26 Mart 2010 02:00
T24- Boş hâkim ve savcı kadrolarına atama yapılmasını isteyen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile Adalet Bakanlığı arasındaki kriz, daha önce görülmemiş karşılıklı açıklamalarla tırmanıyor. HSYK'nın seçilmiş üyeleri salı günkü toplantıyı terk eden ve önceki günkü toplantıya katılmayan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman hakkında "kurul çalışmalarını engellediği" gerekçesiyle Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu'na suç duyurusunda bulundu. Başkanvekili Kadir Özbek'in suç duyurusuyla ilgili açıklamasından kısa bir süre sonra da Adalet Bakanlığı'ndan yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada HSYK çalışmalarının Adalet Bakanı ve Müsteşarı tarafından engellendiği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğu belirtilerek, "Üyeler yasaların bakanlığa verdiği bir yetkiyi hukuk dışına çıkarak kullanmak istemişlerdir" denildi. Bakanlık açıklamasında, Sözcü gazetesi Emin Çölaşan'ın, kurulda olacakları önceden yazması eleştirilirken "HSYK üyelerinin başka yerlerde saptanan hukuk dışı stratejileri uygulamaya koydukları" öne sürüldü.
Adalet Bakanlığı, HSYK'nın suç duyurusunu yanıtlarken, bazı olayları aktararak "kurulun bekleyen sorunları çözmek gibi bir gayreti bulunmadığını" öne sürdü.
HSYK ile Adalet Bakanlığı arasında örneği görülmemiş bir çatışmayı da ortaya koyan bakanlık açıklamasının tam metni şöyle:
'Kararname taslağı hazırlamak bakanlığın görevi'
23.03.2010 günlü Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu toplantısının, gündeme geçilemeden sona ermesi ve akabinde bazı HSYK üyelerinin basına açıklamalar yaparak tutanak tuttuklarından bahsetmeleri sebebiyle aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İç Yönetmeliğine göre gündem, Başkan veya vekili tarafından işin önemine, ivedi veya süreli oluşuna göre düzenlenmektedir.
23.03.2010 tarihinde yapılacak toplantının gündemi bir gün öncesinden dağıtılmış ve belirlenen saatte toplantıya başlanılmıştır. Toplantının başlangıcında bir Kurul Üyesi ilke kararı teklifleri ile daha önce görüşülmeyip geri bırakılan atama kararnamesinin ve boş olan yerlerle ilgili atamaların gündeme alınması için önerge vermiştir.
İç Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde gündem dışı görüşülebilecek konular gündemin düzenlenmesinden sonra ortaya çıkan ivedi ve süreli işlerle sınırlandırılmıştır. Burada gündemin hazırlanmasından sonra ortaya çıkan ivedi ve süreli bir iş söz konusu olmadığından bu önergeye usulden karşı çıkılmıştır.
Önergenin esasına ilişkin olarak da; atama kararnamesi taslağı hazırlamak Bakanlığın görevidir. Kurul, Bakanlıkça hazırlanan taslağı en geç bir ay içerisinde inceleyerek, aynen veya gerekli değişiklikleri yapıp karara bağlamak ve Bakanlığa tevdi etmek zorundadır(2461 S.Y. 19/2. madde). Bu kapsamda, Bakanlıkça bir taslak verilmeden Kurulun bu konuyu gündeme alarak görüşmesi mümkün değildir.
'Ekimde hazırlanan kararname şubatta çıktı'
Burada bir hususun hatırlatılıp açıklanmasında da yarar görülmektedir; 2009 yılı sonbahar kararnamesi Ekim ayı içerisinde hazırlanmış ve Kurula bu durum bildirilmiş; ancak kurul üyelerinin, atamaların Yargıtay seçimlerinden sonra yapılmasının uygun olacağını ifade etmeleri üzerine beklemeye alınmıştır. Yargıtay seçimlerinin 18 Ocak 2010 tarihinde sonuçlanması üzerine 22 Ocak 2010 tarihinde sonbahar kararnamesi taslağı HSYK üyelerine dağıtılmıştır. Kararnamenin gecikmiş olması ve kış şartları dikkate alınarak kapsam daraltılmış ve 287 kişilik sonbahar kararnamesi 12 Şubat 2010 tarihinde karara bağlanmıştır.
