Akademisyen, Çizer Özge Samancı, Akademisyen, Dirençizgiroman Editörü Can Yalçınkaya ve İllüstratör Sadi Tekin, ‘Charlie Hebdo' saldırısının ardından T24’e açıklamada bulundular.
Tekin, “Kabul edilemez bir durum. Düşünün; öyle bir inancınız var ki, birilerinin eleştrisiyle ya da hakaretiyle sarsılıyor. Üstelik karşılığında katliam yapacak kadar gözü dönmüşsünüz. İnsanlığımızdan utandığımız bir başka gün daha.” dedi
13 yıl önce Leman Dergisi’nde çizerken Leman’ın Charlie Hebdo çizerlerini İstanbul’a davet ettiğini hatırlayan Samancı, “Fransa’ya gittiğimde dergi çizerlerinden Jul beni Charlie Hebdo dergisine götürmüş, tüm çizerlerin beraber çalıştıkları odayı göstermişti. Çizerler odayı çepeçevre saran yuvarlak bir masanın etrafında oturuyor, konuşarak paslaşarak espri buluyor ve çiziyorlardı. Sanıyorum dört çizerin öldürüldüğü oda orası. 13 yıl önce o odada dururken hayal bile edemeyeceğim bu olayı anlamak halen güç.” dedi ve “Yapılacak en zor ve önemli şeylerden biri katliamı yapanlara istediklerini vermemek. Korku.” diyerek sözlerine devam etti:
“Bu acı olayın bir ucunda Muhammed’in resmedilip, resminin sembole dönüşmesinden korkan, batının inançlarıyla alay ettiğini düşünen militan İslamcılar var. Diğer ucunda ise düşünce ve konuşma özgürlüğüne, neyi çizip neyi çizemeyeceklerine sadece kendilerinin karar verebileceğine inanan çizerler var.
Hiç şüphesiz ölen 12 kişi en büyük bedeli ödedi. Ne var ki bu katliamın faturası sadece katliamda ölen çizerlere, onları korurken ölen koruma görevlilerine, ve onlarla çalışırken canından olan insanlara kesilmeyecek. Bu katliam ve benzeri katliamlar İslam düşmanlığını arttıracak. Batılı devletlerin vatandaşlarına uygulayacağı paranoyak aktiviteleri (istihbarat, gizlice bilgi toplama, özel hayata müdahale etme) yasallaştırılacak ve devleti bireylere nazaran daha kuvvetli bir konuma getirecek. Umarım Fransa bu konuda aklı selim davranır.”
Yalçınkaya ise Charlie Hebdo’nun mizah ve hicvin kalelerinden biri olduğunun altını çizdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Dünden bu yana sıklıkla belirtildiği gibi özel olarak İslam dinine karşı bir tavırları yoktur, onların muhalefeti tüm dinlere karşıdır. 7 Ocak’ta dergiye düzenlenen saldırı ve işlenen cinayetlerin hiçbir hafifletici unsuru olamaz. “İnançlarla ilgili mizah yapılamaz” düşüncesine sahip olabilirsiniz, bunu dile getirmek, kontratak olarak yazı-çiziyle karşılık vermek yerine kurşun sıkmaya hakkınız olamaz. Hiçbir düşünce ya da inanç, insan hayatından kutsal değildir.
Bu cinayetler, gülmeyi, ya da gülüp geçmeyi bilmemekten kaynaklanıyor. İnsan bir espriyi komik bulup gülmek zorunda değildir, ama o espriye aldırmamayı bilmeli. Eğer bir karikatür sizi inançlarınız konusunda bu kadar huzursuz ediyorsa orada sorgulamanız gereken bir şeyler var demektir.
Bu eylemi ve benzer eylemleri gerçekleştiren, yazarları, çizerleri, düşünürleri öldürerek fikirlere son verebileceğini sanan kişiler yanılırlar. Böyle ölümler, bastırılmaya çalışan fikirleri daha yaygın hale getirir. Charlie Hebdo’nun yanında duran milyonlarca kişi, katillerin susturmaya çalıştığı düşünceyi yaymaya devam eder.
Charlie Hebdo’nun yanındayız.”
Yalçınkaya’nın, “Sizce, inançlarla ilgili mizah yapılabilir mi?” sorumuza verdiği yanıt ise şöyle:
“İfade özgürlüğü kapsamında olduğundan, inançlarla ilgili mizah yapılabilir. Bence, kimsenin fikirlerden "şok olmama" ya da “rahatsız olmama” hakkı yoktur. Dünya her zaman bizi şok edecek, inançlarımızı, düşüncelerimizi kökünden sarsabilecek fikirlerle dolu. “Bu benim görüşüme aykırı, görmek istemiyorum” deme lüksüne sahip değiliz.”