T24- TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun bünyesinde oluşturulan, terör ve şiddet olaylarına ilişkin alt komisyon, ''1992'de Tunceli'de öldürülen, 2 ay sonra kimsesizler mezarlığında cesedi bulunan'' Ayten Öztürk'ün babası Hıdır Öztürk'ü dinledi. Öztürk, komisyonda, "Konuya ilgi duyan basın mensupları da emniyet tarafından hep engellendi. Susturulduk, hiç konuşamadık. Çarşıda, pazarda bizi gören polisler hep bize küfretti. Tansu Çiller'i çağırın, JİTEM'in hesabını sorun ondan'' diye konuştu.
Komisyon toplantısına CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile gelen Hıdır Öztürk konuşmasına, ''cesedi parçalanmış, gözleri çıkarılmış, kulakları kesilmiş bir evladın babası olarak buradayım'' diyerek başladı.
Konuşmasını ağlayarak sürdüren Öztürk, ''Bunu bize neden reva gördüler? Neden kızım canice, hunharca katledildi? Bu bir insana, bir Müslüman'a yakışır mı? 76 yaşındayım evladını böyle kaybetmiş başka bir babayla karşılaşmadım'' diye konuştu.
Kızının, ''örgütle hiçbir zaman işi olmadığını'' vurgulayan Öztürk, kızının öldürülmesine giden süreç hakkında bilgi verdi. Dönemin Tunceli Jandarma Alay Komutanı'nın kendisini makamına çağırarak, ''Kızlarından biri dağa çıkmayı düşünüyor'' dediğini aktaran Öztürk, bu sözlere itiraz ettiğini, çocuklarının tümünün çalıştığını, kendisinin de devlet memuru olduğunu belirttiğini anlattı.
Komutanın, görmek istemesi üzerine çocuklarını da alarak alaya tekrar gittiğini belirten Öztürk, şöyle devam etti:
''Orada, alay komutanı ile oturduk. Bize çay ikram etti. Çocuklarımın adresleri, nerede çalıştıkları bilgisi alındı. Sonra komutan bir askeri çağırarak, 'bunları aşağıya Mahmut Bey'e götür' dedi. Aşağıya indik, bir odada zayıf, sakallı biri oturuyordu. Çocuklarımı içeri aldılar, ben dışarıda kaldım. Bir süre sonra çocuklarım odadan çıktı. Yine adres bilgilerinin alındığını söylediler. Çocuklarım, daha sonra televizyon haberlerinde ''Yeşil'' diye tanıtılan bu adamın Mahmut olduğunu söylediler.
Bu olaydan 2 ay sonra bir un fabrikasında çalışan kızım çıkışta, beyaz bir taksiyle götürüldü. Sonra bizi fabrikadan arayıp, durumu bildirdiler. Ben hiçbir zaman devletin böyle bir şey yapacağını düşünemezdim. Cinayetin üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen devletin tüm kurumları hala sessiz.''
Tunceli'de yaptıkları hiçbir aramadan sonuç alamadıklarını belirten Öztürk, kızının cesedinin Elazığ Asri Mezarlığında bir çoban tarafından bulunduğunu söyledi. Çobanın, kızının toprağın dışında kalan kolunu fark ederek, yetkililere bildirmesi sonucu cesedin bulunduğunu anlatan Öztürk, cesedin teşhisi sırasında yaşadıklarını da ağlayarak anlattı.
Cesedin, üzerindeki toprak yıkandıktan sonra kızına ait olduğunu anladıklarını ifade eden Öztürk, ''Bu jandarma alay komutanı kimdir? Neden beni çağırdı? 2 ay sonra çocuğum kaçırıldı. Biliyorsunuz, o zamanlar kontrgerilla vardı Jitem vardı, şimdi 'Ergenekon' olduğu gibi'' dedi.
'Polisler hep bize küfretti'
Olayın ardından, söz konusu jandarma alay komutanıyla görüşmek istediklerini ancak sonuç alamadıklarını belirten Öztürk, yaptıkları hiçbir resmi başvurunun da işleme konulmadığını öne sürdü.
Öztürk, ''Gecemiz, gündüzümüz kalmadı. Bunun da sonu Susurluk gibi mi olacak? Mehmet Ağar, Tansu Çiller neden buraya çağrılmıyor? Konuya ilgi duyan basın mensupları da emniyet tarafından hep engellendi. Susturulduk, hiç konuşamadık. Çarşıda, pazarda bizi gören polisler hep bize küfretti. Tansu Çiller'i çağırın, JİTEM'in hesabını sorun ondan'' diye konuştu.
-Milletvekillerinin konuşmaları-
Öztürk'ün konuşmasının ardından komisyon üyesi milletvekilleri söz aldı.
Alt komisyonun başkanı AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, ''Burası bir mahkeme değil. Bu tür olaylara ilişkin ortak acılara yönelik olarak bir şahitlik yapmak amacındayız. Sizin evladınız bizim evladımız. Birçok insan kaybettik böyle. Tüm acılar toplumun ortak acıları'' dedi.
Yakın zamanda yaşanan bu tür olaylar üzerindeki örtünün kaldırılmasını ümit ettiğini belirten Bostancı, mahkemeler kanalıyla bu tür olaylarda ortak bir yargıya ulaşılması gerektiğini söyledi.
AK Parti İzmir Milletvekili Erdal Kalkan, komisyonunun Öztürk'ün konuşmasında adı geçenlere ilişkin suç duyurusunda bulunabileceğini söyledi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Öztürk'ü en fazla çocuğunun işkence görmüş olmasının yaraladığını belirterek, ''Ben çocuğumun katiline bile dilemem bunu'' ifadesini kullandı.
CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir de faili meçhul cinayetlerin araştırılması için mutlaka bir komisyon bulunması gerektiğini söyledi.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ise bu tip olaylardan yargının 90'lı yıllar boyunca görevini yapmadığının anlaşıldığını ileri sürdü. Aygün, ''Hıdır Amca'ya 19 yıl sonra başsağlığı diliyorum'' dedi.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de Öztürk ailesinin yasal yollardan haklarını aramalarının önünün kesilmiş olmasının araştırılması gerektiğini söyledi. Kürkçü, ''Bence buradan bir suç duyurusu yapma görevi çıktı bize'' ifadesini kullandı.
Hıdır Öztürk, MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun bir sorusunu yanıtlarken, ''büyük kızının öldürüleceği endişesini taşıdığı için dağa çıktığını ve sonradan cezasını çektiğini'' anlattı. Öztürk, küçük kızına yönelik saldırının bundan kaynaklanabileceğini ifade etti.
Toplantı, komisyon üyesi milletvekillerinin Öztürk'e başsağlığı dileğinde bulunmasıyla sona erdi.