İslami camianın önde gelen yazar ve siyasetçilerinin kurduğu Hak ve Adalet Platformu’nun toplantısında konuşan Ahmet Faruk Ünsal, Mazlum-Der’in olağanüstü kurul süreci ile şubelerinin kapatılmasına tepki gösterdi ve yaşananları 28 Şubat sürecine benzetti.
İslami hassasiyetlerle 1991 yılında kurulan insan hakları örgütü Mazlumder’in olağanüstü genel kurulunda Diyarbakır, İzmir, Şanlıurfa, Gaziantep, Kocaeli, Batman, Mersin, Van, Şırnak, Sakarya şubelerinin de aralarında bulunduğu 16 şube, delegelerin oylarıyla kapatılmıştı. Genel Kurul sonucunda mevcut Genel Başkan Ahmet Faruk Ünsal'ın yerine Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Ramazan Beyhan genel başkan olarak seçilmişti. Ayrıca tüzük değişikliği yapılarak Genel Merkez İstanbul'a taşınmıştı.
Hak ve adaleti savunan en önemli derneklerden olan Mazlum-Der’de son süreçte yaşanan olağanüstü genel kurulu ve sonrasında yaşananları masaya yatıran platformun düzenlediği panele, mahkeme kararı kesinleşmediği halde İstanbul Şubesi öncülüğünde yapılan olağanüstü bir kongre ile fiili olarak genel başkanlığı elinden alınan Ahmet Faruk Ünsal, eski Mazlum-Der genel başkanı ve Hak ve Adalet Platformu üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kafkas Üniversitesi Öğretim Görevlisi iken akademisyenler bildirisine imza attığından dolayı KHK ile görevden alınan Prof. Cihangir İslam katıldı.
İslami muhalefetin düzenle imtihanı ve Mazlum-der deneyimi adı altında düzenlenen panelde, Ahmet Faruk Ünsal, Mazlum-der’in 26 yıllık serüvenini, çalışma alanlarını, prensiplerini, iktidarları rahatsız eden noktalarını ve Mazlum-der’de son süreçte yaşananları anlattı.
"Daha önce sürekli yardım kuruluşları şeklinde çalışan İslami camia içinde nev-i şahsına münhasır bir organizasyon olarak kurulmuş ve İnsan Hakları alanlarında çalışmalar yapmış olan Mazlum-der’in 26 yıl boyunca camianın yüz akı olmuş işlere imza attığını" belirten Ünsal, AKP hükümetleri döneminde yaptığı çalışmalar ile hem iktidarı hem de İslami camiayı rahatsız ettiğini belirtti.
"Bayırbucak Türkmenlerine yapılan yardımın Kobani’ye de yapılması gerektiği yönündeki beyanatları, Gezi eylemleri sırasında iktidara yapılan çağrılar, 6-8 Ekim olaylarında devlete ve PKK’yA yapılan eleştiriler ve hazırlanan raporlar, 7 Haziran sonrası Kürt kentlerinde başlatılan operasyonlardan sonra bu kentlerde işlenen insan hakları ihlalleri ile ilgili raporların iktidar ile karşı karşıya geldikleri noktalar olduğunu" belirten Ünsal, OHAL sürecinden sonra da kendilerine karşı bir operasyonun başlatıldığını dile getirdi.
Ahmet Faruk Ünsal Mazlum-Der’e yapılan bu operasyonu 28 Şubat’a benzeterek, “Bu süreç, Mazlum-der’in 28 Şubatıdır” dedi.
Hak ve Adalet Platformu adına konuşan Ömer Faruk Gergerlioğlu da "İslami muhalefetin düzenle bütünleşmesinin hangi alanlarda olduğu, bu bütünleşmenin nasıl bir seyir izlediği, gelinen noktada İslami camia içinde nasıl bir yozlaşmanın yaşandığı" konularıyla ilgili görüşlerini dile getirdi. İktidarın haksız uygulamalarını referandumda çıkacak 'Evet' sonucu ile daha da arttıracağını, bu sebeple 'Hayır' için daha çok çalışılması gerektiğini belirtti.
Prof. Cihangir İslam da "Müslümanların Türkiye’de iktidar eli ile sağcı, muhafazakâr ve milliyetçi yapıldığını, 15 Temmuz’dan sonra haksız ve hukuksuz uygulamaların darbe süreçlerini aratmadığını, KHK mağduriyetleri ile toplumun kutuplaştırıldığını bu duruma bir dur denilmesi gerektiğini" belirtti.
Çok sayıda KHK ile ihraç edilen kişinin de katıldığı panel, platformun çalışmalarına katılım çağrısıyla son buldu.