Sabah yazarı Hilal Kaplan, 'FETÖ' soruşturmaları kapsamında tartışma konusu olan öğretmen ihraçlarına ilişkin olarak, "Binlerce öğretmenin ne suçu vardı?' temalı ağlak yazılara temkinli yaklaşmakta fayda var" görüşünü savundu. "Mağdur olanları ayıklama çabası başka, meslek kılıfı ardına saklanıp demagojiyle örgüt propagandasına destek olmak başka" diyen Kaplan, "FETÖ'cünün mesleği tektir, o da vatana ihanettir" ifadesini kullandı.
Kaplan'ın Sabah'ta "PKK ve Bahçeli’nin muhalifleri" başlığıyla yayımlanan (1 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Kronolojik sıraya göre, şu açıklamaları alt alta koyup okuyalım. İlk alıntı PKK yöneticisi Cemil Bayık'a ait:
"Erdoğan ve Devlet Bahçeli bir araya gelmiş. Güya kendilerine göre bir komisyon kurup, anayasayı değiştireceklermiş. Yani bu, kurumsallaştırmak istedikleri faşizmin anayasasıdır. Erdoğan diyor ki, 'Ben PKK'yı ortadan sileceğim.' PKK'yı ortadan silemez,buna gücü yetmez."
Anayasa Komisyonu çalışmaları sırasında yapılan bu açıklamanın ardından, teklif Meclis'ten geçtikten sonra, PKK'nın Avrupa yöneticilerinden Rıza Altun'un yorumuna bakalım:
"Anayasaya 'hayır' oyunun kesinlikle verilmesi gerekiyor ve anayasanın çıkmasına kesinlikle müsaade etmemek gerekiyor. Çünkü böyle bir anayasa çıkarsa, tek parti- tek lider sultası altında kimsenin kendini ifade edeceği bir ortam olmaz. Uzun yıllar böyle bir iktidarın baskısı altında bir toplum ortaya çıkar. Ama bunlar olsa bile bu durum yine de Türkiye'nin geleceği için istikrarlı ve güvence yaratan bir durum olmaz. Bir süre baskıyla iktidarda kalabilir, gerici güçlerle ittifak edip hegemonya oluşturabilirler. Ama ilerici güçler birleşip bunun üstesinden gelecektir. Tasfiye edilmesi mümkün olmayan PKK hareketi gerçeğini dikkate alırsak, mevcut Erdoğan hükümetinin bu konuda ne kadar başarılı olacağı da çok tartışmalıdır."
Şimdi de, 7 Haziran sonrası HDP ile koalisyona yanaşmayan, Başbakanlık teklifini bile elinin tersiyle iterek MHP'yi HDP ile aynı cepheye sokmayan Bahçeli'ye, o tarihtenitibaren kazan kaldıran muhaliflerin kurduğu "Türk Milliyetçileri 'Hayır' Diyor" Komitesi'nin açıklamasına göz atalım:
"30 Ocak 2017'de Türkiye'yi tek adam rejimine götürecek olan başkanlık sistemine geçiş için yapılan anayasa düzenlemelerini istişare etmek ve yürütülecek olan "Hayır" kampanyasının detaylarını görüşmek üzere bir araya geldiğimizi Türk milletine saygıyla duyururuz."
Bu durumda, PKK da, kendisine "Türk milliyetçisi" diyen Bahçeli'nin muhalifleri de 'Hayır' oyunda buluşuyor. Üstelik iki cenahın da argümanı 'tek adam rejimi'ne karşı çıkmak oluyor.
Lafın tamamı ahmağa söylenirmiş ve ben okurlarımı ahmak yerine koymak istemem doğrusu...
FETÖ'cünün tek mesleği
"Hayır"cı bir diğer terör örgütü olan FETÖ'nün çok önemli bir elemanı geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Bursa'da yapılan operasyonda, 'eğitim imamı' olduğu belirtilen Cemal Bulut, FETÖ'ye ait çeşitli okullarda çalıştıktan sonra, en son Kaynak Holding'in İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev almış. Bu teröristin işlediği en büyük suç, PKK'nın Metina Kampı'na gidip, PKK içindeki MİT elemanlarının listesini onlara teslim etmekti. Kampa gittiğini reddeden Bulut'u, HTS kayıtları yalanladı. Verilen listedeki MİT görevlilerin infaz edildiğini varsaymak güç değil. Kan donduran, açık bir vatana ihanet suçu söz konusu olan. Busuçu işleyen kişi ise görünürde eğitimci ve yönetici şapkasını kullanan birisi. FETÖ ile mücadele bu yüzden çok zorlu ve uzun soluklu olmak zorunda. O yüzden 'Binlerceöğretmenin ne suçu vardı?' temalı ağlak yazılara temkinli yaklaşmakta fayda var...
Mağdur olanları ayıklama çabası başka, meslek kılıfı ardına saklanıp demagojiyle örgüt propagandasına destek olmak başka... FETÖ'cünün mesleği tektir, o da vatana ihanettir