Financial Times, Avrupa Birliği'nin Lübnan'daki Hizbullah örgütünün askeri kanadının terör örgütleri listesine almaya bir adım daha yaklaştığını yazıyor.
Gazete, İngiltere'nin bu yönde yürüttüğü kampanyanın bugün Brüksel'de yapılacak Avrupa Birliği Dışişeleri Bakanları toplantısı öncesinde ivme kazandığını vurguluyor.
Financial Times diplomatlar ve AB yetkililerine dayandırdığı haberinde, böyle bir hamleye karşı çıkan İrlanda ve Malta'nın itirazlarından vazgeçtiğini belirtiyor. Financial Times gazetesi, 28 üye ülkenin oybirliğini gerektiren kararın AB'nin Hizbullah'a karşı attığı en saldırgan adım olacağını kaydediyor.
Guardian da konuya geniş yer ayırıyor. Gazete için bir makale kaleme alan İsrail Adalet Bakanı Tzipi Livni Hizbullah'ın Brüksel'in terör örgütleri listesine girmesini savunduğu makalesinde, Hizbullah'ın İsrail ve başka yerlerde sivilleri hedef alan saldırılar düzenlediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor:
'Hizbullah'ın terör örgütleri listesine alınması gerektiği açık. Ama Avrupalılar'ın bu konudaki isteksizliği Hizbullah'ın Lübnan'da aynı zamanda bir siyasi parti olmasından da kaynaklanıyor. Hizbullah bir terör örgütü ve siyasi partidir, lideri de siyasetle ve terörle ilgili karar veren Şeyh Hasan Nasrallahdır. Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu her demokraside meşru güç kullanma hakkı olan tek yapı hükümetlerdir. Ama Hizbullah'ın Lübnan'da Suriye ve İran tarafından silahlandırılan bağımsız milisleri var. Hiçbir demokratik ulus, silahlı milisleri 'siyasi parti' diye adlandıramaz'
'İşgale direniş meşrudur'
Guardian, Livni'nin yazısının hemen yanında, karşıt görüşü savunan akademisyen Sami Ramadani'nin yazısına da yer veriyor. Ramadani işgale karşı direnişin meşru olduğunu savunuyor. Ramadani'nin yazısında dikkat çeken satırlar şöyle:
"Hizbullah'ı bir terör örgütü diye tanımlama girişimleri sadece boş değil, bu hareketi ve tarihini hiçe sayan bir yaklaşım. Tüm gerçek direniş hareketleri gibi Hizbullah'ın başını çektiği Lübnan direnişi bir işgale tepki olarak doğdu. Tüm başarılı direniş hareketleri gibi işgal altındaki halkın büyük çoğunluğunun desteğine sahip. Aslında Hizbullah bir değil, iki işgalin sonucu. Filistin'in ve Lübnan'ın işgalinin. Çoğu Lübnanlı bugün Hizbullah'ı sadece İsrail'in işgal ettiği çoğu Lübnan toprağındaki işgale son veren güç değil, aynı zamanda gelecekteki İsrail işgalinden koruyan kakan olarak görüyor. Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in baskısına boyun eğmek yerine, direniş hareketlerinin ortaya çıkma ve güçlenme nedeni ortadan kaybolmadan yok olmayacağını tanıyarak meşruiyeti ve adaleti savunmalı. Bu neden de İsrail'in Arap halklarını ve topraklarını işgal etmesidir."
BBCTürkçe