecek kadar şiddet uygulayabileceğini gösteren görüşmeler kamuoyuna ilk olarak “5 vekil yaralandı” haberleriyle yansımıştı.
Tasarıyı görüşmek üzere ikinci kez toplanan meclis genel kurulu eleştirilere karşın yine büyük kavgalara sahne oldu. Görüşmelerin sabah saatlerine kadar uzaması, muhalefet vekillerini kızdırdı. MHP’li vekiller görüşmelerin uzamasına itiraz edince genel kurul salonundaki tartışmalar yeniden alevlendi. Tartışmalarda, kadına karşı şiddetten şikayet eden de, meclisteki iç tüzüğün uygulanmadığından yakınan da oldu.
Arbedesiz gün geçmiyor
AKP’li katip üye Mine Beyaz ile MHP’li vekiller arasında yaşanan tartışmada havaya su bardağı atılırken, katip üye Beyaz’ı MHP’li vekillerden kurtarmaya çalışan meclis başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı “Elime vuruyorlar” diye bağırınca araya AKP’li kadın vekiller girdi. Oturuma ara verilip, görüşmelere yeniden başlandığında Bahçekapılı “Kadına karşı şiddete hayır” sloganı attı. Kendilerinin verdiği önergenin okunmadığını iddia eden HDP Mardin Milletvekili Adil Zozani, kâtip üyenin mikrofonunu eliyle vurarak kırdı. Mikrofonun onarılmasından sonra da HDP’li vekil ile AKP’li vekiller birbirine girdi. Genel kurulda çıkan olaylara değinen HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, “Milletvekilleri çocuklarıyla helalleşerek geliyor. Boğa gibi saldırıyor iktidar” dedi.
Genel kurulda çalışma saatlerinin uzamasından şikayetçi olan HDP ve CHP’li vekiller, protesto etmek için “Angarya yasaktır” yazılı dövizler açıtlar. HDP’li vekiller ağızlarını siyah bantla kapatarak da protesto eyleminde bulundular. MHP’li Özcan Yeniçeri, dinlenmek yerine kollarını sağa sola kaldırarak genel kurulda sabah sporu yaptı.
Bonzai TCK kapsamında, polise 48 saat gözaltı yetkisi
Genel kurulda kabul edilen 6 maddeye göre bonzai ve türevi uyuşturucu maddeler Türk Ceza Kanunu kapsamına alınıyor. Bu maddeleri bulunduranlara hapis cezası 7,5 yıla kadar çıkartılıyor. Polise, 48 saate kadar gözaltı yetkisi de geliyor. Toplumda infial yaratan; öldürme, kasten yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, kaçakçılık, fuhuş, hırsızlık, yağma, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti gibi suçlarda, suçüstü halleriyle sınırlı olmak kaydıyla kişi hakkında, mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirlerince 24 saate kadar gözaltı kararı verilebilecek. Şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda da 48 saate kadar gözaltına alma kararı verilebilecek.
Gözaltına alınan kişi en geç 48 saat, toplu olarak işlenen suçlarda 4 gün içinde hakim önüne çıkarılacak. Toplantı ve gösteri yürüyüşüne molotof kokteyli, demir bilye ve sapan taşıyarak katılanlar tutuklanabilecek. Vali; gerek halinde, kolluk amir ve memurlarına suç faillerinin bulunması için gereken emirleri verebilecek. Kamu kurum ve kuruluşları, valinin emir ve talimatlarını görev sayacak. Valilerin artan yetkilerini ilçelerde kaymakamlar kullanabilecek.
“Türkiye polis devleti oldu” iddiası
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Anayasa ve İnsan Hakları Uzmanı İbrahim Kaboğlu, parlamentodaki kavgaları Deutsche Welle’ye değerlendirirken “hem ne kadar yerinde hem de ne kadar yersiz olduğunun” görüldüğünü belirtip, “Türkiye, polis devleti olmuştur. Türkiye’de hak ve özgürlükler açısından radikal anlamda geriye gidiş gerçekleşmiştir” diyor. Parlamentodaki kavgaların asıl sorumlusunun hükümet olduğunu belirten Kaboğlu, hükümetin kimseye hareket alanı bırakmadığını öne sürüyor. “Böylesi bir tasarıyla sokak çatışmalarını önlemeye çalışmak ancak geri kalmış ülke rejimlerinde olur. Türkiye’de de böylesi oluyor” diyen Kaboğlu, polise 24-48 saat gözaltı yetkisinin verilmesinin anlamını da “Polis; hak ve özgürlüklerin temel kullanıcısı, gücü olmuştur” sözleriyle açıklıyor.
İç güvenlik paketine karşı Türkiye genelinde yapılan eylemleri destekleyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, parlamentodaki gelişmeleri DW’ye değerlendirirken “Parlamento değil dövüş alanı olan bir ülkedeki kavgaların dünya gündemine girdiğini” belirtiyor. Feyzioğlu, “Dünyanın hiçbir yerinde polis, mülki amirin emriyle gözaltına alma işlemi yapmaz. Türkiye’de partizan valilik, kaymakamlık dönemi de artık açıkça başlayacaktır. Tasarıyla ilgili gelişmelerden son derece endişeliyiz. Türkiye’de; yargısal yetkilerin yürütmeye devredildiği bir rejime geçiş başlamaktadır” diyor. Feyzioğlu, tasarıya karşı direnişin süreceğine de dikkat çekiyor.
Meclisteki iç güvenlik paketi geriliminin önümüzdeki dönemde süreceğine dikkat çeken muhalefet vekilleri, hükümetin paketin yasalaşmasında bu kadar ısrarlı olmasının temel amacının da, yaklaşan seçimler öncesinde sokak eylemlerini yasaklamak olduğunu dile getiriyor. Paketle ilgili gerilim üniversite kampüslerine de yansıdı. Bazı üniversitelerde eğitime ara verildiği öğrenildi.