07 Şubat 2021 14:17
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, raylı sistemlere ilişkin önümüzdeki dönem projelerini açıkladı. HIZRAY sisteminin de aktif edileceğini söyleyen İmamoğlu, 2024 yılına kadar faaliyete geçecek metro hatlarını da paylaştı. İmamoğlu, "İstanbul’da metro sistemlerinde ortalama hız 35 Km/saat; toplu taşıma sisteminde ortalama hız 20 Km/saat’tir. HIZRAY’da hedeflediğimiz ortalama hız ise 70-80 Km/saat. Özel otomobil kullanıcıları için toplu taşıma sistemini daha cazip kılmak ve raylı sistemlere özel otomobil yolcularını çekebilmek için; raylı sistem ağı üzerindeki ortalama hızın artırılması önemli bir etken olacaktır." açıklamasını yaptı.
İmamoğlu, Haliç Kongre Merkezi'ndeki “Raylı Sistemlerde Büyük Hamle” toplantısında konuştu. İmamoğlu, “23 Haziran 2019’da görevi teslim aldığımızda, İstanbul’da, duran hatlar dahil, toplam 12 raylı sistem hattının uzunluğu 140,90 kilometre idi. Bir gecede ihale edilmiş olan 7 hat, 29 Aralık 2017’de bir yazıyla durdurulmuştu. Bu 7 hatla birlikte, ödenek yetersizliğinden yarım kalmış veya hiç başlamamış 10 hatta, toplam 103,4 kilometrelik metro inşaatı, 1 ile 2,5 yılı aşkın bir süredir ilerlemeden duruyordu” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, İyi Parti Genel Başkan Yardımcıları Arzu Önşen ile Bahadır Erdem, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, İBB Meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve İBB üst yönetimi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da katıldı.
İmamoğlu, "2019 yerel seçimlerinde kendileriyle birlikte çalıştık, birlikte mücadele ettik… Biliyorsunuz, seçimi kaybedenlerin canları o kadar sıkıldı ki, mağlubiyetlerinin faturasını her iki başkanımıza kesmeye kalkıştılar… Her iki başkanımızla kişisel olarak uğraşmaya ve onları cezalandıracak yollar icat etmeye devam ediyorlar. Ben burada, demokrasi yolunda gösterdikleri dayanışmaya ve yol arkadaşlığı için her iki başkanımıza bir kez daha teşekkür ederek sözlerime başlamak isterim. Boş yere uğraşmasınlar… Yedirmeyiz!" diye konuştu.
İmamoğlu, "Covid-19 pandemisi hayatı durdurana kadar yaptığımız düzenli araştırmalarda 16 milyonun en önemli sorunu nedir, bu şehrin sakinleri bizden öncelikli olarak neler bekliyor diye sorduk ve hep aynı sonucu gördük: Yaş, cinsiyet, sosyal statü, yaşam tarzı ve gelir düzeyi ne olursa olsun, 16 milyon İstanbullunun en büyük sorunu ulaşım ve trafik sorunuydu. İster yerel ister merkezi yönetim olsun, seçilmiş ve atanmış yöneticilerden, bu kadim şehirde yaşayan vatandaşlarımız ulaşım ve trafik sorununun çözülmesini bekliyordu." ifadesini kullandı.
İmamoğlu şunları kaydetti:
"Vatandaş zaten sizi ne için seçer ki? Ama maalesef, son yıllarda bu şehri yönetenler, İstanbullunun gerçek sorunlarına çözüm üretmeyi unutup, 18’inci yüzyılda kalmış “Çılgın Projeci” yaklaşımlarla propaganda kampanyaları yapmışlardı.
Bu şehri yıllarca yönetenler, şehrin bu en büyük ve en hayati sorununu çözmek yerine tam bir israf düzeni kurmuşlardı. Kentin dört bir yanında 'Her yerde metro, her yere metro' diye yıllarca kampanya yapmışlar, ama iş gerçekten metro yapmaya gelince, sınıfta kalmışlardı.
