T24 - Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesi kapsamında tahliye edilen Hizbullah sanıklarının ortadan kaybolması tartışmaları şiddetlendirdi. Can Dündar, görüştüğü bir kaynağın 'Hizbullah tahliyelerinin ilk olmadığını, yıllar içinde parti parti çıkarıdığını' söylediğini yazdı.
Dündar'ın Milliyet gazetesinde "Hizbullah’a örtülü af!" başlığı ile yayımlanan (15 Ocak 2011) yazısı şöyle:
TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu, 1995’teki raporunda Hizbullah’ın Güneydoğu’da nasıl devlet eliyle kurulup silahlandırıldığını açıkça yazmıştı.
Devlet, legal mücadele ile baş edemediği PKK’yı illegal yollarla bastırmak için Hizbullah’ı kullanmıştı.
O süreçte yüzlerce faili meçhul cinayet işlendi.
1990’ların sonunda Hizbullah-devlet işbirliği fiyaskoyla sonuçlandı ve ortaklık, 17 Ocak 2000 günü Hizbullah liderinin evinde öldürülmesiyle bitti.
Yönetici kadro tutuklandı. Haklarında dava açıldı.
* * *
Sonra Hizbullah unutuldu. Daha doğrusu biz unutmuştuk. Ta ki geçen hafta çıkarılan örtülü affa kadar...
Bölgeyi iyi tanıyan biriyle konuştum.
Başbakan’ın “Devlet, Öcalan’la görüşüyor mu” sorusuna verdiği cevabı hatırlattı:
“’Sadece onunla değil, cezaevinde başkalarıyla da görüşülüyor’ demişti. Kastettiği Hizbullah’tı” dedi.
“Af mı çıktı” diye sordum.
“Amma safsınız. Bu ilk af değil ki...” diye güldü.
Meğer yıllar içinde parti parti çıkarmışlar Hizbullahçıları...
* * *
“1. aşamada hükümet değiştikten sonra operasyonları durdurarak ve dışarıda kalan militanları tutuklamayarak bir af çıkardılar. Tutuklu örgüt yöneticilerinin, dışarıda kalanları yönetebilmesi için internetten iletişim şansı verdiler. Böylece başsız kalan örgüt, yöneticisine kavuştu.
2. aşamada, tutuklu Hizbullahçıların suça bulaşmamış olanları, örgüt yöneticilerinin ifadesiyle salıverildi.
3. aşamada PKK için çıkarıldığı söylenen Eve Dönüş Yasası’ndan PKK’lılar ‘itirafçı’ damgası yememek için yararlanamazken ‘Pişmanım’ diyen yüzlerce Hizbullahçı salıverildi. Örgütün orta düzey militanları da çıkmış oldu.
Sıra en üst düzey yöneticilere gelmişti.
4. bir affa ihtiyaç vardı. Ama mezar evleri, domuz bağları toplumun hafızasındayken bu, tepki almadan nasıl yapılacaktı? Akıllıca bir taktikle AB uyum yasalarını kullandılar. Tutukluluğun üst sınırını belirleyen maddeyi 2004’te çıkardılar. Çıktığı gün yürürlüğe girse hiçbir Hizbullahçı yararlanamazdı. PKK’yı bahane ederek uygulamayı geciktirdiler. PKK’lıların dosyaları hızla sonuçlandırılırken Hizbullahçıların dosyaları (gerekli belgeler yollanmayıp) geciktirildi. Bazı davalar süratle bitirilirken Hizbullah davası 10 yıla yayıldı. Hizbullahçıların tutukluluk süresi 10 yılı aşar aşmaz da yasa yürürlüğe kondu. Mükemmel zamanlama!”
* * *
Peki Türkiye’nin en kanlı örgütlerinden birine, zamana yayılmış bir af çıkarmanın amacı ne?
Geçmiş hizmetlerin ödülü mü?
Sus payı mı?
Yükselen Kürt hareketini bölüp yine PKK’yı Hizbullah’a kırdırmak mı?
BDP’ye kaptırılan “İslamcı Kürt” oylarını yeniden kazanmak mı?
İslam dünyasına bir mesaj vermek mi?
Amaç her neyse, sonucu pazartesi göreceğiz.
10 yıl önce dağılma noktasına gelmiş örgüt, liderinin öldürülüşünün yıldönümünde, on binlerle mitingi yapabildiğini gösterecek. Ve Güneydoğu’da eski bir hesaplaşma, kaldığı yerden yeniden ateşlenecek.