Hukukçu Mehmet Gün, ihracatçıların döviz getirilerinin yüzde 40'ının Merkez Bankası'na satma zorunluluğu getirilmesinin hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Gün, YetkinReport'taki yazısında ne Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın ne de Merkez Bankası'nın böyle bir yetkisi bulunmadığını belirterek "Bakanlık kendisi yetkili olmadığı gibi Merkez Bankasına ihracat bedellerinin bir kısmını bankaya satma zorunluğu getirmesi yönünde talimat verme yetkisi de yok." diye yazdı.
Gün, ihracatçıların söz konusu uygulamaya "kızgın" olduklarını ve Ankara'da bazı görüşmeler yürüttüklerini belirterek "İhracatçıların Merkez Bankasına satmak zorunda kaldığı dövizi, satarken kullanılan kur üzerinden geri almasını sağlayan bir formül yönetimin evet diyebileceği konuşulmakta" dedi.
Gün, "İhracat Bedelleri Hakkında 2018-32/48 sayılı Bakanlık tebliğinin 12. maddesinde Merkez Bankasına “söz konusu tebliğin uygulanmasına yönelik olarak Bakanlıkça belirlenecek usul ve esasların ilan edilmesi” görevi vermiş bulunmakta. Merkez Bankasının yetkisi de bu kadar!.. 32 sayılı Kararda “ihracat bedellerinin tasarrufu serbesttir” denilmiş; Bakanlığa “sadece” ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapma yetkisi verilmiş; ancak “satma zorunluluğu getirme” yetkisi verilmemiştir." diyerek şunları kaydetti:
"Yetkileri; 32 Sayılı Karar formalitelerini uygulamak ve düzenlemekten ibaret olan Bakanlık ile Merkez Bankasının ihracat bedelinin yüzde 40’ını Merkez Bankasına, üstelik de Merkez Bankasının belirleyeceği kurdan satma zorunluluğu getirerek ihracatçıları bir nevi SWAP yapmaya zorlaması hukuka uyarsızdır. Merkez Bankasının kendi fiyatını dayatarak piyasa işlemlerine müdahale etmesi de ihracatçıları zarara uğratması da haksız ve hukuka uyarsızdır.
Öte yandan ihracatçılara döviz alışında bir çeşit kur koruma garantisi verilmesi de vergilerin bir kesimin menfaatine kullanılması yönüyle Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Daha da önemlisi, Bakanlığın ve Merkez Bankasının 32 sayılı karara uyarlığı tartışmalı kararlar alması ve yöntemler izlemesi piyasalarda güven erimesine, ekonominin güç kaybetmesine ve topyekûn refahın düşmesine neden olmaktadır. Bu bariz hatadan bir an önce dönülmesi sadece ihracatçıların değil, ülkemizin ve hepimizin yararına olacaktır"
Yazının tamamı için tıklayın