Dünyanın benzeri büyüklükteki şehirleri yılda 25 - 30 km raylı sistem inşa ederken, bizden önceki 25 yıl boyunca yıllık ortalama metro inşaatı 5 km’yi bulmamıştı.
Entegre bir ulaşım yaklaşımı uygulanmamış ve çeyrek yüzyıllık büyük bir zaman harcanmıştı.
Hayatı kolaylaştıracak kalıcı çözümler yerine, pahalı, geçici, palyatif işlerle uğraşmışlardı.
Veriye ve nüfus yoğunluğuna dayalı makro planlama yerine, siyasi gerekçelerle plansız iş yapılmış, dahası, yapılan işlerde sürdürülebilirlik ilkesi dikkate alınmamıştı. Her bir İstanbullunun hayatını, yaşam kalitesini ve şehir içi özgürlüğünü birinci derecede etkileyen bu sorunun çözümünde o kadar yanlış üstüne yanlış yapılmıştı ki… Kamu ciddiyeti, adil rekabet ve hukukun unutulduğu yollara sapılmıştı.
Örneğin 2017 yılı ortasında, aynı gün 7 metro hattını birden eş zamanlı olarak ihale ettiniz… İhale yapıyorsunuz, yaklaşımınız yanlış… İhale yapıyorsunuz, usulünüz yanlış… İhale yapıyorsunuz, finansmanınız yok… Bu çaptaki projelerin İBB kaynakları ile yapılabilmesi imkânsızdır. Kendi kaynağınızla yapmaya kalkarsanız, İstanbul’da hayatı kolaylaştıracak ve trafik sorununu minimuma indirecek etkin bir raylı sistem ağının inşa edilmesi belki yüz yılı bulur. Dolayısıyla başka kaynaklardan fon bulmak ve çeşitli finans modellerini geliştirmek zorundasınız. Dünyanın her tarafında bu tür makro projeler, belediye bütçesi dışındaki fonlarla yapılır. 2017’de eş zamanlı ihale edilen 7 hattın bütçesi, bugün itibariyle yaklaşık olarak 27 milyar liradır.
Bu bütçe İBB’nin 2021 yılı toplam bütçesine yakın bir bütçe. Bir yönetim rasyonel davranmayı bir tarafa bırakırsa bunlar olur maalesef. Projeleri ihale etmeyi düşündünüz ama kaynak bulmayı düşünmediniz.
Zaten bulamadınız da… Unuttuğunuz tek konu sadece finansman da değildi. Hatların bir kısmı için uygulama projeleriniz bile yoktu.Örneğin, ihale ettiğiniz Mahmutbey – Bahçeşehir - Esenyurt hattı güzergâhının bir kısmının uygulama projesini bile hazırlamadan ihaleye çıkmıştınız…
Zaten bu hattın inşaatına hiç başlanmamıştı. Maalesef… Kamu yönetimi ciddiyetine uymayan işler, usuller, uygulamalar bunlar. Öyle olduğu içindir ki, finans kurumları bu hatları fonlamaktan uzak durdular. Ardından da geçici olarak işbaşına gelen Mevlüt Uysal yönetimi, aynı yıl, Aralık 2017’de bu hatlardaki inşaatları tümden durdurmak mecburiyetinde kaldı.
Ne kamu ciddiyetini düşünüyorsunuz… Ne şehrin kaynaklarını, ne 16 milyonu, ne de iş verdiğiniz şirketleri ve çalışanlarını… Özetle, 23 Haziran 2019 tarihinde İBB yönetimini devraldığımızda iki buçuk yılı aşkın bir süre tek bir kazma bile vurulmamış metro inşaatları devraldık. Çoğu başlangıç seviyesinde neredeyse terkedilmiş şantiyeler devraldık.
