16 Mart 2017 02:11
Hollanda'da gerçekleştirilen seçimlerin ardından sonuçlar geldi. Başbakan Mark Rutte’nin partisi kesinleşmeyen sonuçlara göre, seçimleri kazanarak 33 vekil çıkardı. Aşırı sağcı lider Geert Wilders'in partisi ise 20 sandalyede kaldı. 12 milyon 900 bin seçmeni bulunan Hollanda’da genel seçimlere katılım oranı yüzde 80'i geçerken, açılan ilk sandıklara göre, Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün kurduğu DENK Partisi 3 milletvekilini garantiledi. Seçimlerde en büyük darbeyi ise 29 sandalye kaybeden işçi partisi PvdA aldı. Rutte'ye anketlerdeki tahminlerin üzerinde verilen halk desteği, Avrupa Birliği'ni (AB) rahatlatan bir sonuç olarak yorumlandı. Bu sonuçlara göre, en az dört partili bir koalisyon hükümeti kurulması bekleniyor.
PVV'yi 19'ar milletvekili ile AB yanlısı Demokratlar 66 (D66) ve son zamanlarda İslam karşıtı söylemlerde bulunan Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) takip etti. Hem D66 hem de CDA, 2012 seçimlerine göre oylarını artırdı. Jesse Klaver liderliğindeki Yeşil Sol (GL) ise önemli bir çıkış yakaladı. Parti, güçlü kampanyasıyla 2012’de 4 olan milletvekili sayısını 14'e yükseltmeyi başardı. Sosyalist Parti (SP) de bir kayıpla mecliste 14 sandalye elde etti.
Hollanda’da hükümetin Türk bakanların ülkede yapacağı toplantılara izin vermemesi nedeniyle Ankara ile yaşanan krizin damga vurduğu genel seçimler dün gerçekleştirildi. Avrupa Birliği (AB) üyesi Hollanda dün genel seçimler için sandık başına gitti. Normalde dünya gündeminin alt sıralarında yer alabilecek seçimler, ABD’de popülist Donald Trump’ın seçilmesinin ardından Avrupa’da domino etkisi yaratabileceği ve son dönemde Türkiye ile yaşanan krizden ötürü dünyanın yakından izlenen bir gündem maddesine dönüştü. İslam ve göçmen karşıtı söylemiyle tepki çeken aşırı sağcı siyasetçi Geert Wilders’in liderliğindeki Özgürlük Partisi’nin (PVV) bu seçimlerdeki performansı yakından izlendi.
Yaklaşık 12 milyon seçmenin olduğu ülkede oy verme işlemi Türkiye saati ile (TSİ) 09.30’da başladı. Sandıklar TSİ ile 23.00’te kapandı. 28 partinin yarıştığı seçime katılım oranı yüzde 81 olarak açıklandı. 2012'de seçimlere katılım oranı yüzde 74.6 idi.
Oyların yüzde 90'dan fazlasının sayıldığı seçimde, Başbakan Rutte'nin liderliğindeki VVD, güçlü rakibi aşırı sağcı PVV'yi geride bıraktı. Türk bakanlara yönelik skandal tavır ve aşırı sağ söylemlerinin ardından son anketlere göre oyunu artırdığı görülen Rutte'nin partisi, 33 milletvekili ile birinci oldu. Buna karşın Rutte, yine de aldığı oyla, 2012 seçimlerinde elde ettiği 41 sandalyenin gerisine düştü.
Sonuca ilişkin konuşan Rutte, VVD'nin seçimlerden üçüncü kez en büyük parti olarak çıktığını belirterek, "Brexit ve ABD'de Trump'ın kazanmasından sonra Hollanda yanlış bir popülizme 'hayır' dedi. Artık kampanya bitti. Beraber olup istikrarlı bir hükümet kurmamız lazım" dedi.
VVD'yi, 20 sandalyeye ulaşan aşırı sağcı Geert Wilders'in liderliğindeki PVV takip etti. 2012'de 15 milletvekili çıkaran yabancı ve İslam karşıtı PVV'nin gücünü artırması dikkati çekti.
Wilders, açıklamasında, "Rutte'yi yenmek isterdim ama ne yazık ki olmadı. Açıkçası daha çok oy bekliyordum ve daha çok olabilirdi" ifadesini kullandı.
Milletvekili sayısını artırarak kazanç elde ettiklerini söyleyen Wilders, "Teklif gelirse koalisyon için görüşmelere açığım ve hazırım. Dileğimiz hükümette bulunmak ama gelmezse o zaman önümüzdeki dönem daha sert muhalefet edeceğiz. Rutte benden henüz kurtulmadı" diye konuştu.
