Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Daire Başkanı Halil Koç, yargıdaki cemaat yapılanması iddiaları ve vesayet tartışmalarıyla ilgili olarak, "Kamuoyunun yakından takip ettiği birçok davada FETÖ’nün etkili olduğunu gördük. Birçok dosyayı Yargıtay, Danıştay ya da AYM aşamasında Pensilvanya’ya götürdüklerini, bu dosyalar hakkında hükümlerin orada verilip karara bağlandığı, bu karar istikametinde lehte ya da aleyhte sonuç alındığını biliyoruz" iddiasında bulundu. "Mesela dava dosyası gelmiş önüne, hukuka göre karar vermemiş, rüyasına hocası girmiş onun talimatlarına göre karar vermiş" diyen Koç, "Adam açıkça itiraf ediyor. Biz yargıyı bu zihniyetin elinden aldık. Hal böyleyken kalkıp yargı vesayetinden bahsetmenin, ‘AKP kendi yargısını kurdu’ demenin bir anlamı yok" ifadesini kullandı.
Akit gazetesinden Murat Alan'ın sorularını yanıtlayan (18 Aralık 2016) Halil Koç'un açıklamaları şöyle:
Yerel mahkemelere yönelik temizlik çalışması hakkında önemli bilgiler verdiniz.. Yüksek yargıda durum neydi?
HSYK olarak işin idari boyutuna daha çok bakıyoruz ama önümüze gelen dosyalar var. Soruşturma aşamasında olduğu için açıkça isim vermeyeyim ama kamuoyunun yakından takip ettiği birçok davada FETÖ’nün etkili olduğunu gördük. Birçok dosyayı Yargıtay, Danıştay ya da AYM aşamasında Pensilvanya’ya götürdüklerini, bu dosyalar hakkında hükümlerin orada verilip karara bağlandığı, bu karar istikametinde lehte ya da aleyhte sonuç alındığını biliyoruz. Ama bu dosyalarla alakalı içerik vermem doğru olmaz yeniden ele alınan dosyalar var. Hakikaten çok ciddi rahatsızlık duyuyoruz. Kamuoyunun yargıya duyduğu güveni sarsan hadiseler bunlar.
"Rüyasında hocasını görüp karar vermiş"
Sizi pes artık dedirten bir ifade var mı?
Baştan sona tamamına pes diyoruz zaten. Düşünün dosyaların dışarı çıkartılıp karar verilmesi korkunç bir şey değil mi? Daha beterleri de var. Mesela dava dosyası gelmiş önüne, hukuka göre karar vermemiş, rüyasına hocası girmiş onun talimatlarına göre karar vermiş. Adam açıkça itiraf ediyor. Biz yargıyı bu zihniyetin elinden aldık. Hal böyleyken kalkıp yargı vesayetinden bahsetmenin, ‘AKP kendi yargısını kurdu’ demenin bir anlamı yok.
Özellikle genç çocukları çok fazla etki altına almışlar. Yani sınava hazırlamış, burs vermiş, yoksul çocuklara kalma imkanı sağlamış dolayısıyla kopamamışlar onu da görüyoruz şimdi gelenler de oluyor.
Akit: Ben de bu noktaya gelmek istiyordum.. “Yargı bağımsızlığını kaybetti” şeklindeki çıkışlara ne dersiniz?
Gülünç iddialar.. 15 Temmuz darbesine bakmak dahi yeterli. Yaptığımız çalışmaların en somut etkisini 15 Temmuz’da görmüş olduk. 15 Temmuz gecesi Türk yargısı büyük bir sınav verdi. Darbenin başladığı saatten itibaren bütün tavrını ortaya koydu. Darbe soruşturmaları başlattı. Başta Ankara ve İstanbul başsavcılıkları olmak üzere bütün illerimizde Ağır Ceza Mahkemelerimizde, Başsavcılıklarımızda hareketlilik başladı. Önce darbeye darbe deyip, hemen gözaltı, yakalama ve tutuklamaya dönük soruşturmalar başlattık.
"İlk defa yargı darbenin yanında durmadı"
Araya girmek istiyorum.. Tankların köprüye çıkmasından yaklaşık 15 dakika sonra Bakırköy Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner’in süratle soruşturma başlattığını biliyorum. Savcımızla görüştüğümde, “halkımız müsterih olsun, başsavcılığımız harekete geçti ve bu cuntacıların tamamını tutuklayacağız” dedi.. Bu muazzam bir moral oldu bizim için..
- Aynen öyle.. Savcılıklarımızda tek fire yoktu. Canı gönülden tebrik ediyorum hepsini. Yargı olarak bu girişimin karşısında ciddi bir duruş sergilendi. Gerçekten bu ülke açısından ülkemiz için ciddi bir örnek oldu. Daha önce hep güçlünün yanında yer alan yargı bu sefer halkın yanında durmuş oldu. Türkiye’de birçok defa darbe oldu. Bundan önceki tüm darbe denemelerinde cuntacılara biat eden bir yargı vardı. Ancak bu defa darbe duyulur duyulmaz, darbecilerin yakalanması için başsavcılıklarımız süratle harekete geçti.
Yani yargı Türk milletinin yanında, nasıl halk sokağa çıkmışsa o halkın yanında yer aldı ve gereken cevabı vermiş oldu en iyi refleksleri gösteren kurumlardan biri yargıydı, tabii emniyet güçlerimiz ve milletimizle birlikte. Bunun devamı olarak da 16 Temmuz itibariyle HSYK’da biraz önce bahsettiğimiz yargıdaki FETÖ mensupları ile ilgili FETÖ ile irtibatı olan hakim ve savcılarla ilgili derhal harekete geçtik ve soruşturma başlattık. Dolayısıyla artık yargı tamamen gerçek hüviyetine bürünmüş oldu.
"Yargıya müdahale edenlere müdahale edildi"
Arkadaşlarımız canla başla çalışıyorlar. Artık davalar da açılmaya başladı. Bunun yargılamaları da inşallah en kısa sürede sonuçlanır. 12 Ekim sonrası oluşan HSYK ile ilgili belki kamuoyunda endişe taşıyanlar olabilir. Kötü niyetlilere zaten cevabı verdik. Ama iyi niyetli eleştirilerle ilgili, 15 Temmuz’dan sonra aslında HSYK’nın müdahalesi yargıya müdahale değil, yargıya müdahale edenlerin önüne geçme müdahalesiydi.