Çeşitli semtlerde, merkezi noktalarda, etrafları panellerle çevrilmiş, bölge sakinleri için hayati riskler yaratan büyük çukurlar devraldık. Avrupa’nın en kalabalık şehri olan İstanbul’umuzda yıllarca işler böyle yönetildiği için ulaşım sorunu büyüdükçe büyümüş ve trafik durma noktasına gelmişti. Biz ne yaptık? Öncelikle soruna bütüncül ve kapsayıcı bir bakış açısıyla baktık.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından benimsenen katılımcı ve kapsayıcı İstanbul vizyonunun ulaşım alanında da tesis edilmesi ve sürdürülebilir hale gelmesi için İstanbul Ulaşım Platformu’nu kurduk. Paydaş ve vatandaş katılımını önemseyen İstanbul Ulaşım Platformu’nun demokratik, katılımcı ve kapsayıcı bir şekilde vizyonumuza destek olması için kolaylaştırıcılık rolü üstlendik. Vizyonumuzu tüm paydaşlarla birlikte hazırladık.
İstanbul için belirlediğimiz yeşil, adil ve yaratıcı kent vizyonuna paralel olarak, kent içi yolculuklarda iklim değişikliği ve çevre sorunlarına öncelik veren, erişilebilir, ödenebilir, entegre ve kapsayıcı bir ulaşım sistemi hedefledik. Şehrimizde ulaşım sisteminin ekonomik olarak sürdürülebilir ve dayanıklı olabilmesi için; trafik sıkışıklığını ve özel otomobillere bağımlılığı azaltarak, toplu taşımaya geçişi teşvik eden bir yapıda olmasını önemsiyoruz.
Bu amaçla vizyon olarak toplu taşımanın yanı sıra bisiklet ve yaya yolculukları gibi aktif ulaşım türlerinin payının arttırılması da önemsiyoruz. Gerek ulaşım amacıyla gerekse de rekreasyon amacıyla yürümek, bir şehirde yaşayan her vatandaşın en temel yaşam ve özgürlük hakkı. Toplu taşıma kullanımını özendirmek için; insanların oturdukları veya çalıştıkları noktalardan istasyon, iskele ve duraklara erişmesini kolaylaştırmayı ana prensip kabul ediyoruz. Toplu taşıma noktalarına yürünebilir yaya aksları oluşturuyoruz.
Yeni toplu taşıma hatlarının durak ve istasyonlarını yürüme mesafesinde olacak şekilde planlıyoruz. Böylelikle İstanbul’un yaya dostu ve yürünebilir bir şehir olmasını hedefliyoruz. Günde on milyonlarca şehir içi yolculuk talebi bulunan her şehir gibi, İstanbul’un toplu taşıma sisteminin ana omurgası da raylı sistemler olmak zorundadır. Şehirdeki diğer toplu taşıma sistemleri bu omurganın etrafında kurgulanmalıdır.
Ana omurgayla rekabet eden değil, tam tersine onu tamamlayan sistemler olarak düzenlenmelidir. İşte bu amaçla, kentimizde hizmet vermekte olan tüm halk otobüslerini ve erguvan renkli otobüsleri İETT çatısı altında birleştirdik. Böylece, yeni otobüs hatlarının mevcut ve inşa edilmekte olan raylı sistemleri besleyecek şekilde yeniden düzenlenmesini olanaklı hale getirdik. Kentimizde hizmet vermekte olan yaklaşık 6.500 minibüsün de bu entegrasyonda daha uygun konumda ve işlevde yer alması için çalışmaları sürdürüyoruz.
Bir su kenti olan İstanbul’da deniz ulaşımının payının arttırılması da kampanyamızda söz verdiğimiz gibi önceliklerimiz arasında. Bu amaçla, bir yandan yeni denizyolu hatları açılırken, diğer yandan da kentin iç kesimlerini kıyılardaki iskeleler ile buluşturacak füniküler hatları planlıyoruz. Bu yıl içerisinde hizmete açılmayı planladığımız, Rumeli Hisarüstü – Aşiyan füniküler hattının yanı sıra, İTÜ – İstinye ve Altunizade – Beylerbeyi füniküler hatları için de proje çalışmalarımız devam ediyor.
Yine Haliç Tersanemizde inşa etmekte olduğumuz ve bu yıl içerisinde işletmeye alacağımız deniz taksiler de toplu taşımada deniz yollarının payının arttırılması ve ulaşım entegrasyonu için çok önemli bir adım olacak. Özetle, şehrimizdeki tüm toplu taşıma sistemlerinin şehrin çok merkezli gelişmesini destekleyecek biçimde planlanması ve inşa edilmesinde hızla yol alıyoruz.