Kararnamenin görüşüldüğü tarihte boş olan ve halen atama yapılmayan yerlerle ilgili Kurul üyeleri daha sonra çalışma yapılmasını istemişlerdir. Bugün itibariyle gelinen noktada 3’ü Cumhuriyet başsavcılığı, 4’ü ağır ceza mahkemesi başkanlığı olmak üzere 7 yerde boşluk bulunmaktadır. Ancak bu görevler üç ila dokuz ay gibi sürelerle vekillerince veya komisyon başkanlarınca görevlendirilen hâkimlerce zaten yürütülmektedir. Bunlardan Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına, 2009 yaz kararnamesi görüşmeleri sırasında boşalmasına ve buraya atama yapılması anılan görüşmeler sırasında Bakanlığımızca gündeme getirilmesine rağmen dokuz aydır HSYK’ca atama yapılmamıştır.
'Boş yerler yaz kararnamesinde değerlendirilecek'
HSYK’ca yaz ve güz kararnameleri olmak üzere yılda iki kararname çıkartılmakta olup, 2010 yılı yaz kararnamesinde uygulanacak prensipler HSYK’ca belirlenerek yaz kararnamesi hazırlıklarına başlanmıştır. Uygulamada, söz konusu kararnameler haricinde ara dönemde kararname çıkarılmamaktadır. Bu sebeplerle boş yerlerin yaz kararnamesinde değerlendirilmesi hizmetin gereklerine daha uygun olacaktır.
Ayrıca kararname çalışmaları mahiyeti itibariyle sadece boş bulunan yerlere yapılacak atamalarla sınırlı olmayıp boş yerlere yapılacak atamaların yerlerine de atama yapmak suretiyle zincirleme olarak bir çok hâkim ve Cumhuriyet savcısını etkileyecek çalışmalardır. Bulunduğumuz dönem itibariyle bu kadar kapsamlı bir çalışma yapılması yaz kararnamesinin dengelerini bozabileceği gibi boş bulunan yerlerle ilgili yaz kararnamesinde atama bekleyen hâkim ve Cumhuriyet savcılarının talep ve tercihlerinde de sınırlamaya neden olabilecektir.
Adı geçen üyenin ilke kararı değişikliği tekliflerinin gündeme alınması konusundaki talebine gelince; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İç Yönetmeliği'nin 11. maddesine göre, ilke kararları her yılın Ocak ayının üçüncü haftası görüşülmek zorundadır. Ocak ayının üçüncü haftasında görüşülmesi gereken ilke kararı tekliflerinin bu tarihten önce verilmesi gerekirken; ilgili, 29 Ocak 2010 tarihli dilekçesini 1 Şubat 2010 tarihinde gündeme alınmak üzere Bakanlığımıza vermiştir. Bu nedenle konunun önerge ile gündeme alınması talebine karşı çıkılmıştır.
Adı anılmayan Emin Çölaşan'ın yazısı için HSYK'ya suçlama
Tüm bu açıklamalar yanında 23 Mart 2010 tarihli Sözcü Gazetesinde bir köşe yazarının (Emin Çölaşan-T24) Adalet Bakanlığının, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bir Müsteşar Yardımcısının atanmasını önerdiğine ilişkin gerçek dışı iddialara da yer veren yazısındaki bir kısım hususların HSYK’nın bazı üyelerince aynı gün işleme konulması, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir husustur.
Köşe yazarı, “HSYK kararname istiyor” başlıklı yazısında; “… Eğer bu atama kararnamesi yine gelmezse, (ki gelmeyecek) o takdirde Kurulun seçilmiş üyeleri tarafından verilecek bir önerge ile çok önemli boş yerler için en kısa zamanda oylama yapılacak.” “… size dahasını da söyleyeyim bu atama kararnamesi Kurul gündemine geldiği anda kamuoyunu çok yakından ilgilendirecek bazı ‘sürpriz gelişmelerin de’ olması bekleniyor!” “… Kuruldan önümüzdeki günlerde seçilmiş 5 üyenin oylarıyla ‘çok önemli’ kararlar çıktığını duyarsanız sakın şaşırmayın…” şeklindeki ifadeleri ile o gün olacakları tek tek yazmış ve Kurulun sürpriz kararlar alacağını önceden açıklamıştır. Başka yerlerde hazırlanan ve kamuoyuna açıklanan hukuk dışı stratejinin HSYK’nın bazı üyelerince uygulamaya konulması son derece vahim olup, kabul edilebilir bir durum değildir.
'Müsteşar toplantıdan ayrılmak zorunda bırakıldı'
Söz konusu üyeler yasaların Bakanlığa verdiği bir yetkiyi hukuk dışına çıkarak kullanmak istemişler ve Anayasa değişiklik teklifinin kamuoyuna açıklanması üzerine bir çatışma ortamı oluşturma gayretine girişmişlerdir.
