İzmir’de, Avrupa’nın en büyük ikinci huzurevi olarak gösterilen ve ‘Beş yıldızlı otel’ konforunda diye tanıtılan SGK Narlıdere Dinlenme ve Bakımevi’ndeki çok sayıda yaşlı insan geceleri yataklarına bağlandığı iddia edildi. Gizlice fotoğraf çeken görevli, “Bu insanların çığlıklarına, yalvarmalarına dayanamıyorum artık” dedi.
Murat Gürkan'ın Taraf gazetesine yayımlanan haberine göre, Huzurevi Müdürü Zekeriya Alan, bu insanlık dışı uygulamayı ‘Evet bağlıyoruz. Düşüp kendilerine zarar vermesinler’ diyerek savundu. Aydın Tabibler Odası Başkanı Dr. Eralp Atay ise ‘Bu asla kabul edilemez bir uygulama. Bu bir insan hakkı ihlalidir. Bu yönde hiçbir yönetmelik, hiçbir madde yok, olamaz’ dedi. Huzurevi’nde son iki yılda iki yaşlı intihar etti. Biri yaşamını yitirirken biri ise yaralı olarak kurtuldu.
Yüzündeki ifade her şeyi anlatıyor
Telefondaki ses öfkeli... “Burada olanlara artık dayanamıyorum. Bu insanların çığlıklarına, yalvarmalarına dayanacak gücüm kalmadı” derken kızgınlıktan titriyor sesi. Bu görüşmeden birkaç gün sonra tekrar aradığında yaşlıların fotoğraflarını çektiğini söylüyor ve hemen gönderiyor. Kolundan bağlanmış yaşlı insan kareleri art arda düşüyor önümüze. Biri uyuyor gibi, yüzü sakince. Ama gördüğümüz son fotoğraf yüreğimizi daraltıyor. Kolundan bağlı yaşlı kadının yüz ifadesi anlatılacak gibi değil. Acı, isyan, çaresizlik yansımış yüzüne...
Müdürden savunma
O insanlık dışı fotoğrafların çekildiği yer 271 yaşlının kaldığı geriatri bölümü. Burada demans denilen hafıza rahatsızlığı çeken yaşlılar bulunuyor. Birçoğu 80 yaşının üzerinde olan yaşlılara yapılan bu uygulamayı huzurevinin müdürü Zekeriya Alan’a soruyoruz. Yanıtı da en az uygulama kadar dehşet verici: “Bazı hastaların yakınlarının isteği doğrultusunda yapıyoruz. Vasisi olmayanlar da var. Bunlar da düşüp kendilerine zarar vermesinler diye bizim talimatımızla bağlanıyor.”
Yasalarda yeri yok
Müdürün bu açıklamalarını bir uzmana, Aydın Tabipler Odası Başkanı Dr. Eralp Atay’a soruyoruz. Büyük bir şaşkınlık geçiriyor önce. ‘Olamaz böyle bir şey’ dedikten sonra görüşlerini açıklıyor: “Birincisi yaşlı ya da hasta, hangi durumda ve hangi kurumda olursa olsun insanca muamele ve tıbbi hizmet görme hakkına sahiptir. Bu, vazgeçilemez bir insan hakkıdır. Demans hastalarıysa çok daha fazla özeni hak ederler. Demans hastaları kendilerini savunamayan hasta grubu sınıfındadır. Bunlarla bire bir ilgilenen uzman görevliler olmalı, bunların insanca nezareti gerekmektedir. Ama hastaların ellerinin bağlı olarak tutulması insan hakları bakımından düşünülemez. Böyle bir kanun da yok, yönetmelik de yok.” Uygulamayı değerlendiren bir başka isim ise yine bir huzurevi yöneticisi. Nazilli Huzurevi Müdürü Şevket Duman da böyle bir uygulamayı ilk kez duyduğunu belirtiyor ve ekliyor “Bunlar yaşlı, bakıma muhtaç ve sadece hafıza rahatsızlığı olan insanlar.”