T24 - Kürt aydını İbrahim Güçlü, siyasetin kriminalize edildiğini ve Kürt gençlerin 'kirli mekanizmaya' sokulduğunu belirtirken KCK'yı "Kürtlere kurulmuş tuzak" olarak tanımladı. Güçlü, "PKK ve JİTEM devletin kompartımanıdır. Görev bölüşümü yaparak katliam yaptılar" dedi.
Serbest Özden'in Bugün gazetesindeki özel haberine göre; Kürt siyasi hareketinin önemli ismi ve Ala Rızgari örgütü liderlerinden İbrahim Güçlü, terör örgütü PKK'nın iç infazlarını deşifre eden isim olarak gündemde. İnfaz listesini Meclis'e sunan, ardından savcılığa bilgi veren Güçlü, geçmişteki Kürt hareketlerinin PKK tarafından acımasızca katledilerek yok edildiğini söyledi. PKK'nın üst yapılanması KCK için "Kürtlere kurulmuş tuzaktır" diyen Güçlü, 90'lı yıllarda PKK'nın iç infazları ile JİTEM'in bölgedeki katliamlarının aynı tarihlerde yükselişe geçmesini "Görev bölüşümü yaparak katliamları gerçekleştirdiler. PKK ve JİTEM devletin kompartımanıdır" şeklinde değerlendirdi.
Kürt'ü Kürt'e kırdırdı
Güçlü, PKK'nın Kürt hareketinin geçmişiyle bir bağı olmadığını kaydetti. Toplumun ittiği bir kesimin PKK etrafında örgütlendirildiğini ifade eden Güçlü, Kürt hareketindeki bütün örgütlerin 'devlet refleksi' ile düşman ilan edildiğini aktardı. Güçlü, şunları dile getirdi:
"Öcalan Kürt liderlerini öldürttü. Bir yandan hedeflerini yok etti diğer yandan oluşum sürecini tamamladı. Dünyada, herkesi düşman ilan ederek öldüren başka bir ulusal hareket var mı? Asıl gerekçe derin devletin Kürt hareketini içerden kuşatmak ve daha ucuz yoldan Kürt’ü Kürt’e kırdırmak istemesiydi." Öcalan Türkiye dışına çıktıktan sonra PKK’nın özerk ve otonom hale geldiğini belirten Güçlü'ye göre KCK, MİT tarafından bu süreçte örgütlendi. Güçlü şöyle devametti: "Bütün yumurtalar bir sepete konularak Öcalan ve BDP'nin boynuna asıldı. Bu devlet yıkılsaÖcalan ve çetesi bir gün ayakta kalmaz. Çünkü bunları ayakta tutan üniter ve Kemalist devletin devamından yana ısrar edenlerdir. Kürtler’e 'Siz Kemalizmin kıymetini bilmiyorsunuz biz bu bölgede yeniden yaratacağız' diyorlar. Öcalan ve ekibi bunu yapıyor."
Öcalan niye açlık grevi yapmıyor?
12 Eylül darbesinin hazırlanmasında PKK'nın kullanıldığını savunan Güçlü, yakın zamanda gerçekleştirilen olumlu gelişmelerin PKK eylemleri ile bozulmak istendiğine işaret etti. "Askeri vesayet son bulunca, PKK'yı örgütleyenler aynı sistemi belli bir bölgede oluşturarak, gelecekteki iç iktidar mücadelesinde de kullanmanın senaryosunu çizdi. İktidar mücadelesinde de askerlerin yanında saf tutuyor" diyen Güçlü otoriterliğe teslim olan kesimlerin PKK'yı desteklemeye devam ettiğini vurguladı. "Ateist olan, din düşmanı olan bir örgüte meleler nasıl üye olur? Yani bu Stockholm sendromu değilse nedir" sorularını yönelten Güçlü, "Aydınlar yıllarca sesini kesti, bir şey diyemedi. PKK ayrıca büyük bir ekonomik sektördür. Kaç milyar dolara hükmediyor? Hangi ulusal kurtuluş hareketinin liderleri lüks içinde yaşıyor? Bu kadar insanın öldüğü yerde bu şatafat olamaz. Öcalan İmralı'da 2 gün açlık grevi yapsın da görelim" ifadelerini kullandı.
