Münih'te yayımlanan Münchner Merkur, Erdoğan'ın Çankaya'ya seçilmesinin anti-demokratik gelişmelerin önünü açacağı uyarısında bulunuyor:
"Türkiye'de Gül'e kıyasla daha özgürce hareket edecek bir cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa, cumhurbaşkanına geniş kapsamlı görev ve yetkiler veriyor. Geriye AKP'nin ve hükümetin başına sadık isimlerin getirilmesi kalıyor. Ondan sonra Erdoğan neredeyse her şeye muktedir hale gelecek. Türkiye ise Putin'in Rusyası'na benzer bir rejime dönüşecek."
Nürnberger Zeitung, muhalefetin cumhurbaşkanı adaylarının da Erdoğan'ın zaferinde etkili olduğu görüşünü savunuyor:
"Erdoğan'ın Türkiyesi bazı AB ülkelerinden çok daha düzgün işliyor. Büyümeye devam eden inşaat sektörü, turizm ve otomotiv yeni iş alanları açıyor. Muhalefetin silik adayları da Erdoğan'ın işini kolaylaştırdı."
Heidelberg'de yayımlanan "Rhein-Neckar-Zeitung", Batının bundan sonra da Erdoğan'ı muhatap almak zorunda olduğuna dikkat çekiyor:
"Türkiye'nin kurucusu Atatürk Türkiye'yi değiştirmişti. Erdoğan da ülkeyi Atatürk gibi değiştiriyor. Türkiye'yi siyasi olarak Avrupa'dan uzaklaştıran Erdoğan oldu. Ancak durum buna müsait. Zira Suriye, Ortadoğu, İsrail, Ukrayna gibi uluslararası gündemdeki kriz odaklarının hepsi Türkiye'nin kapısının eşiğinde. Batı da -istesin ya da istemesin- siyasi aktör olarak Erdoğan'ı muhatap almak durumunda.
Münster'de çıkan Westfälische Nachrichten, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını Tür demokrasisine olumsuz yansıyacağı beklentisinde bulunuyor:
"Türkiye uzun süre Ortadoğu'da 'örnek demokrasi' olarak gösterildi. Ancak Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına seçimi, otokrasi yolunda gidişi daha da hızlandırarak Ankara'daki rejime otoriter bir çehre kazandırabilir. Birçok gösterge, Erdoğan'ın demokratik kontrol sistemini devre dışı bırakma gayretlerini sürdüreceğini ortaya koyuyor. Erdoğan, yetki alanını genişletmek için şimdiye kadar daha çok temsili bir konumda bulunan cumhurbaşkanlığı makamını kullanacak."
DW/NH/BG