Adalet Bakanlığı’nın boşanılan eşe ödenen nafaka ile ilgili değişiklikler içeren taslağına, kadın örgütlerinden tepki geldi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Gülsüm Kav, “Hükümet genelde şiddet gördüğü için boşanmak isteyen kadınlara ‘ya ölüm ya da açlık’ dayatıyor” dedi.
Adalet Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı, boşanılan eşe ödenen nafaka ile ilgili değişiklikler içeren taslak kadın örgütlerinin gündeminde. Adalet Bakanlığı’nın, nafaka hesaplamasında 5 alternatifli bir çalışma yürüttüğü belirtmesi üzerine değerlendirmede bulunan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Güllü, “Kadını koruması gereken hukuktur. Yine Boşanma Komisyonu’nun içinde ‘miras hakkından da mahrum edelim’ gibi bir maddenin de geleceğini düşündüğümde bu ülkenin sadece erkeklerin yaşayacağı kadınların ölmek için zaman dolduracağı bir ülke gibi geliyor” diye konuştu.
TIKLAYIN - Hükümet ömür boyu nafakaya sınır getiriyor
Henüz tasarı aşamasında olduğu belirtilen tasarıda nafakanın “evli kalma süresi”, “çocuk olup olmaması”, “boşanan kadının yaşı”, “gelir durumu” ve “kusur durumu” dikkate alınarak hesaplanacağı söylenmişti. Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre kadın örgütlerinin yaptığı açıklamalar şöyle:
‘Ömür boyu nafaka’ yok
TKDF (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu) Başkanı Canan Güllü:
En çok üzüldüğüm ve kızdığım şey, onca kadının boşanmak için sokaklara canını, hayatını attığı bir süreçte bunların önlenmesi gerekirken hükümet ‘bak sen boşanırsan öleceksin ya da hayatta kalırsan nafaka vermeyeceğiz’ diyor. Kutsal aile kavramının önemi bu mudur? Yoksa daha çağdaş daha huzurlu nesil yetiştirmek mi? Biz neye göre değerlendireceğiz bu nafakaları. Bir ay evli kalan birisi için ‘canım zaten o bir şey kaybetmedi nafaka bağlamayalım’ mı denecek. Evinden, işinden ayrılmanın, yaşadığı travmanın bedeli ne olacak? Birileri yanlış biliyor. Ömür boyu nafaka diye bir şey yok. Varsa çocuğununuz okulu bitene kadardır. Üniversite tahsili bittikten sonra nafaka bitiyor. Eğer siz çocuğunuzun giderini karşılamıyorsanız çocuk yapmayın o zaman. Doğumuna sebep olduğu kadına verdiği para için ‘kadına veriyorum o da çatur çıtır yiyiyor’ söylemleri yanlış.
"Amaç boşanmayı engelleme"
Mor Dayanışma Sözcüsü Juliana Gözen:
Düzenlemenin içeriğine baktığımızda, boşanılan eşe ödenen yoksulluk nafakası ömür boyu değil, 5 kriter dikkate alınarak belirlenecek. Çocuğun olup olmaması, boşanan kadının yaşı, evli kaldığı süre, gelir durumu ve kadının “kusur”u değerlendirmeye alınacak. 5 kriter de kadının yaşamını rahatça devam ettirmesini değil; kadını aile ve evin içerisine zincirlemeye çalışan engeller olarak işletilmeye çalışılacaktır. Kadın 15 sene değil de bir ay evli kalmış olsa, bu düzenleme kadının toplum tarafından baskılanmasını engelleyebilecek mi? Evlilikte kadının kusurunu değerlendireceklermiş... Boşanmak istemenin bile kadın kusuru olarak görüldüğü bir hukuksal yapıda, kadını kusurlu çıkarmak için olağanüstü çaba sarfedeceklerini adımız gibi biliyoruz. Kadını toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda zapturapt altına almaya çalışan zihniyet, gündeme getirdiği bu düzenleme ile de, kadının boşanmasını engellemeyi hedefliyor.
"Ya ölüm ya da açlık..."
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav:
Türkiye’de kadınlar için boşanmak istemek ölüm fermanı olabiliyorken, devletin yapması gereken boşanma süreçlerinde kadının korunması, güçlendirilmesidir. Nafaka ile ilgili düzenlemedeki maddeler ise bunun tam tersi olup, açıkça erkeklerin tarafını tutmakta, kadınlar için zaten maddi manevi zor olan boşanma sürecini daha da zorlaştırıyor. Hükümet genelde şiddet gördüğü için boşanmak isteyen kadınlara ‘ya ölüm ya da parasızlık- açlık’ diyor. Çünkü getirilen kriterler yanlış işleyecektir. Örneğin ‘kusur’ oranı kadınların öldürülürken bile ‘kusurlu’ bulunabildiği, yargının bu kadar cinsiyetçi olduğu koşullarda her seferinde kadınlar aleyhine işleyebilir. Kadın haklarını yok sayan bu gibi düzenlemeleri genellikle aileyi korumak bahanesi ile gündeme getiriyorlar.