Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, okurlardan gelen şikâyetler üzerine Ayşe Arman ve Sibel Arna'nın Instagram hesaplarını inceledi.
Bildirici, söz konusu yazarların hesaplarında Doğan Grubu Yazılı Basın Yayın İlkeleri’ne aykırı bir şekilde "ürün yerleştirme" yapıldığını söyleyerek "Okur temsilcisi (ombudsman) olarak ilkeleri hatırlatmakla yükümlüyüm" dedi.
"Bir gazeteci her zaman her yerde olduğu gibi sosyal medyada da gazetecidir" diyen Bildirici, "Düşünce özgürlüğünü kullanırken mesleki ve kurumsal sorumluluğunu bir kenara bırakamaz" görüşünü dile getirdi.
Bildirici'nin Hürriyet'te "Instagram’da ürün yerleştirme" başlığıyla yayımlanan (22 Mayıs 2017) yazısından bazı bölümler şöyle:
"İki okurdan, Hürriyet yazar ve muhabirlerinin Instagram hesaplarında reklam yaptığına ilişkin eleştiri aldım. Okurlar bazı isimler ve örnekler de veriyordu.
Okurların eleştirdiği isimlerden biri, Ayşe Arman’dı. Gerçekten de Arman’ın Instagram hesabına baktığımda çok sayıda marka övgüsü ve fotoğraf içeren paylaşım gördüm.
En çok da S. marka spor ayakkabıları ile ilgili paylaşım yapmıştı. Geçen yıl eylül ayından itibaren bu marka ayakkabılarla çekilmiş 20’den fazla fotoğraf geçmişti hesabından. Bir fotoğrafın altında bu marka ile ilgili olarak “Onlar ayakkabı değil S. bir kere dedim. Her şeyin altına olurlar. Sonsuza kadar yürüyorum, bundan rahatı yok” yazmıştı. Bir klinikte çalışan altı kadınla birlikte çekilmiş ve yine aynı marka ayakkabıların gösterildiği fotoğrafı “Bugün yine geldim hahahaha bir de ne göreyim bütün kızlar benim Hindistan’ı dere tepe dolaştığım ayakkabıları giymiş. Bütün klinik rahat diye beyaz S.’leri geçirmiş ayağına” notuyla paylaşmıştı. Arman’ın bu ayakkabı markası hakkında övgü içeren başka satırları da vardı ve hatta bu markanın geçen Anneler Günü’nde düzenlediği “S. ile rahat bi’pazar”etkinliğinin duyurusunu da yapmıştı.
Arman’ın Instagram hesabında İ. adlı başka bir ayakkabı markasıyla ilgili paylaşımlar da vardı. “1ayakkabıyla8ayrıkadınoldum” diye hashtag koyduğu bu paylaşımda bu markanın bir ayakkabısıyla çekilmiş sekiz fotoğrafı yer alıyordu. Arman’ın bu fotoğraf ve görüntüleri, markanın Twitter, Facebook, Instagram hesabında da kullanılmış; YouTube’a da yüklenmişti.
Ayrıca pantolon, makyaj malzemesi gibi başka markaların ürünleri ile ilgili paylaşımları da vardı. Bu paylaşımlar, Arman’ın bazı takipçilerinin de dikkatini çekmiş, bazı paylaşımlarının altına “S.’den ne kadar aldınız acaba” ve “S. ile medyaya yansımamış bir reklam anlaşması olduğuna inanmaya başladım artık” gibi yorumlar yazmışlardı.
Okurların adını verdiği diğer yazar da Sibel Arna’ydı. Arna’nın Instagram hesabında da iki ayakkabı markası ve çeşitli firmalarla ilgili paylaşımlara rastladım. F. marka ayakkabıyla çekilen fotoğrafın altındaki paylaşımda markanın yanı sıra ayakkabının fiyatını da vermişti. S. ayakkabılarıyla çekilmiş beş ayrı fotoğraf paylaşmıştı.
İlkeler ne diyor?
Ayşe Arman ve Sibel Arna’nın Instagram hesaplarında markalardan söz etmeleri, “ürün yerleştirme” mi, değil mi? Ya da daha açık bir deyişle reklam mı? Bunun tartışmaya değer bir konu olduğunu düşünüyorum.
Ama oraya gelmeden önce “Sosyal medya hesapları gazetecilerin her istediğini yapabileceği özel ve özgür alanlar mıdır?” konusunda görüş birliği sağlamamız gerek. Bence sosyal medya hesapları, sınırları ve kuralları olan özel alanlardır. Sınırları da gazetecilik değerleri ve yayın ilkeleri belirler. Çünkü bir gazeteci her zaman her yerde olduğu gibi sosyal medyada da gazetecidir; düşünce özgürlüğünü kullanırken mesleki ve kurumsal sorumluluğunu bir kenara bırakamaz."
Örneğimize dönersek, Ayşe Arman, Instagram’da yazarken de “Hürriyet yazarı Ayşe Arman”dır; orada da evrensel gazetecilik değerleri ve Doğan Grubu Yazılı Basın Yayın İlkeleri’ne uygun davranmak durumundadır. Aynı yaklaşım Sibel Arnave tüm Hürriyet yazar, çizer ve muhabirleri için de geçerlidir.
Nitekim Yayın İlkeleri’nin 23. maddesinde, ilkelerin “gazete, dergi çalışanları ve dışarıdan katkıda bulunanların sosyal medyadaki faaliyetlerini de kapsadığı”vurgulanıyor. 28. madde ise sosyal medyada reklam konusunda açık hüküm içeriyor:
“Gazete ve dergi çalışanları haber, tweet, blog ve iletilerinde reklam, halkla ilişkiler ve propaganda yapmamalı; ilan-reklam kaynaklarından telkin alarak ve maddi çıkar sağlayarak yazmamalıdır. Gazetecinin yeni medya ortamında yazdıkları, reklam ve ilanlarla iç içe sunulmamalı; gazetecilik ürünlerinde yanıltıcı etiketler konulmamalıdır.”
Okur temsilcisi (ombudsman) olarak ilkeleri hatırlatmakla yükümlüyüm.
Yazının tamamı için tıklayın