23 Haziran 2019’da görevi teslim aldığımızda İstanbul’da duran hatlar dahil toplam 12 raylı sistem hattının uzunluğu 140,90 Km idi. Biraz önce de söylediğim gibi, bir gecede ihale edilmiş olan 7 hat 29 Aralık 2017’de bir yazıyla durdurulmuştu. Bu 7 hatla birlikte ödenek yetersizliğinden yarım kalmış veya hiç başlamamış 10 hatta toplam 103,4 kilometrelik metro inşaatı 1 ile 2.5 yılı aşkın bir süredir ilerlemeden duruyordu. Şantiyelerin durdurulmasının toplam proje maliyetlerine etkisi ise ne yazık ki yaklaşık 11 milyar lira olmuştu.
Kredisi olup da yapımı devam eden 2 raylı sistem hattının toplam uzunluğu ise 37,50 Km idi. Raylı sistem hatlarının devraldığımız tarihteki durumu özetle böyleydi.
Takip edenler hatırlayacaktır: Kampanyamız boyunca hemen her toplantımızda: 'Halkın sorunlarını dikkate almayan, israfa yönelik projelere değil, metroya öncelik vereceğiz. Söz verilip de tamamlan mayan hatları bir an önce bitireceğiz' demiştik. Tamamen durmuş inşaatların yeniden başlaması ve İstanbul’un raylı sistem alt yapısında büyük bir hamle başlatmak için fon bulmak üzere harekete geçtik. 2019 sonbaharında ilk yurtdışı finansmanı için imzalarımızı attık.
Hem Almanya kaynaklı hem de Fransa kaynaklı finansmanlardı bunlar. Bunun dışında da aldığımız krediler oldu. Ancak projelerin büyüklüğü düşünüldüğünde, aldığımız toplam finansman yetersizdi. Bu nedenle, yeni bir finansman modeli olarak 2019 Ekim’inde tahvil ihracı projesini başlattık Süreç tam bir yıl sonra Kasım 2020’de sonuçlandı. Hatırlanacağı gibi, İstanbul’da şeffaflık, liyakat, kamu yararı ve hesap verebilir bir yönetim iş yaptığını gören uluslararası finans kurumları 580 milyon dolarlık tahvil ihracımıza tam 4 katı kadar teklif verdiler.
Bütün bu fonlarla tek tek harekete geçirdiğimiz Raylı sistemler hamlemizi başlattık.
Şu ana kadar yaptıklarımızla ilgili olarak biraz daha detay vermek isterim:
Öncelikle hattın 1.Kısmı olan Çekmeköy - Sancaktepe Şehir Hastanesi arasında çalışmalarımızı tamamlayacağız. Eurobond ihracı ile el ettiğimiz fondan projeye 60 Milyon Euro finans daha sağlandık. Böylece bu finans ile hat Sultanbeyli’ye kadar olan çalışmaları da hızlandırdık.
Hızla başlattığımız bu hatlarda hızla da sonuçlar almaya da başladık:
Şimdi de, raylı sistemlerde büyük hamlemizle İstanbulluların çeşitli hatları ne zaman kullanmaya başlayacaklarına gelmek istiyorum:
2021 YILINDA:
1 Ocak’ta hizmete açtığımız 9 Km’lik Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattına ilave olarak
2.1 kilometrelik İkitelli-Ataköy Metro Hattı (İkitelli-Bahariye Arası)
0.8 kilometrelik Rumeli Hisarüstü- Aşiyan Füniküler Hattı dahil olmak üzere toplam 11.9 km’lik 3 hattımızı açmış olacağız.
2022 YILINDA:
14.3 kilometrelik Dudullu-Bostancı Metro Hattı
1.1 kilometrelik Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattımızın Eminönü-Cibali arası
6.5 kilometrelik Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattımızın Kabataş-Mecidiyeköy arası
Ve 10.9 kilometrelik İkitelli-Ataköy Metro Hattımızın Bahariye-Ataköy arası dahil olmak üzere toplam 32.8 kilometrelik 4 hattımızı hizmete açacağız.
2023 YILINDA:
13 kilometrelik Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro Hattımızı
3.6 kilometrelik Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattımızın Çekmeköy-Sancaktepe Şehir Hastanesi arasını
3.9 kilometrelik Kaynarca-Pendik-Tuzla Metro Hattımızın Pendik Merkez-Kaynarca-Hastane arasını
2024 YILINDA:
6.3 kilometrelik Mahmutbey - Bahçeşehir - Esenyurt Metro Hattımızın Mahmutbey-Tema Park arasını
7.3 kilometrelik Çekmeköy – Sancaktepe - Sultanbeyli Metro Hattımızın Sancaktepe Şehir Hastanesi - Sultanbeyli arasını olmak üzere toplam 13.6 kilometrelik 2 hattımızı hizmete açacağız.
Bütün bunlar, 2021 yılında 10 hatta, 2021 yılında ise 12 hatta birden raylı sistem inşaatı yapmakla mümkün olacak.
Böylelikle; bizim dönemimizde tamamlayacağımız toplam 100.3 kilometre dahil İBB olarak inşa ettiğimiz raylı sistem ağımız 253,45 km’ye ulaşacak. Bu ağa Ulaştırma ve Altyapı bakanlığının tamamlayacağı 91,5 kilometrelik hatlarla birlikte İstanbul’un raylı sistem ağı 424,85 km ulaşmış olacak. 2024 -2029 arasında projelerini hazırladığımız yeni hatlarla birlikte toplam ağımız 622,15 kilometreye çıkacak.
Raylı sistemler hamlemizde iki yeni ve büyük hattı daha projelendirip 2021 içinde ihaleye çıkmak üzere hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.
Bunlardan ilki, toplam nüfusu yaklaşık 3,2 milyona ulaşan Beylikdüzü – Esenyurt- Avcılar-Küçükçekmece ve Bahçelievler ilçelerinin kent merkezine hızlı ve konforlu bir şekilde ulaştırılmasını hedeflediğimiz Beylikdüzü – Esenyurt – Sefaköy – İncirli Metro Hattı’dır. Hattın İncirli – Sefaköy arasının yapımı ise 2018 yılında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na devredilmiştir.
Sefaköy - Beylikdüzü bölümünün yapımı İBB’nin sorumluluğundadır. Ağustos 2020’de İncirli – Sefaköy arası kesiminin yeniden İBB sorumluluğuna verilmesi hususunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na başvurduk. Ağustos 2020’deki başvurumuza herhangi bir yanıt verilmediği için Kasım 2020’de bir hatırlatma yazısı daha Bakanlığa gönderdik. Her iki yazılı talebimize de şu ana kadar bir geri dönüş yapılmadı.
Hattın fizibilite ve proje çalışmalarını tamamladık ve onay için Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğüne gönderme sürecindeyiz. 3,2 milyon İstanbullu’nun yaşadığı ilçelerden geçecek olan bu proje günde 500 bin yolcuya hizmet verecek ve metrobüs hattındaki yoğunluğu önemli ölçüde azalacak.
Projenin inşaat, elektromekanik ve 256 adet raylı sistem aracı dahil maliyeti 2 Milyar Euro olacak.
İstanbul’u doğu batı aksında bir baştan diğer başa kat edecek ikinci raylı sistem hattımız ise HIZRAY olacak.HIZRAY, Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar, Küçükçekmece, Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa, Eyüp, Kağıthane, Beşiktaş, Üsküdar, Ümraniye, Ataşehir, Sancaktepe, Sultanbeyli, Pendik dahil 17 ilçede yaşayan İstanbulluların hayatını kolaylaştıracak.
İstanbul’da metro sistemlerinde ortalama hız 35 Km/saat; toplu taşıma sisteminde ortalama hız 20 Km/saat’tir. HIZRAY’da hedeflediğimiz ortalama hız ise 70-80 Km/saat. Özel otomobil kullanıcıları için toplu taşıma sistemini daha cazip kılmak ve raylı sistemlere özel otomobil yolcularını çekebilmek için; raylı sistem ağı üzerindeki ortalama hızın arttırılması önemli bir etken olacaktır.