Seçimde, hükümet ortağı Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi (PvdA) hezimet yaşadı. 2012'de 38 milletvekili kazanan parti, 29 sandalye kaybederek 9'da kaldı. PvdA'nın gerilemesinde, savunduğu kemer sıkma politikasının büyük etkisi oldu. Oy kaybındaki diğer bir neden de hükümette olmasına rağmen ırkçı ve İslam karşıtı söylemlere karşı alternatif bir söylem geliştirememesi ve bu nedenle de göçmen kökenlilerin desteğini yitirmesi gösteriliyor.
PvdA lideri Asscher, "Geçtiğimiz 4 yılda yaptıklarımızla ve gelecek için planlarımızla seçmenlerimizi tekrar kazanmayı başaramadık ama bizim vizyonumuza ve ideallerimize güvenim aynı şekilde devam ediyor. Zor da olsa seçmenin tercihine saygımız var" değerlendirmesini yaptı.
Parti üyesi Hollanda Maliye Bakanı ve Avro Grup Başkanı Jeroen Dijsselbloem'in yeni hükümet kurulduktan sonra bu görevlere veda edeceği öngörülüyor. PvdA üyeleri arasında ayrıca, Türk bakanlara karşı tavrıyla tepki çeken Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin dondurulması tartışmalarını başlatan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ve AB Komisyonunun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da bulunuyor.
PvdA'nın entegrasyon politikasına güvenoyu vermedikleri için ihraç edilen Türk kökenli milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye elde etti. Son yıllarda Hollanda'da Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek artması üzerine sesi duyulmayan insanların taleplerini dile getirebilmek için siyasi arenaya giren DENK'in katıldığı ilk seçimde milletvekili çıkarması önemli görülüyor.
Kuzu, ilk açıklamasında, "Selçuk Öztürk ile partiyi kurduğumuzda hayalimiz vardı ve biz bunu şimdi gerçekleştirdik. Yabancı kökenliler birlik olarak bu başarıyı elde ettik. Hollanda'da artan Irkçılık ve İslamofobiye karşı en güzel cevabı oylarınızla verdiniz. Hollanda hepimizin" yorumunu aktardı.
Avrupa'da hiçbir zaman yabancı kökenlilerden oluşan bir partinin seçimlere katılmadığını ifade eden Kuzu, "Biz bu insanların sesini duyurmak için var olacağız. Bugün hep birlikte tarih yazdık" açıklamasını yaptı.
Diğer partiler Hıristiyan Birlik (CU) 5, Hayvanlar Partisi (PvdD) 5, 50Artı (50+) 4, Toplumcu Reform Partisi (SGP) 3 ve Demokrasi Forumu (FvD) ise 2 milletvekili çıkardı.
Öte yandan, değişik partilerden toplamda 7 Türk kökenli aday, milletvekili olarak meclise girmeyi başardı.
Sonuçlara göre, hiçbir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadı. En az 4 partili bir koalisyon bekleniyor. 21 Mart'ta resmi sonuçların açıklanmasının ardından koalisyon görüşmeleri başlayacak. En fazla milletvekili çıkaran partinin diğer partilere hükümet kurma teklifi götüreceği sürecin, günler, haftalar hatta aylar süreceği belirtiliyor.
Rutte liderliğindeki liberal VVD'nin Hıristiyan Demokrat CDA ve AB yanlısı D66 ile hükümet kurmak isteyeceğine kesin gözüyle bakılıyor ancak gerekli 76 sandalyeye ulaşabilmek için dördüncü bir partiye ihtiyaç duyuluyor. Bu durumda, GL, PvdA ve CU ile hükümet kurulması gündeme gelebilir.
Rutte'nin hükümeti kuramaması durumunda, sol partiler GL, PvdA ve SP'nin CDA ve D66 ile bir araya gelerek 5'li koalisyon kurması da senaryolar arasında yer alıyor. Hiçbir partinin ırkçı Wilders'in partisi PVV ile hükümet kurmak istemediği biliniyor.
Hollanda'da 1977'deki seçimin ardından hükümet 208 günde kurulmuş, 2012'de ise sonuca 54 günde ulaşılmıştı.
Seçim, AB ülkeleri tarafından da yakından takip edildi. Aşırı sağcı Wilders'in kazanması durumunda bu sonucun hem Hollanda'nın alacağı yöne hem de nisan ayındaki Fransa ve eylül ayındaki Almanya seçimlerine etki etmesi bekleniyordu.
Hollanda'da, partileri siyasi uzlaşmaya zorlamak amacıyla koalisyon hükümetlerinin kurulması teşvik ediliyor. Yeni hükümetin kurulması için koalisyona dahil olan partilerin toplamda en az 76 sandalyeye ulaşması gerekiyor.
Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan diplomatik kriz nedeniyle bu seçimler Türkiye'de de yakından izleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "bir seçim için Türkiye ile ilişkilerini feda eden Hollanda'nın bunun bedelini ödeyeceğini" söyledi ve atılacak adımların Hollanda seçimlerinin ardından netleşeceğini vurguladı.
Hollanda'daki genel seçimler, Avrupa'da yükselişe geçen göçmen karşıtı eğilimi ölçmek açısından çok önemli görülüyor. Bu yıl içinde Fransa ve Almanya'da da seçimler olacak.
Fransa'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu 23 Nisan'da, ikinci turu 7 Mayıs'ta yapılacak. Almanya ise 24 Eylül'de genel seçim için sandık başına gidecek.
Seçimde, en çok kaybı 2012 seçiminde 38 sandalye elde ederek hükümet ortağı olan Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi (PvdA) yaşadı. PvdA bu sefer 9 milletvekilinde kaldı. Türk milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye elde etti. Hükümet için 150 sandalyeli parlamentoda 76 vekilin desteği gerek.
54 yaşındaki ırkçı siyasetçi Geert Wilders dün oyunu Lahey kentinde bir okulda kullanırken, “Bugün seçimin sonucu ne olursa olsun çıkan cin şişeye geri dönmeyecek. Ve bu yurtsever devrim, bugün veya yarın kalacak. Bence ABD’de, belki diğer Avrupa ülkelerinde yaşanmakta olan, bir kez daha sıradan insanlar kendi egemenliklerine sahip kendi ülkelerinde yurtsever olmak istiyorlar” dedi. Wilders’ın seçim bildirgesinde Hollanda’daki bütün cami ve İslam okullarının kapatılacağı, kamusal alanda başörtüsü ve diğer İslami simgelerin yasaklanacağı vurgulanıyor. PVV’nin iktidar olması durumunda İslam ülkelerinden mülteci girişi önlenecek. Çifte vatandaşlığa sahip suçlular derhal sınır dışı edilecek. Hollanda’nın AB üyeliğinden ayrılması da sağlanacak.
50 yaşındaki Mark Rutte de oyunu kullandığı sırada yaptığı açıklamada, “Bu, Hollanda için önemli bir seçim. Yanlış türde bir popülizmin bu domino etkisini durdurmak için bu seçim Hollanda gibi bir demokrasi için büyük bir şans” ifadelerini kullandı.
Bu seçimde, İşçi Partisi’nin (PvdA) ihraç ettiği Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün kurduğu ve Flemenkçe “düşün” anlamına gelen DENK Partisi de yarıştı. DENK, Müslüman ve Türklerin yanı sıra Hollandalıların da oylarına talipti. Diğer taraftan seçimde farklı partilerden 27 Türk kökenli aday, milletvekili olmak için yarıştı. Nüfusu 17 milyon olan Hollanda’da Müslüman göçmenlerin sayısı 1.2 milyon civarında. Ülkede 700 bin Müslüman seçmen bulunuyor. Bu seçmenlerin yaklaşık 250 bini Türk.
Başbakan Rutte'nin liberal partisi VVD, 2012'deki genel seçimlerde yüzde 26.6 oy alarak, 41 vekil çıkarmıştı.
Muhalefetteki aşırı sağcı lider Wilders'in partisi PVV ise yüzde 10.1 oy oranı ile 150 üyeli parlamentoda 15 sandalye kazanmıştı.
Seçimler sonucunda bir kez daha koalisyon hükümeti kurulması bekleniyor. Yeni hükümet kurulması için koalisyona dahil olacak partilerin toplamda en az 76 sandalyeye ulaşması gerekiyor. PVV'nin koalisyon görüşmelerinde kilit bir rol üstlenme olasılığına karşın, diğer partilerin hükümet kurmak için Wilders'in kapısını çalma ihtimali düşük görülüyor.
27 Türk kökenli adayın da katıldığı seçimlerde, bir partinin tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşması öngörülmüyor.
Seçimden önceki son anketlere göre, Rutte'nin liderliğindeki liberal Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi'nin (VVD) seçimlerden birinci parti olarak çıkması ve 150 sandalyeli parlamentoda 24 ila 28 arasında vekil kazanması bekleniyordu.
Aşırı sağcı lider Geert Wilders'in Özgürlük Partisi'nin (PVV) ise ikinci sırada kalarak, 22 sandalye kazanacağı tahmin ediliyordu.
2012 seçiminde 38 sandalye elde ederek hükümet ortağı olan Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi'nin (PvdA) bu kez 12 milletvekili çıkarması öngörülüyordu.
© Tüm hakları saklıdır.