İsrailli yerleşimciler Batı Şeria'da yaklaşık 4 bin evi Filistinlilere ait olan mülklerin üzerine inşa etti. İsrail yargısı şu ana kadar bu yerleşimleri yasa dışı olduğuna hükmetti. Ancak İsrail pazarlamentosu Knesset'in üyesi olan milletvekillerinin çoğunluğuysa bunu değiştirmek istiyor. Yerleşimlerin inşasıyla ilgili bakış açısının değişimi Knesset'te 60'a 52 oranında oy çokluğuyla onaylandı.
Ancak şimdi yasanın yargı organı tarafından da onaylanması gerekiyor. Yasanın mahkemeden geçip geçemeyeceği ise şüpheli. Kudüs İbrani Üniversitesi'nde çalışan hukukçu Yuval Shany, DW'ye yaptığı açıklamada çoğu İsrailli hukukçunun Yüksek Mahkeme'nin yasayı reddetmesini beklediğini söyledi. Shany, toprak mülkiyetinin tek taraflı değişiminin ciddi hukuki zorluklara yol açabileceği görüşünde. Shany "İsrail başsavcısı yasanın anayasaya aykırı olduğunu açıkladı. Kendisinin değerlendirmesine göre yasa uluslararası yasa yapımına uygun değil. O yüzden başsavcı yasayı mahkeme önünde savunmak istemiyor" dedi.
"Son 30 yılın en sağ hükümetlerinden biri"
Bilim ve Siyaset Derneği'nde (SWP) siyaset bilimci ve İsrail uzmanı olarak görev yapan Peter Lintl ise yasanın siyasi düzleme taşınmasının Knesset'teki spesifik bir kümelenme tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Lintl "Şu anki İsrail hükümeti son 30 yılın en sağ hükümetlerinden biri. Hükümetin bazı mensupları Batı Şeria'yı hala İsrail'in bir parçası olarak görmek istiyor" dedi.
Lintl'a göre, bu siyasi kanat son iki yılda giderek güçlendi ve ardından iki ek faktör daha işin içine girdi. İsrail makamları Şubat'ın ilk günlerinde yerleşimcilerin ve destekçilerinin büyük protestoları altında İsrail'in Amona yerleşimini boşalttırabilirdi. Hükümet oylanan bu yasayla birlikte eleştirel kesmi yatıştırmak istiyor. Hükümetin bunun için iyi nedenleri var çünkü yerleşimcilere yakın olan sağcı Habayit Hayehudi (Yahudi Yurdu) Partisi ile koalisyon oluşturulması söz konusu.
Uluslararası eleştiriler
İsrail hükümeti karar sonrası uluslararası arenada eleştiri yağmuruna tutuldu. Almanya Dışişleri Bakanlığı İsrailli parlamenterlerin geçirdiği yasayı sert biçimde eleştiren aktörlerden biri oldu. Bakanlığın sözcülerinden biri, salı günü Berlin'de yaptığı açıklamada "derin bir bağla İsrail'in tarafında yer alan birçok Alman'ın bu adımı hayal kırıklığıyla karşıladığını" vurguladı. Sözcü "İsrail hükümetinin iki devletli çözümle ilgili teyidine duyduğumuz güven kalıcı biçimde sarsıldı" dedi. Paralel olarak yasa Fransız ve İngiliz hükümetlerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler tarafından da eleştiriyle karşılandı.
Yasanın Knesset'teki destekçileriniyse bu eleştiriler pek etkilememiş gibi gözüküyor. Peter Lintl'a göre İsrailli yasa yapıcılar her şeyden önce Donald Trump liderliğindeki yeni ABD yönetiminin korumasına bel bağlıyor ve Trump'ın desteğini bekliyorlar. Lintl "Bu durum yasa oylanırken de çok açık bir biçimde su yüzüne çıktı. Yasanın öncülerinden Bezalel Smotrich Trump'a açıkça teşekkür etti" diyor.
Trump'a duyulan güven o kadar yüksek ki, destekçiler Avrupa'dan gelen eleştirilere kulaklarını tıkayabileceklerini düşünüyorlar. İsrail yerleşimleri uzun süredir çoğu Avrupa devleti tarafından eleştirilere tabi tutulmakta. Lintl "Ancak bu eleştiri İsrail sağının mensuplarını zerre ilgilendirmiyor, çünkü yerleşim taraftarı bir politikayla Avrupa'da kazanılacak bir şey olmadığının zaten farkındalar" diyor.
Riskli bir rota
Ancak bu oldukça tehlikeli bir rota, çünkü yeni ABD yönetiminin İsrail yerleşimleri konusunda nasıl bir pozisyon benimseyeceği henüz belirsiz. Tabii buna rağmen Trump İsrail'in en iyi arkadaşı olarak görülüyor. Kendisinin ABD büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma fikri İsrail sağı tarafından büyük sevinçle karşılanmıştı. Yine de yeni ABD hükümetinin birkaç gün önce Batı Şeria'daki yeni İsrail yerleşimlerinin "faydalı olmadığını" açıklamış olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Knesset üyelerinin yüksek derecede tahrip gücü içeren bir meydan okuma politikasına kalkıştıklarını vurgulayan Peter Lintl, meclisten geçen yasanın iki devletli çözüme elveda demekten başka bir şey olmadığı görüşünde. Lintl "Çıkarılan yasayla yasallaştırılan yasa dışı yerleşimler başlangıçta iki devletli çözüme engel olma amacını taşıyordu. Yerleşimciler hareketinin kafasındaki fikir, İsrail'in geri çekilme ihtimalini imkansız kılmaktı" diyor.
Bölünmüş İsrail toplumu
Yasa İsrail toplumunda da yoğun tartışmalara yol açtı. Düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstitüsü'nün açıkladığı verilere göre, İsrail toplumunun yarısı yerleşimlerin genişletilmesinin siyaseten akıllıca olmadığı görüşünde. Buna paralel olarak, düzenlenen ankete katılan İsraillilerin yüzde 53'ü ilhakı sorunlu buluyor.
İsrail medyasının bazı mensupları da hükümete sert eleştiriler yöneltti. Sol liberal görüşlü gazete Haaretz, Netanyahu'nun yasanın beraberinde getirdiği risklerin farkında olmadığını savundu. Haaretz'e göre Netanyahu, İsrail'in kendisini yerleşim politikasıyla uluslararası toplumdan giderek daha fazla izole ediyor olması bağlamında, gizli bir biçimde Yüksek Mahkeme'nin yasayı alaşağı edeceğini umuyor. Ancak Haaretz bu tür bir hesabı kurnaz bir stratejinin ifadesi olarak değil, yönetim gücü eksikliğinin bir işareti olarak görüyor. Gazetenin gündeme getirdiği soru şu: "Hangi siyasi lider siyasi kariyerinin devamından endişe duyduğu için ülkesinin çıkarlarına aksi yönde hareket eder?"
© Deutsche Welle Türkçe
Kersten Knipp