Hürriyet gazetesi havacılık yazarı Uğur Cebeci, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınında uçuşlarını gerçekleştiremeyen Türk Hava Yolları'nın maaşlarda indirime gitmeyi planladığını yazdı.
Cebeci, "Tam üç aydır şirket hiçbir faturayı ödemiyor. Maaşlardan, hatta ikramiyelerden zorunlu kalanları ödemek için yaratılan formüller sistemi ayakta tutmaya yetmiyor. Her gün değişik formüller üzerinde çalışan yöneticiler, çalışanları çıkarmadan ne kadar yol alabileceklerini kestirmeye çalışıyorlar. Evet Türk Hava Yolları 30 bin personeli ve 350 uçağı ile bir dünya markası oldu. Ama Koronavirüs sonrası marka değerini, borsadaki gücünü, uluslararası değerlendirmelerdeki güçlü yerini korumakta zorlanıyor. Sendika ile yaptıkları görüşmelerde de maaşlar konusunda bütün çabalara rağmen bir uzlaşma sağlanamıyor. Sağlanıncaya kadar da çalışanların tedirginlikleri süreceğe benziyor. Kimse yarın eline ne para geçecek, borçlarını nasıl ödeyecek, ya da çocuklarının okul taksitlerini ödeme konusunda içleri rahat değil. Aşağıda yazdıklarım, sızan bilgilerden oluşuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cebeci, "Kısa çalışma ile ilgili hak bir ay daha uzatıldı. THY hâlâ birçok ülkeye uçamıyor. İç hatlarda doluluklar ortalamaların altında. Yolcunun kazanılması zaman alacak. Havalimanlarındaki kontroller, sağlık ile ilgili işlemler ki haklı bir zorunluluk ama uçak yolcusunu kaçırmaya yetiyor. Yani sonuçta gelirler yerle bir. Durum hiç de iç açıcı değil. Dünyada çeşitli havayollarında iflas haberleri geliyor. Devletlerin el uzattığı dev havayolu şirketlerinde bile çalışanlar 2019 başını belki de bir daha hiç yaşayamayacak. Binlerce havacı pilotundan teknisyenine, yer personeline kadar işsiz kaldı. Birçok ülke dün açtığı kapısını bugün-yarın kapatıyor. Salgının yeniden hortladığı ülkelerde şartlar zorlaşıyor. Bazı ülkelerde bir tek uçağın uçmadığı günler yaşanıyor. Havalimanları boş, havalimanları sessiz. Ne çalışanlar ne de biz yolcular yine de karamsar olmamalıyız. Ama yarın dünden asla daha iyi olmayacak. Ayaklarımızı yorganımıza göre değil uzatmak, galiba çokça içeri çekmek zorunda kalacağız." görüşünü savundu
Yazının devamı için tıklayın