-HSYK'DAN AÇIKLAMA ANKARA (A.A) - 18.08.2010 - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) yapılan açıklamada, ''Gündemin Adalet Bakanı tarafından geri çekilmesi, HSYK'nın anayasa ve 2461 sayılı kanun ile belirlenen görev ve yetkilerinin Adalet Bakanlığı tarafından dikkate alınmaması anlamına gelir'' denildi. HSYK'nın Yargıtay ve Danıştaydan seçilen üyelerince yapılan yazılı açıklamada, Adalet Bakanlığının hakim ve cumhuriyet savcılarına ilişkin bin 325 kişilik kararname taslağını 6 Temmuz 2010'da, 135 idari yargı hakimini kapsayan kararname taslağını 27 Temmuzda, 138 unvanlı hakim ve cumhuriyet savcısına ilişkin kararname taslağını 30 Temmuz 2010'da HSYK'ya sunduğu hatırlatıldı. Kararname taslaklarının HSYK'nın iç yönetmeliği uyarınca görüşülmeye başlandığına, gündemde değişiklik yapılmasının ise yine iç yönetmelik uyarınca ancak kurul kararınca olabileceğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Kurulda görüşülmeye başlanmış olan kararname taslaklarını Adalet Bakanlığının geri çekme yetkisi bulunmamaktadır. Gündemin Adalet Bakanı tarafından geri çekilmesi HSYK'nın anayasa ve 2461 sayılı kanun ile belirlenen görev ve yetkilerinin Adalet Bakanlığı tarafından dikkate alınmaması anlamına gelir. Bu durumun yasama ve yürütmeden bağımsız olan ve bir yargı organı olmamasına rağmen anayasanın yargı bölümünde yer alan HSYK tarafından kabulü hukuken mümkün değildir. Kurul gündemine alınan konular kurulca incelenip görüşülüp değerlendirilip karara bağlanmak durumundadır. Adalet Bakanı'nın kurul gündemi tamamlanmadan veya kurul tarafından erteleme ve ara verme gibi bir karar verilmeden gündem konusu taslağı geri çekme yetkisi yoktur.'' Açıklamada, unvanlı hakim ve cumhuriyet savcılarının atamalarına ilişkin ikinci bir kararname taslağının kurula sunulmadığı için uzun süreden beri boş olan bazı cumhuriyet başsavcılıkları ile mahkeme başkanlıklarına atama yapılmadığı belirtildi. İstanbul Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığının İstanbul Özel Yetkili 9, 10, 11, 12, 13. ve 14. ağır ceza mahkemelerinin başkanlarının imzasını taşıyan, kurul ve Adalet Bakanlığına gönderilen ''mahkemelere 1 veya mümkün olursa 2'şer üye hakimin görevlendirilmesine'' ilişkin dilekçe örnekleri de açıklamada yer aldı. Bu dilekçelerin HSYK tarafından mayıs ayında gündeme alındığı ve kurul üyelerince en ince ayrıntısına kadar değerlendirildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Mahkeme başkanlarının yazısında işlerin yoğunluğu, gün geçtikçe fazla davanın açıldığı, yargılamada duruşmaların uzamasına, gün tayin edilmesine neden olduğu dile getirildiğinden konunun adli yargılama ilkeleri ışığında ele alınması gerekmekte olup son derece önem arz ettiği, hatta yüksek kurulun da sorumluluğunu gerektirir nitelik taşıdığı, bir an önce bu atamaların müstemir yetkilerde yapılması görüşü çoğunlukla benimsenmiş ancak Adalet Bakanlığı Müsteşarınca bu hususun kararnamede yapılmasının uygun olacağı ileri sürülmüş, yüksek kurulca kararnamenin verilmediği yönünde dikkati çekildiğinde, ısrarla hazırlandığı ve en kısa zamanda sunulacağı ifade edilmiştir. Sadece Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 250 kapsamında yetkili 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyeliği, İstanbul mahkemeleri ve CMK 250'de görevli mahkemelere takviye üye atamaları bu kararnameye bırakılmıştır. İstanbul merkezdeki müstemir yetki düzenlemeleri dahi halen yapılamamıştır.'' -''ÖNERİLERDE BULUNMAK KARARNAME ÇALIŞMALARININ GEREĞİDİR''- Kurul üyelerinin kurul çalışmaları sırasında görev ve sorumlulukları gereği kurumsal ve kişisel öneriler sundukları ifade edilen açıklamada, bu durumun kararname çalışmalarının gereği olduğu belirtildi. Açıklamada, 2009 adli yargı kararnamesi çalışmalarında İstanbul'da CMK 250. maddeyle yetkili bazı cumhuriyet savcısı ve hakimlerle ilgili tekliflerin ''bu kişiler hakkındaki şikayet ve başvuruların yasal gereği yapıldıktan sonra'' görüşülmesine karar verildiği hatırlatılarak, aradan geçen süreye rağmen bu konuda Adalet Bakanlığının kurulun önüne taslak getirmediği, kurul çalışmalarını engelleyici müdahalelerde bulunduğu ve toplantıları terk ederek de kurulun faaliyetlerini engellediği ifade edildi. Adalet Bakanlığının bugünkü basın açıklamasıyla kararname taslağının tamamlanmayan kısımlarının geri çekildiği hatırlatılan açıklamada, ''Bakanlığın açıklamasında ekleme olarak verilen rakamlar bin 325 kişilik kararname taslağının görüşülmesi sırasında adı geçen ve bir kısmı yayınlanan kararnamede yer alan, bir kısmı ise kararnameden çıkarılan hakim ve savcılarla ilgilidir. Kararnamenin geri çekilme sebebi olarak öne sürülmesi gerçeklerle bağdaşmamaktadır'' denildi. -ADALET BAKANLIĞININ AÇIKLAMASI- Açıklamada, şöyle devam edildi: ''Özel yetkili mahkemelerle ilgili olarak ise yukarıda yapılan açıklamaların ötesinde, kurulda yapılan önerileri basın açıklamasında 'mahkemeler ve savcılıkların yapısını değiştirmeye dönük öneriler' diye nitelendirmek, kurulun yetki ve görev alanını görmezden gelmenin ötesinde belirli mahkemeleri ve savcılıkları 'özel bir yapı' olarak görmenin sonucudur. Oysa kararnamede yer alan diğer tüm hakim ve savcılarda olduğu gibi bu mahkemelerde görev yapan hakimler ve savcıların durumları da kurulda görüşülmek zorundadır. HSYK, bu kararname döneminde de her türlü ön yargıdan uzak bir şekilde yetki ve sorumluluğunun bilincinde olarak hareket etmiştir. Adalet Bakanlığı kaynaklı bu kriz kurulun tüm yapıcı çabalarına rağmen son yıllarda sistemli bir biçimde yürütülen kurulu yıpratma ve çalışamaz hale getirme uğraşısının ürünü ve sonucudur. Kurul, kararnamenin geri kalan kısımlarının görüşülmesine devam edilmesini ve bir an önce sonuçlandırılmasını beklemekte olduğunu kamuoyuna duyurur.'' Açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, İstanbul Adalet Komisyonu Başkan Yardımcısı Mehmet Şefik Mutlu ve İstanbul CMK 250. maddeyle yetkili 9, 10, 11, 12, 13, ve 14. ağır ceza mahkemeleri başkanlarının imzalarını taşıyan ve bu mahkemelere ''1 veya mümkün olursa 2'şer üye hakimin görevlendirilmesini'' isteyen dilekçe örneklerine de yer verildi.