T24 - HSYK toplantısında savcı ve hakimlerin 'Kadınlar tecavüzcüsüyle evlensin' önerisi yapıldığı iddialarına yanıt geldi. HSYK iddialarla ilgili olarak, "yargıda durum analizi toplantılarında böyle bir öneri gündeme gelmedi" dedi.
HSYK yazılı bir açıklama yaparak son günlerde yazılı ve görsel basında Yargıda Durum Analizi Toplantılarında ortaya konulan bazı önerilerle ilgili eksik bilgilendirmeye dayalı yanlış değerlendirmeler yapıldığını belirtti. Toplantılarda uygulamacı hakim ve savcıların grup çalışmalarının hiçbirinde tecavüzcüyle evlenilmesinin veya 15 yaşından küçük mağdurun tek başına rızasının cezasızlık sebebi sayılmasının gündeme gelmediği bildirildi.
Açıklamada söz konusu bilginin, Yargıda Durum Analizi Toplantılarında uygulamacı hakim ve savcıların grup çalışmalarında haberde yazılandan çok farklı ifade edilen, üzerinde çalışılmamış ham bir bilgi olduğu vurgulandı. Bu görüşlerin değerlendirilmesi amacıyla 3, 4, 5 Ekim tarihlerinde Ankara'da yüksek yargı organlarının temsilcileri, hakimler ve savcılar, akademisyenler, Türkiye Adalet Akademisi ve Türkiye Barolar Birliği temsilcilerinin katılımıyla büyük bir toplantı düzenleneceği belirtildi.
Söz konusu görüşler HSYK üyelerinin görüşü değil
"Söz konusu ham belgede ifade edilen görüşler gazetelerde ifade edildiği gibi HSYK üyelerinin görüşü değildir" denilen açıklamaya söyle devam edildi:
"Konu gazete, televizyon ve internet medyasında ele alındığı şekilde gündeme gelmemiş ve hakim ve savcılar tarafından da tecavüzcüsüyle evlensin bizim de işimiz azalsın gibi bir öneri hiçbir şekilde dile getirilmemiştir. Toplantılarda konuyla ilgili iki başlık dile getirilmiştir. Ülkemizin özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde 15 yaşından küçük kızların yine çoğunlukla kendi yaşlarına yakın erkeklerle davullu zurnalı evlendirildikleri, bu gayrıresmi evlilikten çocuk sahibi oldukları ve bunun savcılık tarafından öğrenilmesi üzerine de erkek ve ailesinin ağır ceza mahkemelerinde yargılanıp ceza aldığı, bu kez 15 yaşını doldurmadan evlenen kızın, çocuğuyla birlikte bakıma muhtaç kaldığı gerçeği karşısında, bu gibi durumlarda cezanın indirilmesi veya eski 434. madde benzeri bir düzenleme ile cezanın kaldırılması suretiyle bu konuda ortaya çıkan mağduriyetin engellenmesi önerilmiş, böylece sosyal bir yaranın tedavi edilmesi istenmiştir. Grup çalışmalarının hiçbirinde tecavüzcü ile evlenilmesinin veya 15 yaşından küçük mağdurun tek başına rızasının cezasızlık sebebi sayılması gündeme gelmemiştir. Yine ruh sağlığı bozulmuştur raporundan vazgeçilmesi talebi de mağdur aleyhine değil, lehine olacak şekilde gündeme getirilmiştir. Grup önerilerinde 15 yaşından küçük mağdurun cinsel bir saldırıya maruz kalması halinde ruh sağlığının bozulacağı rapor gerektirmeyecek kadar açık olduğundan bu hususta ayrıca rapor almak için zaman kaybedilmesin ruh sağlığının bozulduğu kabul edilerek ceza verilsin denilmiştir."
Toplantılarda kangren haline gelen pek çok soruna parmak basıldı
Türkiye genelinde 17 bölge toplantısı yapıldığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bu toplantılara katılmadan, orada tartışılan konuları ve tartışmaları dinlemeden, tartışılan konu başlıklarını yanlış yorumlayan haber ve yazılara bakarak bu ülkenin hakim ve savcıları hakkında hüküm vermek ne derece doğrudur bunun takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.
Hakim ve savcılarımız bu ülkenin gerçeklerini en iyi şekilde bilen, toplumun içinde yaşayan ve ağır iş yükü altında fedakarca görevlerini yerine getiren kimselerdir. Yüzde otuzu (yaklaşık 3 bin hakim ve savcısı) bayanlardan oluşan yargı teşkilatımızın ülke gerçeklerinden habersiz olduklarını ve kadına karşı insafsızca kabul edilebilecek öneriler getirdiklerini düşünmek bile hepimizin içini acıtacak bir durumdur. Ülkemiz için kangren haline gelen pek çok soruna bu toplantılarda parmak basılmış ve çözüm önerileri ileri sürülmüştür. Değerli basın mensuplarının hiç söylenmemiş sözler ve hiç ifade edilmemiş öneriler için hakim ve savcılarımız hakkında bu şekilde haksız ithamlarda bulunmaları adaletten ayrılmayan yargı mensuplarını incitecek ve onlara olan güveni azaltacaktır. Bu tür yazılar kaleme alınmadan konunun ilgililerinden sorulması ve araştırılması meslek etiğinin de bir gereğidir."