T24 - Son anayasa değişikliğinin en çok tartışılan maddeleri Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve üyelerinin seçimiyle ilgili maddeler olmuştur.
Halkoyunda evet oylarının hayır oylarından fazla olduğunu belirleyen Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Anayasayı değiştiren Kanunun 24 Eylül’de, yürürlüğe girdiğini ilan etmesiyle, HSYK üye seçim işlemleri başladı.
Yeni HSYK bir tabii başkan ve 21 üye ile kurulmakta. Kurul’un 10 üyesi, Anayasa’nın 19’uncu maddesine göre, adli ve idari hakim ve savcıları tarafından, (YSK)’nun “yönetim ve denetiminde” 17 Ekimde seçilecek.
YSK seçim işlemlerini 24 Eylül’de açıkladığı kararıyla başlatmıştır. Bugüne kadar aday başvuruları toplanmış, iller itibariyle seçimlere katılacak adli ve idari yargıç ve savcı isimleri listelenmiş, il seçim kurullarınca askıya çıkarılmıştır.
İdari yargı geçici seçmen listelerinde 1 277 hakim ve savcı yer almıştır. Adli yargı listelerinde, 12 binin üstünde hakim ve savcının bulunduğu söylenmekte.
Seçmen listelerine 8 Ekim tarihine kadar il seçim kurullarına itiraz edilebilecek ve 10 Ekim günü listeler kesinleşecek.
Sandık kurulları il seçim kurullarınca, adli ve idari yargı için ayrı ayrı oluşturulacak.
1 Ekim Cuma günü akşamına kadar YSK’ya adaylık başvurusunda bulunanlar incelenmiş ve geçici aday listesi dün (3 Ekim) ilan edilmiştir. Listelerde, adli yargıdan 172, idari yargıdan 34 hakim ve savcının adı var. Adaylara itirazlar 7 Ekim’de sonuçlandırılacak ve (
www.ysk.gov) internet sitesinde ilan edilecek.
Adli Yargı Hakim ve Savcıları Geçici Aday Listesi İdari Yargı Hakim ve Savcıları Geçici Aday ListesiKesinleşen adayların adlarının birleşik oy pusulasında yerlerini, soyadı alfabe sırasına göre YSK 8 Ekimde belirleyecek ve 400 kelimeyi geçmeyecek özgeçmişleri YSK’nın internet sitesinde yayımlayacak.
Bu seçimlerde adayların propaganda yapması, Anayasa’nın değiştirilen geçici 19’uncu maddesiyle yasaklanmıştı. Aday olmayan kişilerin adaylar hakkında tanıtım yapmalarının da uygun görülmeyerek yasaklandığını YSK genelgeyle duyurmuştur.
Yarsav Başkanının, propaganda yasağının kaldırılmasını isteyen itirazını; seçimin en önemli unsuru olan adaylara bile Anayasa’nın Geçici 19’uncu maddesiyle tanınmamış bir hakkın, aday yakınları veya seçmenler tarafından kullanılmasının söz konusu edilemeyeceği gerekçesiyle YSK reddetmiştir. (29 Eylül)
17 Ekim Pazar günü seçmen listelerinde yazılı adli ve idari hakim ve savcılar, il seçim kurullarının belirleyeceği sandıklarda, birleşik oy pusulasıyla oy kullanacaklar.
Özetlediğim kurallar içinde seçilecek 10 üye gibi Cumhurbaşkanınca seçilecek dört üye ile Adalet Akademisi Genel Kurulunun üyeleri arasında seçeceği bir üye de 25 Ekim 2010’da HSYK üyesi olacak.
Bunlar dışında Yargıtay ve Danıştay genel kurulları 3 ve 2 üye ile aynı sayıda yedek üyeyi, kendi üyeleri arasından 24 Ekime kadar seçmiş olacaklar.
Yargıtay ve Danıştay’ın seçtiği bu 5 üye, ne zaman HSYK’da üyeliğe başlayacak? Anayasa’ya eklenen 19’uncu maddeye göre, HSYK’nın Yargıtay ve Danıştay’dan gelen asıl ve yedek üyelerinin görevi, seçildikleri sürenin sonuna kadar devam edecek.
