Gündem

Hükümet, 'OHAL'de kimseye zarar gelmedi' demişti; CHP'den rapor

CHP'li Budak, 2 yıldır devam eden OHAL'e ilişkin olarak bir rapor hazırladı

16 Haziran 2018 11:07

CHP İşveren Sendikaları ve Odalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da “kısa süreliğine” ilan edildiği söylenilen ve yaklaşık 2 yıldır devam eden OHAL’e ilişkin olarak bir rapor hazırladı. Budak'ın “OHAL Faturası” başlıklı raporuna göre, Türk parası pul oldu, esnafın bankalara borcu, cari açık, iflas eden şirket sayısı arttı, kişi başına düşen milli gelir azaldı. 154 bin işçinin grev hakkı engellendi. Vatandaşın sofrasındaki her beş ekmekten biri eksildi.

Cumhuriyet'ten İklim Öngel'in haberine göre, Raporda OHAL’in Türkiye’ye verdiği zararlar sıralanırken, hükümet yetkililerinin sık sık dile getirdiği “vatandaşa OHAL yok, OHAL’de kimseye zarar gelmedi” ifadelerinin gerçek dışılığı rakamlarla ortaya kondu. CHP’nin raporundan OHAL öncesi ve sonrası karşılaştırmaları olarak verilen rakamlardan dikkat çekenler şöyle: 

Türk parası pul oldu: Dolar 3.03 TL’den 4.60 TL’ye, Avro 3.33 TL’den 5.38 TL’ye yükselerek TL sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 38 değer kaybetti. Firmaların döviz açığı 207 milyar dolardan 222.7 milyar dolara çıktı. OHAL ilanından bu yana reel sektörün döviz açığı yüzde 7.5 olurken, açığın TL karşılığı yüzde 63.3 arttı.

Cari açıkta yüzde 88.4 artış

Türkiye’nin dış borcu 423.1 milyar dolardan 453.2 milyar dolara ulaştı. Özel sektör dış borcu ise 297.2 milyar dolardan, 316.4 milyar dolara yükselerek, yüzde 6.4 arttı. Cari açık 29.4 milyar dolardan 55.4 milyar dolara çıktı. 12 aylık cari açık yüzde 88.4 artış gösterdi. Dış ticaret açığı 58.1 milyar dolardan 84.9 milyar dolara ulaştı.

Yabancı sermaye azaldı: 20 Temmuz öncesinde Türkiye’ye doğrudan giren yabancı sermaye toplam 13.7 milyar dolar iken, OHAL sonrasında 12 milyar dolara geriledi. 12 aylık karşılaştırmada Türkiye’ye giren yabancı sermaye miktarı yüzde 12.4 azaldı.

5 ekmekten birini yuttu: Tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 7.74 iken, yüzde 11.06 oldu. OHAL , milletin sofrasındaki her 5 ekmekten, iki yumurtadan, 4 zeytinden ve 3 bardak sütten birini yuttu. 

Olağanüstü borçlanma: Milli gelir 862.7 milyar dolardan, 851.1 milyar dolara gerileyerek, 1 yılda 11.6 milyar dolar azaldı, kişi başına 286 dolar düştü. Hane halkının bankalara borcu 397.8 milyar dolardan 498.5 milyar dolarla yüzde 25.3 arttı. KOBİ’lerin bankalara kredi borcu 404.2 milyar dolardan 529.1 milyar dolara çıkarak, yüzde 30.9 arttı.

Esnaf battı, işsizlik fırladı: Kapanan şirket sayısı 2011’den bu yana en büyük yükselişi kaydederek 2016’ya göre yüzde 33 arttı. 2016’da 9 bin 850, 2017’de 14 bin 701 şirket kapandı. Yalnızca 2018’in ilk üç ayında 29 bin 909 esnaf battı. Temmuz 2016’dan bu yana batan esnaf sayısı 176 bin 911’e çıktı. 6.1 milyon işsiz, 9.5 milyon sigortasız kişi bulunurken, 15 Temmuz’dan beri yapılan 260 terör eyleminde 619 asker ve sivil yaşamını yitirdi. Türkiye ekonomisi ve yönetimi tefecilere teslim edildi. Son 15 yılda Londra’daki bir avuç tefeciye 150 milyar dolar, yurtiçindeki tefecilere ise 675 milyar dolar faiz ödendi.

Kadınlara ölüm, çocuklara taciz: 22 aylık tahribatta 624 kadın cinayete kurban gitti. 387 çocuk istismara uğradı. Kadınların yüzde 27’si işsiz. Çalışmak zorunda bırakılan 2 milyon çocuğun yüzde 80’i ise sigortasız.

Denetimsiz 31 KHK: Anayasal denetime tabi olmayan 31 KHK yayımlandı. Hukukun üstünlüğü endeksinde 2015’te 80. sırada olan Türkiye, 113 ülke arasında 103.’lüğe geriledi.

114 bin 729 kişi kamudan ihraç edildi

Cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısı 188 binden 230 bine çıktı. Hapisteki kişi sayısı yüzde 22.3 arttı. Tutuklu ve hükümlülerin nüfusa oranında Türkiye, Rusya’dan sonra ikinci oldu. 135 gazeteci tutuklandı. 2 bin 500 gazeteci işsiz kaldı. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 157., tutuklu gazeteci sayısında da dünya birincisi oldu. Masumiyet karinesine aykırı olarak 5 bin 822 akademisyen, 33 bin 497 öğretmen görevden alındı. 114 bin 729 kişi kamudan ihraç edildi. 154 bin işçinin grev hakkı engellendi. Bu koşullar altında 1 bin 6 işçi yaşamını yitirdi.