Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat, İstanbul Sözleşmesi'nin kadın cinayetlerini önlemede bir kazanım olduğunu ve vazgeçilmemesi gerektiğini belirtti.
Fırat, "Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve bir düşünün... Bugüne kadar kaç Pınar katledildi? Kaçımız tecavüze uğradı? Kaçımız dayak yedi? Kaçımız cinsel istismara uğradı? Kaçımız çocuk yaşta evlendirildi? Bu soruların yanıtları, istatistiki bilgi olarak açıklanan o rakamlar kalplerinizi kanatır. Bizim kalplerimiz kanıyor. Sesimizi duyurmak için sosyal medyadaki fotoğraflarımız siyah-beyaz olsa da aslında kapkarayız. Yastayız, üzgünüz, kırgınız, kızgınız... Bizler anneleriniziz, bizler eşleriniz, bizler kardeşleriniz, kızlarınız, hayat arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınızız. Arkanızda değil, yanınızdayız. Karşınızda değil, eşit olarak yanınızda olmak isteğimiz. Bizler insanız. Peki ya siz?" diye sordu.
Fırat, "Katleden, tecavüz eden, döven, hakaret eden, istismar eden ya da tüm bunlara sessiz kalan, değerlerin arkasına saklanmaya çalışanlar, illa bir kadını suçlu bulmaya çalışanlar, 'ama' diye başlayan cümleler kuranlar sizler nesiniz? İnsan sormadan edemiyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmadığı halde yaşanıyor bu katliamlar. Peki ya çıkılsa? Diyeceksiniz ki 'Adının illa İstanbul Sözleşmesi olmasına mı gerek var, önlemler alınır, gerekli düzenlemeler yapılır'. Niye bir kazanımdan vazgeçelim? Bu kazanımın yerini doldurmak ne kadar sürer?" düşüncesini dile getirdi.
Fırat, "Bakın, hükümete yakınlığı ile de bilinen Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM’in başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 'Burada yapılması gereken hukuki bir kazanım olan sözleşmeden çıkmaktan ziyade, söz konusu maddeleri uluslararası hukuk çerçevesinde çözüme kavuşturmaya çalışmaktır. İstanbul Sözleşmesi ve benzer hukuki metinler de amaç olarak şiddetin önlenmesine yönelik gerekli düzenlenmelerin yapılmasına yöneliktir. Söz konusu sözleşme şiddetin önlenmesi noktasında araçlardan sadece bir tanesidir. Aslolan şüphesiz şiddetle mücadeledir' dedi. Sevgili okurlarım, biz hepimiz temelde bu konuda birleştik. Bizi, kadınları ilgilendiren konuda hepimiz aynı fikirdeyiz. Yapılması gereken kazanımlardan geri adım atmak değil. Sorunlar var ise oturup ne yapılması gerektiğini konuşmak, şiddeti engellemek için de ne gerekiyorsa artık bir an önce yapmak. O masada mutlaka kadın derneklerinin temsilcileri de yer almalı. Bir daha hiçbir kadın siyah-beyaz bir fotoğrafa dönüşmesin... Kalplerimiz kanamasın." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın