Sabah yazarı Hıncal Uluç, Türkiye genelinde yaşanan "trafik" sorununa ilişkin olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "çağrıda bulundu".
"Bu kadrolarla, trafik düzelmez, sayın bakanım. Polis görünecek. Onun arkasında şube müdürü görünecek. Onun arkasında Emniyet Müdürü görünecek. Onun arkasında Vali görünecek. Onun arkasında sizin müfettişleriniz görünecek.
Yani, halktan size kadar işleyen bir denetim zinciri kurulacak" diyen Uluç, sözlerinin devamında "Kadronuzun size anlattıkları, yani, büyüklere masallar!" ifadesini kullandı.
Hıncal Uluç'un "Sizi yanıltıyorlar" başlığıyla yayımlanan (15 Eylül 2017) yazısı şöyle:
Süleyman Soylu, son yıllarda ülkenin her gün daha rezilleşen Trafik sorunu ile iyi niyetle ve yürekten ilgilenen ilk İçişleri Bakanı.. Bir şeyler yapmak için nasıl çırpındığını yakından görüyor, izliyorum..
Ama bakın Sayın Bakanım!.. Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşeli..
Siz istediğiniz kadar çırpının.. Makam odasından çıkmayan ve sizi yanıltan, açık söyleyeyim, kandıran bir kadronuz var..
Bu ülkede trafik, kararla değil, uygulama ile düzelmeye başlar. Uygulama denetlenirse, daha nelerin eksik, hatalı olduğu görülür, daha etkili kararlar alınır.
Amma velakin Sayın Bakanım, bizde denetleme yok..
Denetleme yok, Sayın bakanım.. Denetleme olduğunu yıllardır gören yok.. Bu yüzden herkesin fikri inancı ayni..
"Ferman padişahın dağlar bizimdir.."
Kent yolları da dağ başı bu ülkede, devlet yolları, otoyollar da.. Bu yaz binlerce kilometre yol kat ettim, şehir içi, şehirler arası.. Yahu bir, tek bir trafik kontrol noktası, tek bir trafik aracı görmez mi insan?.(Şu anda ipadime düşen bir mail.. Halil Özel yollamış.. "Bayramda Ankara-Mardin 1130 kilometre yaptık. Bir tek tane bile denetleme görmedik" diyor.)
Bugün sayfamda bir "Şaşkın Okur" mektubu var. Bir göz atın da faciayı görün zahmetolmazsa.. Dahası..
Çarşamba eve erken geldim. Maç var diye.. Ana haber izliyorum..
Beş dakikada arka arkaya gelen "Trafik" haberlerine bakın!..
- E-5'te, Emniyet Şeridinde duran TIR'a arkadan çarpan otomobilde 5 ölü.. Ekranda otomobilin kaza anında kilitlenmiş hız göstergesi, 170'te duruyor. Emniyet Şeridinde gidiyor hem de saatte 170 kilometreyle.. Bu pervasızlığın sebebi ne acaba, Sayın Bakanım?
- Adam motosiklette.. Arkasında üç çocuk var. Önünde 2 çocuk.. Bir motorda 6 insan.. Umurunda değil. Çünkü o kentte, yani başkentte, yani Ankara'da da trafik polisi unutulalı yıllar olmuş..
- İstanbul.. Otoyol hem de.. Motosikleti bir çocuk kullanıyor.. Babasını arkaya oturtmuş. O otoyollar ki, makas atanlar, slalom yapanlar, hiçbir kurala uymayanlarla dolu.. O motor bir kaza yapsa, en az kırk araba zincirleme yapışır, maazallah!. Devlet değil, Allah koruyor. Çünkü İstanbul'da Devlet yok.."Var" diyen çıksın, bana gelsin, olmadığını on dakikada ispat edeyim" dedim, gık çıkmıyor.. Validen, Emniyet Müdüründen ve Trafik Müdüründen gık yok.. Çünkü onlar sanal. Hayalet.. Adları, makamları var, kendileri yok.. O zaman vatandaş da alışmış, ezberlemiş ki, bu kentte kuralları uygulayan da yok denetleyen de.. Otobanda küçük oğluna cambazlık yaptırır o zaman..
- Anadolu.. Devletim sağ olsun.. Muhteşem yollar yapıyor. Otoyollar.. Bölünmüş yollar.. Ankara'ya dört, İzmir'e altı saatte gidebilirim o yollarda.. Adam olsak.. Niye olamıyoruz, o da ayrı yazı konusu ya.. Şimdi bu muhteşem yollardan birinde, zincirleme kaza.. 13 araba birbirine girmiş. 34 yaralı.. Dördü ağır.. Niye?. Durmadan ormanları yanan ülkemde, yol kenarında anız, yani hani kesilip kenara biriktirilen otlar yakılmış. Çıkan dumandan önünü göremeyen biri yavaşlayınca, tampon tampona gitmenin de serbest olduğu ülkemde, o mükemmel yolun sağladığı hızla giden 13 araba zincirleme akordiyon olmuş. Ölü olmaması mucize..
Okumanız kaç dakika sürdü bilmem ama, bunların hepsi çarşamba günü olan ve sadece o kanala ulaşan durumlar..Hepsinin bir ortak yanı var..
Bu ülkede trafik denetlemesi yok, Sayın Bakanım!.
Yıllardır yok!.. Yok!.. Yok!.. Bu yüzden kurallar artık fiilen yok!.
Vatandaş olmadığını artık adı gibi biliyor ve bildiğini yapıyor, kural kanun tanımadan..
Ve mesela benim yaşadığım İstanbul'un Valisi de, Emniyet Müdürü de, Trafik Müdürü de, odalarından çıkmıyorlar, Ankara'dan bir devlet büyüğü gelmezse.. Onlar sadece devlet büyüklerinin, mesela sizin Valiniz, Emniyet Müdürünüz, Trafik Müdürünüz Sayın Soylu.. Bu kent halkının, bu kente gelip gidenlerin değil..
Tek yaptıkları iş, size yol açmak ve size, sizi kandıran, aldatan raporlar, bilgiler vermek!.
Siz bir gün, habersiz buyrun.. Ben göstereyim, hem de ne göz önünde, ne trafik cinayetlerinin ne kadar pervasız işlendiğini.. Hemen oracıkta duran polislerin ya da ordan günde yüz defa geçen ekip araçlarının bile karışmadığını..
Bu kadrolarla, trafik düzelmez, Sayın Bakanım!.
Polis görünecek.. Onun arkasında şube müdürü görünecek. Onun arkasında Emniyet Müdürü görünecek. Onun arkasında Vali görünecek. Onun arkasında sizin müfettişleriniz görünecek.
Yani, halktan size kadar işleyen bir denetim zinciri kurulacak. Halktan size, herkes denetlendiğini görecek. "Devlet yollara geri geldi" demeye başlayacak..
O zaman trafik düzelmeye başlar işte Sayın Bakanım.. O zaman!.. Ancak o zaman!..
Gerisi!.
Kadronuzun size anlattıkları..
Yani!. Büyüklere masallar!..