Karar gazetesi İbrahim Kahveci, Merkez Bankası'nın faizi 8.25'te sabit tutması kararını, "Tabela faizi ile fiili faiz yine çok farklı oldu. Bunu önceki Başkan I. Murat döneminden hatırlıyoruz. İşaret gelmeden iş yapılamıyordu. Şimdi II. Murat benzer dönem yaşanıyor" diye yorumladı.
Merkez Bankası dün toplanan Para Politikası Kurulu'nda (PPK) faizi değiştirmeme kararı alıp, bankaların TL ve yabancı para zorunlu karşılık oranlarını yükseltmişti.
Bugünkü yazısında politika faizinin yükseltilmese de toplam fonlama faizinin artırıldığına dikkat çeken Kahveci, "En sonuncusu dün yapılan 10 milyar liralık repo ihalesinde faiz 11,72 oldu. Önceki gün ise aynı ‘geleneksel ihalede’ faiz 11,30 olmuştu. Merkez Bankası değişik kanallardan piyasaya para veriyor. Hepsinin ortalamasına toplam fonlama faizi diyoruz. 1 ay önce toplam fonlama faizi 7,34’e kadar düşmüştü. Dün itibari ile bu oran 9,37’ye çıktı. Bu ne demek? Merkez son günlerde faiz oranlarını o kadar yukarı çekti ki; toplam fonlama faizi de 200 baz puan arttı bile. Hatta haftaya bu oran çift haneye bile çıkabilir. Ama bütün bunlara rağmen Merkez dün politika faizini 8,25’de sabit bıraktı. Hani mağazanın kapısında tabelada fiyat 8,25 gözüküyor ya; içeri girip o ürünü istediğinizde size “kalmadı” diyorlar. Tabela faizi ile fiili faiz yine çok farklı oldu. Bunu önceki Başkan I. Murat döneminden hatırlıyoruz. İşaret gelmeden iş yapılamıyordu. Şimdi II. Murat benzer dönem yaşanıyor. Hayırlısı bakalım" diye yorumladı.
Kahveci Türkiye'nin dövizle yapması gereken işlemlere dikkat çekerek, "Mal ticaretinden hayati derecede açık veriyoruz. Bu yıl hizmet ticareti de minimum düzeyde. Zaten bu nedenle yılın ilk altı ayında rezervlerimiz 30 milyar dolar eridi. Kısaca yabancının parasına ihtiyacımız oldukça fazla. BOTAŞ doğalgaz ithal edecek, döviz lazım. TÜPRAŞ petrol ithal edecek, döviz lazım. Nereden bulacağız bu dövizleri? Ya da kışın ne doğalgaz kullanacağız ne de yakıt alacağız. Bu işin bir düzeni olmalıdır. Politikalar “Saldım Çayıra Mevla’m Kayıra” düzeni ile sürdürülemez. Elbette bir yönetim sorumluluğu ve yönetim ilişkisi olmalıdır. Aksi halde bütün suçları meçhul yabancıya atarak daha ne kadar sorumluluktan kurtulacağız?" diye yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.