Mevcut kurulun Adalet Bakanı ve Müsteşar dışında, Yargıtay’dan seçilen üç ve Danıştay’dan seçilen 2 asıl üyesi görev yapmakta. Bunlar kadar da yedek üye bulunmakta. Seçildikleri zamana göre Kurul’un asıl üyelerinden Musa Tekin’in süresi bu ay içinde, Kadir özbek’in yılın son ayında, Ali Fuat Ertosun ve Suna Türkoğlu’nun 2012 yılı ortalarında, Orhan Cem Erbük’ün 2012 sonunda dolacak. Yedek üyelerin süreleri de, 2011 Eylülüyle ve 2013 Nisanı arasında bitecek.
Süresi biten üyenin yerini, şimdi Yargıtay ve Danıştay’dan seçilmekte olan yargı mensupları alacak; Cumhurbaşkanının ve Adalet Akademisinin seçeceği ve 17 Ekimde seçilecek olan 10 üyenin sürelerinin sonuna kadar görev yapacaklar. Anayasa HSYK üyelerinin görev süresini 4 yıl olarak belirlediğine göre, yeni seçilenlerin görevleri de 2004 yılı Ekim ayında son bulacak.
Böylece yeni HSYK, Musa Tekin dışındaki 4 mevcut üye, Cumhurbaşkanı’nın seçeceği 4, Adalet Akademisi’nin seçeceği 1, adli ve idari yargıçların seçeceği 10, Musa Tekin’in yerine Yargıtay’ın yeni seçmekte bulunduğu üç üyeden biri ve Adalet Bakanlığı müsteşarı ay sonuna kadar Bakan’ın başkanlığında toplanarak göreve başlayacak.
HSYK yeni yasa taslağı hakkında görüşlerimi önümüzdeki günlerde yazacağım. Ancak burada iki hususa değinme zorunluluğunu duyuyorum:
Anayasayı değiştiren Kanun, anayasa mahkemesinde bazı ibareler çıkarılarak, yani yeni bir metin olarak kabul edilmişti. Şimdi uyguladığımız metin, 12 Mayıs’da Resmi Gazetede yayımlanan kanun metninden, Anayasa Mahkemesi kararına göre bazı ibarelerin çıkarılmasıyla elde edilen, bir anlamda hepimizin kişisel metnidir. Çünkü, Anayasa Mahkemesinin kararından sonra elde kalan tam metin Resmi Gazete’de yayımlanmamıştır.
1961 ve 1982 Anayasaları halkoylamasından sonra da Resmi Gazete’de ikinci kez yayımlanmıştı. Sonraki değişiklikler için de hem Anayasa Mahkemesinde değiştirilmiş ve hem de halkoyuna sunulmuş bir kanun yok.
Herhalde Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü bu konuda bir ilke kararı yayımlanmalı. Örneğin son örnekte, meclisin metni mi, Başbakanlık Mevzuat Bilgi Sistemi’nin metninin mi daha geçerli olacağı, bunun yasal dayanağının ne olduğu bilinmeli.
İkinci husus, Anayasada yapılan değişiklikte, adli ve idari yargı meslek mensuplarının seçiminin YSK’nin yönetim ve denetiminde yapılacağının belirtilmesi, ayrıca bazı hususların tespitinde YSK yetkilendirilmesi konusu.
Seçim kanunları 1961’de yeniden yazılırken, genel ve yerel seçimlerle bunların ara seçimleri düşünülerek YSK’nın ve diğer kurulların görev ve yetkileri yazılmış, YSK’ya, TBMM’yi ve yerel meclisleri oluşturan seçimlerin yönetim yetkisi verilmiştir. Bu yetkiyi genişletmenin sakıncaları var.
Yasalarda her seçim yazılan yerdeki seçimi yönetme görevini YSK’ya vermeye kalkarsak, işin içinden ne o kurum çıkabilir ne de YSK! Örneğin, meslek kuruluşlarının ve siyasal partilerin seçimlerine hakimleri katmak doğru olmamıştır. Seçim sonucunun yargıya taşınması başka bir şey, kongrelerde hakim nezaretinde seçim yapmak başka bir şey.
YÖK’ün üniversitelere giriş sınavları için kurduğu ÖSYM’ye, memurluğa girecekleri belirleme sınavlarını da yönetme görevi verilerek, YÖK’ün sorumluluğu değiştirildi. Bu bana göre doğru değil.
Şimdilik, ilerde daha ayrıntılı tartışma olanağı bulacağımızı umut ederek, bu kadar yazıyorum.
Tarhan Erdem'in Radikal gazetesinde bugün (4 Ekim 2010) yayımlanan yazısı...