HSYK’da görev alan tüm yetkililerin hukuk sınırları içerisinde kalmaları, kendi görev ve yetki alanlarına giren konularla ilgili karar almaları vurgulanmış, açıkça yasaların ve hukukun çiğnenmesi ve yok farz edilmesi yaklaşımlarında Bakanlığımızın yer almayacağı belirtilerek, kurul üyeleri hukuka davet edilmiş ve önceden belirlenip dağıtılan gündemin görüşülmesine geçildiği takdirde çalışmalara devam olunacağı ifade edilmiştir. Belirlenen gündeme geçilmemesi ve hukuk dışı önergenin görüşülmesindeki ısrar nedeniyle Bakanlığımız Müsteşarı toplantıdan ayrılmak zorunda bırakılmıştır.
25.03.2010 tarihinde bazı kurul üyeleri tarafından Müsteşar katılmadığı için toplantının yapılamadığı ve Müsteşar hakkında tutanak tutulduğu iddialarına gelince; öncelikle Kurul toplantısı yapılabilmesi için gündem dağıtılması gerekmektedir. Bahse konu gün için herhangi bir gündem dağıtılmamıştır. Her yılın Ocak ayında belirlenen toplantı günleri o günler için gündem dağıtılması halinde toplantının yapılabileceği günlerdir. Nitekim geriye doğru bakıldığında Salı ve Perşembe günleri olmasına rağmen gündem dağıtılmadığı için toplantının yapılmadığı sayısız örnek bulunmaktadır. Sadece 2009 yılında toplantı günü olarak belirlenen 78 günün 26’sında toplantı yapılmamıştır.
Gündem dağıtılmadığı ve gündem olmadığı halde Müsteşarı toplantıya bekleyip katılmadığından bahisle tutanak tutulması ve suç duyurusunda bulunulmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Kaldı ki 25.03.2010 günü Müsteşar ve Bakanlık üst düzey yetkilileri 14 yıl Adalet Bakanlığı’nda hizmet etmiş bir müsteşar yardımcısının babasının cenaze törenine katılmak üzere il dışına çıkmışlardır. Bu husus kurul üyelerince de bilinmektedir.
'HSYK'nın bekleyen sorunları çözme amacı yok'
Kurulun çalışmalarının Bakanlığımız tarafından engellenmesi söz konusu değildir. Kurul üyeleri, kendilerince önem verdikleri bazı konuları öncelikle görüşmeye çalışmakta, bazı konularda ise işleri aylarca bazen bir yıla yakın sürelerle geciktirmektedirler. Şöyle ki;
- Yargıtay üyeliklerine seçim hususu sekiz ay süreyle incelemede tutularak 27 Aralık 2009 günü hazır olduklarını bildirmişlerdir. -Yargıtay üyeliği seçimi gerekçe gösterilerek sonbahar kararnamesi Ekim ayında hazırlanmasına rağmen Ocak ayına kadar bekletilmiştir.
- Ağustos 2009 terfi defteri Eylül ayı itibarıyla hazır olmasına karşın Ocak ayında görüşülerek karara bağlanabilmiştir.
- 282 hâkim ve savcının soruşturma geçirdiği 191 disiplin dosyası HSYK’ya sevk edilmiş olup, görüşülmeyi beklemektedir.
- Görüşülmesi tamamlanarak imzaya sunulan kararlardan bir yıla yakın sürelerle imzalanmayı bekleyenler bulunmaktadır. Bu da, ilgili hâkim ve savcıların yeniden inceleme ve itiraz taleplerinin gecikmesine ve mağduriyetlerine neden olmaktadır.
- Haklarında soruşturma bulunmadığı halde kamuoyunca bilinen bazı davaları yürüten hâkim ve savcıların terfileri gerekçe gösterilmeksizin bekletilmekte veya terfileri yaptırılmamaktadır.
Görüldüğü gibi, HSYK üyelerinin bekleyen sorunları bir an önce çözmek gibi bir amaç ve gayretleri bulunmamaktadır.
'Anayasa değişikliği öncesi gerginlik yaratmak istiyorlar'
Bu konuda Bakanlığa yönelik eleştirileri de gerçekçi ve tutarlı değildir. HSYK üyelerinin Kurul dışında belirlenen bazı stratejileri uygulamak, “sürpriz kararlar” almak suretiyle Anayasa değişikliği öncesi gerginlik ortamı oluşturmak istemeleri yüzünden Kurul çalışmalarına ara verilmiştir.
Bakanlığımız bugüne kadar olduğu gibi hukuka bağlı tutumunu bundan sonra da taviz vermeksizin sürdürmeye devam edecektir. Herkesi de bu hususta duyarlı davranmaya davet etmektedir."
© Tüm hakları saklıdır.