İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) 2020 Dünya Raporu'nda "Son dört yılda Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve demokrasinin zedelenmesi ile giderek derin bir insan hakları krizi" yaşandığı belirtildi.
Örgütün Salı günü New York'ta tanıtılan 652 sayfalık raporunda, 100'e yakın ülkede insan haklarına ilişkin uygulamalar incelendi.
Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, "Gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve siyasetçilerin uzun süreli ve keyfi tutukluluklarının Türkiye'nin insan hakları ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterildiği iddialarına gölge düşürdüğü" ifade edildi.
Türkiye'de 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanmasına ve hükümetin adayının İstanbul'da seçimi kaybetmesine rağmen, "yetkililerin sonucu değiştirme çabalarının başarısız" olduğu kaydedildi. Güneydoğu Anadolu bölgesinde HDP'li 32 belediye başkanının görevden alındığı ve 23'ünün "terörizm" suçlamalarıyla tutuklandığı kaydedildi ve bu belediye başkanlarının "görevden alınması ve tutuklanmalarıyla seçim sonuçlarının" yok sayıldığı belirtildi. Türkiye'nin, "Barışçıl gösteri yapma ve toplanma hakkını kısıtladığı, LGBT ve diğer grupların toplantılarının keyfi olarak yasaklandığı, insanları zorla kaybettiği ve polis gözetimi altında yaşandığı iddia edilen işkence ve kötü muamale vakalarını araştırmadığı" ifade edildi.
İnsan Hakları İzleme örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, Türkiye'deki bu gelişmeleri, "Hükümeti eleştirenlerin hapsedilmesi ve muhalefet partilerinin kazandığı yerel seçimlerin sonuçlarının iptal edilmesi Erdoğan yönetiminin Türkiye'de insan hakları ve demokrasiyi zedeleme yönünde ne kadar ileriye gidebileceğini gösteriyor" sözleriyle değerlendirdi. Williamson, "Türkiye muhalefeti susturdu, Kürt seçmenleri yine seçtikleri temsilcilerden mahrum bıraktı" dedi.
Raporda, "insan hakları savunucusu Osman Kavala, yazar Ahmet Altan, Diyarbakır'ın seçilmiş belediye başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, HDP'nin eski eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibi hükümeti eleştiren muhalif isimlerin uzun süredir ve keyfi olarak tutuklu bulunduğu" belirtildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Williamson, "Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı, hükümeti eleştiren isimlerin serbest kalmasını ve seçimlerin muhalif partilerce kazanılmasına saygı gösterilmesini sağlayana kadar, ülkede hukukun üstünlüğü ve demokrasiye geri dönüş mümkün olmayacak" şeklinde konuştu.
Çin'e yönelik eleştiriler
İnsan Hakları İzleme örgütünün 2020 Dünya Raporu'nda Çin'deki insan hakları ihlallerine de dikkat çekildi. Raporda, Çin'in on yıllardır "gaddar ve kapsamlı bir baskı" politikası uyguladığı belirtilerek, özellikle Müslüman Uygur azınlığa yönelik "gözetleme sisteminin tam bir kabus" olduğu ifade edildi. Örgütün Genel Direktörü Kenneth Roth, ülke içinde muhalifleri uzun süredir "baskı altında" tutan Çin hükümetinin, artık insan hakları açısından "küresel bir tehdit" olduğunu dile getirdi. Roth, Çin'i diğer ülkelerde yaşayan muhalif sesleri susturabilmek için ekonomik ve diplomatik nüfuzunu kullanmaya çalışmakla suçladı.