Gündem

"Hükümet ile Kürt siyaseti arasında yeniden bir diyalog imkânı mı oluşuyor?"

"Erdoğan'ın açıklaması ve diğer yaşanan gelişmelerin somut bir karşılığı olmayacağını düşünenlerin sayısı çok fazla"

27 Mart 2018 15:14

Birgün yazarı Yaşar Aydın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Doğru dürüst parlamentoda duracaksanız durun, dağdakiler de siyasetle bu işe gireceklerse girsinler” sözlerinin ardından KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın “Devlet Afrin için İmralı’ya heyet gönderdi” açıklamalarına ilişkin olarak, "Hükümet ile Kürt siyaseti arasında yeniden bir diyalog imkânı mı oluşuyor?” diye sordu. 

Aydın'ın "AKP ve Kürtler için ‘yeni süreç’ sinyali" başlığıyla yayımlanan (27 Mart 2018) yazısı şöyle: 

AKP Güngören İlçe Örgütü’nün kongresine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin ve Ortadoğu’ya ilişkin uzun bir konuşma yaptıktan sonra HDP’lilere ve Kürt siyasetine seslenerek “Doğru dürüst parlamentoda duracaksanız durun, dağdakiler de siyasetle bu işe gireceklerse girsinler” cümlesini kurdu. Hemen ardından KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın “Devlet Afrin için İmralı’ya heyet gönderdi” açıklaması geldi. Ve son olarak da dün Irak güçlerinin Sincar’a girdiği haberleri ajanslara düştü.

Tüm gelişmelerin ardından Ankara’da “Hükümet ile Kürt siyaseti arasında yeniden bir diyalog imkânı mı oluşuyor?” sorusu sorulmaya başlandı. Yeni bir süreci imkân dahilinde görenler olmakla birlikte Erdoğan’ın açıklaması ve diğer yaşanan gelişmelerin somut bir karşılığı olmayacağını düşünenlerin sayısı çok fazla.

Bilgen: Beklenti oluşturmaya çalışıyor

Erdoğan’ın konuşmasına dair görüşlerine başvurduğumuz HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, net bir şekilde “Erdoğan, bu çıkışları ile kamuoyunda seçimler sonrası gelişme olabileceğine dair beklenti yaratmaya çalışıyor” dedi.

Bilgen’in şu ifadesi de HDP’nin açıklamaya yaklaşımı açısından önemli:

“Erdoğan zaman zaman bu tür hamleler ve konuşmalar yapacaktır. Kürtleri en azından hareketsiz kılmak için yapılan hamleler bunlar. Ama asla somut bir sonucu olmaz. MHP ile kurdukları ittifakın temeli çok daha yapısal. Ondan vazgeçemez.”

Bilgen’in sözlerinden de anlaşıldığı gibi HDP, yakın vadede, özellikle de Erdoğan iktidarında Kürt sorununun çözümüne dair bir adım atılmasını mümkün görmüyor.
O zaman diğer soru akla geliyor; “İki üç gün içinde peş peşe yaşanılan bu gelişmelerin hiç mi anlamı yok?”

Suriye ve Irak şekillenirse

AKP’de aktif siyaset yapmış Kürt kökenli milletvekillerinin de görüşlerini aldık. Ulaştığımız eski bir milletvekili tam olarak Ayhan Bilgen gibi düşünmüyor. Bölgede yaşanabilecek gelişmeler iki kesimi de diyaloga zorlayabilir. Eski milletvekili, AKP’nin Irak ve Suriye’nin şekillenmesinde temel belirleyici olmadığını hatırlattıktan sonra, “Sürecin sonuna geliyoruz. Fotoğraf netleşiyor. Anlaşılan o ki Kürtler de Türkler de bu karede yer alacak. Bence iki taraf da bunu görüyor” diyerek 15 ayda çok şeyin değişebileceğinin altını çizdi.

Somut adım gerekli

Yaptığımız görüşmelerden ortaya çıkan ilk sonuç; Erdoğan’ın açıklaması ve sahada yaşanan diğer gelişmelere dair kestirme bir sonuç üretmek ve dört başı mamur bir analiz yapmak mümkün değil. Ama Kürt sorununa dair bir kıpırdamanın olduğunu ve belli periyotlarla süreceğini söylemek pekâlâ mümkün.

Şurası gerçek ki AKP, bir yandan MHP ile kurduğu ittifakı devam ettirirken diğer taraftan da bugüne kadar kendisine birçok seçim kazandıran Kürt seçmenine sırtını dönmediğini anlatmak zorunda. Bunun için HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen’in ifadesi ile “beklenti yaratmak” yeterli olmayacaktır.

Muhafazakâr Kürt oylarının sandığa yansıması için daha somut adımlar atılması gerektiğini AKP’li kurmaylar da biliyor ve buna dair hazırlıkların yapıldığı bilgisi kulislere kadar inmiş durumda. Hangi adımlar atılacağına dair hiçbir AKP’li vekilin somut bir bilgisi yok ama özellikle bölge milletvekillerinde bir beklenti şimdiden oluşmuş.

ABD ve Rusya’nın rolü

Kürt sorununda yaşanacak gelişmenin aktörleri arasında ABD ve Rusya’nın da olacağı muhakkak. Kürt siyaseti bugüne kadar Suriye’de, Rusya ve ABD arasında bir denge kurmaya, iki ülkeyle de ilişkilerini sıcak tutmaya çalıştı. Afrin sonrası durum biraz değişti. Kürt siyasetlerine yakın yayın organlarında Putin ve Rusya eleştirisi çok daha yüksek sesle yapılmaya başlandı.

Zafer kazandığını düşünen Erdoğan, kendisine daha fazla manevra alanı açtığına emin. Bu konuda haklı da olabilir. Ama görünen o ki bu sefer keskin dönüşler yapmadan ‘geniş alıp’ ilerleyecek.