Ergenekon general katletti
Derin devletin PKK'yı senaryolaştırarak kurdurduğunu ve kendi amaçları doğrultusunda kullandığını kaydeden Güçlü, Öcalan'ın Türkiye dışına çıktıktan sonra dış ülkelere dayanarak otonom bir örgüte yöneldiğini söyledi. Uluslararası güçlerin PKK'yı bölgede bir aktör haline getirerek Kürt hareketini bastırmaya çalıştığını savunan Güçlü, "Devletin amaçlarından biri bölgeyi insansızlaştırmaydı. Ölen insanların yanı sıra 4 bin köy boşaltıldı. 7 milyon insan göç ettirildi. PKK derin devletten hiç ayrılamaz. Öcalan, 'Bizimkiler generalleri öldürmek istedi ama izin vermedim' diyor. Böyle bir hareket normalde üst düzeye saldırır ama yok. Ergenekon hep subay ve ciddi isimleri öldürdü. Yani derin devlet ayakta kalabilmek için kendi adamını bile öldürmekten geri durmadı" diye konuştu.
Askerleri öldüren de KCK'ydı
İbrahim Güçlü KCK yapılanmasını şöyle anlattı:
"Devlet PKK'yı yeniden örgütlüyor. KCK, PKK'nın yerine 1999-2000'den sonra ikame ettiği örgüttür. Silah olmadan PKK olmaz. KCK büyük beladır. Öcalan'ın çıkarları ile dağdakilerin çıkarları ayrışınca silah olduğu sürece yatmaya devam edecek bir Öcalan ile Karayılan'ı uzlaştırmak için KCK'yı kurdular. Sonra da örgütü iç iktidar mücadelesinde kullanmaya başladılar. Başbakan'a suikasttan askerleri öldürenlere, seçimlerden önce 'AK Parti'ye karşı savaşı geliştirin' diyenlere kadar hepsi KCK'lıydı. KCK, Kürtlere kurulmuş bir tuzaktır. BDP legal bir örgüt. Neden kendi içinde örgütlenmesine ihtiyaç duyuyor. Belli illegal seni yakalayacaklar. Öcalan emir veriyor.”
5 yıl hapis yattı
İbrahim Güçlü Kürtler’in siyaset sahnesinde ilk legal örgütlenmesi Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) hareketini 1969'da kurdu. Bu gerekçeyle 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı, 5 yıl cezaevinde kaldı. Ala Rızgari örgütünün liderlerinden biri olarak tanındı.
KCK belgelerini Cevat Öneş yazdı
Güçlü, KCK sözleşmesi ve belgelerinin hiçbirinin Öcalan'ın ürünü olmadığını iddia etti. KCK sözleşmesi ve belgelerini Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'in yazdığını ileri süren Güçlü, "Öneş yazarsa öyle ayrıntılı olur tabii" dedi. Sözde sözleşmenin Kürtleri değişik hedeflere iterek kandırdığını anlatan Güçlü, "Bu, resmi ideolojinin mantığına çok uygundur. KCK ile siyaseti kriminalize ettiler. Binlerce insanın yakalanmasına neden oldular. Kürt gençlerini kirli mekanizmaya soktular. BDP bu illegalitiye nasıl izin verir" değerlendirmesinde bulundu.
Öneş yalanladı: Olması mümkün değil
Cevat Öneş, Güçlü'nün kendisiyle ilgili iddialarına "Kesinlikle yalan" karşılığını verdi. Öneş, "Böyle bir bilgiyi nereden almış. En küçük bir kırıntısının dahi doğruluğu yok. Olması da mümkün değil. Beni yazdıklarımı takip edenler söylediklerimi dikkatle dinleyenler bunun olmayacağını bilirler. Bu ancak çarpıtma olabilir. Anlayabilmiş de değilim" dedi.
DTK toplantılarına katıldı
Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, 1989-1991 yılları arasında MİT Diyarbakır Bölge Başkanlığı, Psikolojik İstihbarat Başkanlığı, Personel Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2000 yılında İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı'na terfi ederek 2005'de emekli oldu. Öneş, Öcalan'ın talimatıyla terör örgütüne bir halk hareketi imajını kazandırmak için kurulan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Türkiye Barış Meclisi gibi yapıların konferans ve çalıştaylarına aktif olarak katılması ile dikkat çekiyor. Teröristbaşı Abdullah Öcalan avukat görüşme notlarında Öneş'in fikirlerini beğendiğini söylüyor. Öcalan, 3 Mart 2010'da "Cevat Öneş'in, 'Öcalan sorunun çözümünde Nelson Mandela rolünü oynayabilir' görüşü doğrudur" diyor.