Hrant Dink davasının yedinci duruşmasında Ogün Samast'la fotoğraf çektiren jandarmalara tahliye kararı çıktı. Tahliyesi istenen isimler, dönemin Samsun jandarma istihbarat görevlisi Birol Ustaoğlu, dönemin Jandarma Asayiş Şube Müdürü Atilla Güçlüoğlu, Murat Bayrak ve Yüksel Avan.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin FETÖ lideri Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar ve ana dava dosyası sanıkları Ogün Samast, Erhan Tuncel ile jandarma görevlileri, gazeteciler Ekrem Dumanlı ve Ercan Gün'ün de aralarında bulunduğu 25'i tutuklu 10'u firari 85 sanıklı davanın yedinci duruşmasında, cumhuriyet savcısı ifadesi alınan 4 tutuklu sanığın tahliyesini talep etti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, dosyaların birleştirilmesinin ardından görülen yedinci duruşmaya, bu davanın yanı sıra 'FETÖ'ye yönelik diğer davalarda da tutuklu bulunan Ramazan Akyürek, gazeteci Ercan Gün ile jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık ve 4 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Sanık Ogün Samast, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Duruşmada taleplere ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıklar dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü emekli Yarbay Atilla Güçlüoğlu, suç döneminde Samsun Jandarma Komutanlığı'nda görevli Yüzbaşı Murat Bayrak, Astsubay Birol Ustaoğlu ve Astsubay Yüksel Avan'ın tutuklu kaldıkları süre, suç vasfının değişme ihtimali ve savunmalarının alınmış olmasını dikkate alarak tahliyesini istedi.
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılan hükümlü Ogün Samast'a, "Samsun'da gözaltına alındığınızda, 'Bayrağı açmama izin verirseniz her şeyi anlatırım.' dediniz mi?" sorusunu yöneltti.
Samast da bayrak açmak istediğine ilişkin bir talebinin olmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Hayır o anda öyle bir şey yoktu. Beni aldıktan sonra nezarethane gibi bir yere koydular. Nezaret kalabalık olunca yukarı çıkardılar. Orada da çay falan içtik, sohbet ettik. Hangi kişi olduğunu hatırlamıyorum, 'Cebinden bayrağı çıkarabilirsin.' dedi. Çıkarttım. Asker ve polis kamerası vardı. Görüntüler izlenirse olay anlaşılır. Benim böyle bir talebim olmadı. Hayatımda unutamadığım şeylerden biri Samsun Otogarı'nda alınmamdır. 16 yaşındaydım. Onu söyleyecek kapasiteye sahip değildim."