Hızray’la Beylikdüzü’nden Sabiha Gökçen Havalimanı’na 1 saat gibi bir sürede ulaşım sağlayacağız. Bu proje aynı zamanda İstanbul’un doğu-batı aksında TEM-D100 arasında arazi kullanım gelişimini kontrol altında tutacak ve İstanbul’un kuzeyine, yeşile doğru kentin büyüme baskısını da azaltacaktır.
Konvansiyonel metro sistemlerinde hızı arttırmak mümkün olmadığından, Express / Yüksek Hızlı Metro Hatları İstanbul gibi mega kentlerde önemli bir ihtiyaçtır. HIZRAY’ın işletmeye alınmasıyla günde 1 milyon yolcu taşıyacağını öngörüyoruz. Yapım ve metro araçları dahil toplam maliyeti 6 Milyar Dolar olacağı hesaplanan bu hattın finansmanı için kamu- özel iş birliği gibi karma modeller öngörüyoruz.
Hızray istasyonlarını özenle tasarlayacağız. İstanbul’a kimlikli meydanlar kazandıracak ve değerine değer katacağız. Ön tasarım ve fizibilite çalışmalarını 2020 yılı sonunda başlattığımız HIZRAY projesini 2021 yılının sonunda tamamlamayı hedefliyoruz.
Pandemi sonrasında şehir içi ulaşımın “Yeni normallerinin” çok daha fazla hijyen ve insan odaklı olmak zorunda olacağını görüyoruz. Bugünlerde görülen toplu taşım araçlarından uzaklaşma ve özel araçlarla şehir içinde yolculuk etme eğilimi, pandemi sonrasında değişecek. Çünkü İstanbul gibi metropollerde ana ulaşım mecrasının raylı sistemlere dayalı toplu taşım olması bir zorunluluktur. Biz başlattığımız bu büyük hamle ile tüm gücümüzle çalışıyoruz.
Artan sağlık hassasiyetlerine paralel olarak şehrimizde yaşayan her vatandaşın ve İstanbul’a gelecek her bir ziyaretçinin günlük yaşamını yakından ilgilendiren ulaşım alanında doğru ve sağlıklı çözümler geliştirmek için bundan sonra da ortak akılla ve katılımcı modellerle yol alacağız. Toplu taşımada yüzde 18’ler seviyesinde olan raylı sistemin mevcut oranını kısa vadede iki katın üzerine çıkaracağız. Halen inşa etmekte olduğumuz hatları bitirdiğimizde bu oran yüzde 35 seviyesine ulaşmış olacak. Orta vadede Beylikdüzü Metro Hattı ve Hızray’ın hizmete girmesiyle ise ulaşımdaki raylı sistemlerin oranını % 45’ler seviyesine çıkarmış olacağız. Bu oran sadece şehir içi trafiği kalıcı biçimde rahatlatmayacak.
Aynı zamanda İstanbul’un tükettiği karbon bazlı yakıt miktarını aşağıya çekecek. Şehir içinde hareketlilik hızlanacak. İstanbulluların yaşam kalitesi ileri ülkelerdeki benzer metropoller seviyesine çıkacak. O tarihe kadar İstanbul’un dört bir yanını demir ağlarla örme iddiasıyla çalışmaya ve bugün anlattığım planlamadan ve zamanlamadan taviz vermemek adına çalışacağız. Kampanyamda vadettiğim gibi, başta trafik ve ulaşım olmak üzere İstanbul’un çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Yeter ki, israf düzenine teslim olmayın.
Bu aziz şehrin ve 16 milyon İstanbullunun yararını ön planda tutarak hizmet edin. Sözlerime son verirken tüm vatandaşlarıma bir kez daha “Maske, mesafe ve temizlik” diyorum. Ve mutlaka aşı diyorum. Aşı karşıtı sözlere kulak asmadan, zamanı geldiğinde randevunuzu alarak, mutlaka ama mutlaka aşılanın diyorum.
© Tüm hakları saklıdır.