Gündem

Hüseyin Gülerce: Paralel devlet ile mücadelede titiz olunmalı, kurunun yanında yaş da yanmamalı!

"Cemaat tabanındaki saf, temiz, masum insanlar rencide edilmemelidir"

08 Aralık 2015 15:58

Bir dönem Gülen cemaatinin sözcüsü olarak anılan ve 17 Aralık öncesine kadar Fethullah Gülen’e en yakın isimlerden biri olan eski Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı başkanı, Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, paralel yapılanma ile mücadelede titiz davranılması gerektiğini söylerken “Kurunun yanında yaş da yanmamalıdır” dedi.

Gülerce, terörle mücadelede oluşturulan hassasiyetin, aynı şekilde paralel yapı davasında da gösterilmesi gerektiğini belirtirken, cemaat tabanında saf, temiz, masum insanların olduğunu belirtti.

Hüseyin Gülerce’nin Star’da “Ne 1 Kasım’mış” başlığıyla yayımlanan (8 Aralık 2015) yazısı şöyle:

1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinin AK Parti’nin zaferi ile sonuçlanmasının Türkiye’nin yönetiminde ve iç politikada derin tesirleri olacaktır. Hemen görülenlerden biri muhalefet partilerindeki sarsıntılardır.

CHP ve MHP’deki sarsıntılar, bu partilerin yaklaşan kongrelerinde parti içi ciddi bölünmelere yol açabilir. Yani MHP’de mesele Bahçeli’nin gitmesi, CHP’de mesele Kılıçdaroğlu’nun gitmesi meselesi değildir. Yenilgi üzerine yenilgi yaşayan parti liderlerinin değişmemesine dair belki de en dramatik örnek Türkiye’dir. Muhalefetin kendini bir türlü yenileyemeyişi, iki ayaklı demokrasiyi bizim ülkemizde engelli haline getirmektedir.

CHP ve MHP’de bölünme olur ve yeni partiler çıkar mı? Yoksa muhalifler, boyunlarını büker iki parti de eski hamam eski tas yollarına devam eder mi? Tecelliye bakınız ki, Sayın Bahçeli, seçim öncesinde AK Parti’nin içinden 5. parti çıkacağını ve bu parti ile CHP ve MHP’nin koalisyon hükümeti kuracağını iddia ederken, o 5. partinin MHP’den çıkabileceğini hiç aklına getirmemişti. Ne 1 Kasım’mış...

Yine 1 Kasım sonuçlarında biri, Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelede kararlılığın perçinlenmesini sağlamasıdır. Gülen Medyası, 7 Haziran’da AK Parti’nin tek başına iktidar imkanını kaybetmesine çok sevinmişti. Hemen kendi kendilerine gelin güvey oldular. Etekleri hemen zil çalarak, “CHP-MHP-HDP Restorasyon Hükümeti” kurulması için yayınlara başladılar. AK Parti’nin tek başına iktidar olmayışını, kendilerinin başarısı olarak görüyorlardı. Gülen Cemaati HDP’yi desteklemiş, yüzde on seçim barajını aşan HDP, AK Parti’nin önünü kesmişti. Şimdi AK Parti’ye bedel ödetme zamanıydı. Hesaplarını MHP bozdu. HDP’li bir hükümette yer almayı ihanet olarak gören MHP, F.Gülen’in tezgahını bozdu. İşte 1 Kasım, Gülenistlerin bütün ümitlerini söndüren bir tarih oldu. 1 Kasım, Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelenin etkin şekilde devam ettirilmesinin önündeki bütün engelleri kaldırdı. Ancak, vicdan, insaf, şefkatle ve hukuki titizlikle hareket edilmesi gereken bir sürece girmiş olduk. Kurunun yanında yaş da yanmamalıdır. Nasıl terörle mücadelede, teröristlerle masum vatandaşları ayırt eden bir hassasiyet gösteriliyorsa, bu mücadelede de aynı hassasiyet gösterilmelidir. Cemaat tabanındaki saf, temiz, masum insanlar, gizli-karanlık ve haince işler yapanlardan ayrı tutulmalı, rencide bile etmemelidir.

 

AK Parti iktidarı, asker içindeki cuntacılar döneminin sona ermesini büyük ölçüde sağladı. 1 Kasım seçim zaferi de, Gülenizm gibi, dini değerleri bayraklaştırıp Anadolu insanının hizmet ve fedakarlık duygularını istismar edenlerin işini bitirdi. Türkiye’yi yönetmeye kalkan, bunun için devletin emniyet ve bürokrasi güçlerini kullanma cüretini gösteren legal görünümlü illegal yapıların da artık belini doğrultması mümkün değildir. Ne 1 Kasım’mış...

1 Kasım’daki AK Parti zaferinin sarstığı partilerden biri de HDP’dir. Selahattin Demirtaş’ın son ABD ziyareti HDP’nin geleceğini nasıl etkileyecektir, bunu önümüzdeki günlerde görürüz. Şu var ki, asıl terörle mücadeledeki kararlılık, HDP’nin geleceğini etkileyecektir. 1 Kasım, terörle mücadelede siyasi iradeyi güçlendirdiği için Türkiye’yi bölmek adına, mahalleleri, ilçeleri özerkleştirme hayali kuranların da sonunu getirecektir. Ne 1 Kasım’mış...