T24 - Bilkent Üniversitesi öğretim üyelerinden anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, DTP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması talebine dayanak olan “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ihlal etme” suçunun ne olduğunun Ceza Kanunu'nda yer almadığını açıkladı. “Cezaların kanuniliği prensibine aykırı bir durum” yaşandığının altını çizen Özbudun, TBMM'yi derhal bu suçun unsurlarını somut olarak tanımlayan bir yasa çıkarmaya çağırdı.
Ayna ve Demirtaş mahkemeye zorla getirilecekler
Anayasa hukukçusu Prof. Ergun Özbudun ile Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, DTP'lilerin polis zoruyla mahkemeye getirilmesiyle sonuçlanan anayasa krizini NTV'de şöyle değerlendirdiler:
Özbudun: Suç belli değil
“Demokratik bir ülkede milletvekillerinin polis zoruyla mahkemeye getirilmeleri hoş bir görüntü değil. Sorun 1982 Anayasası'nın antidemokratik hükümlerle yazılmış olmasından kaynaklanıyor. 83. maddede 14. maddeye atıf yapılarak, dokunulmazlığın, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü konusuyla sınırlı olduğunu belirtiyor.Ama hangi suçlar bu kapsama giriyor, belli değil. Bu suç Ceza Kanunu'nda tanımlanmamış. Bu durum cezaların kanuniliği prensibine aykırıdır.
Anayasa'nın değiştirilmesi uzun bir sürece yayılabilir. Ama benim daha önce önerdiğim bir şey var; TBMM, hemen bir kanun çıkararak hangi suçların bu kapsama girdiğini somut olarak belirler. Bu TBMM'nin görevidir de. Böylece hangi müeyyide hangi eyleme uygulanacak bilinir. Cezanın tahmin edilebilirliği prensibi böylece karşılanmış olur.
Siz anayasanızda böyle yoruma açık bir kapı bırakırsanız, yargı bağımsızdır, yorum yapmak da kendi takdiridir.
Kaboğlu: Anayasa değişikliği dava seyrini değiştirebilir
“Ciddi bir anayasal sorun yaşanıyor. Anayasa'nın 83. maddesi yasama dokunulmazlığını düzenliyor. Dokunulmazlığın kapsamı ve güvencesi Avrupa devletlerinin çok ötesinde. 83. madde bu şekilde geniş bir dokunulmazlık alanı sağlamış da, bir de 14. maddeye yollama yapmış. 14. madde, temel hak ve özgürlüklere ilişkin devletin üllkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü sınırını getiriyor. 14. madde 2001 değişikliğinde yeniden yazılmış. İfade özgürlüğü bağlamında, bu nokta dikkate alınarak değiştirilmiş, yeniden yazılmış. Bu değişikliğe rağmen bu maddeyi yine böyle yorumlamak sorun yaratıyor. 83. madde, 14. maddedeki değişiklik ışığında böyle yorumlanmamalıydı. Dosyayı bu şekilde oluşturmamalıydılar.
Şimdi Meclis toplanır toplanmaz bu konuyu gündeme getirerek 83. maddedeki 14. maddeye yapılan yollama çıkarılırsa, bu konuda somut bir adım atılmış olur. Bu değişiklik yapılırsa bu davanın anayasal dayanağı ortadan kalkmış olacak. Bu durumda Ceza Muhakemeleri Kanunu'na göre davanın seyrinin şu veya bu şekilde değişmesi gerekiyor. Davanın düşmesi bile gündeme gelebilir. Konu anayasal olduğu için bu yönde atılacak adım, bütün bu yaşanan gerilimi, TBMM Başkanlığı düzeyinde yasanın dolanılması gibi hususları ortadan kaldırmış olacak. Anayasa'nın bütünü için olmasa da, 14. maddesi ile 83. maddesi arasındaki bu önemli çelişkinin ortadan kaldırılması konusunda ortak bir irade ortaya çıkar diye düşünüyorum.”