Gündem

'HDP'nin barajı geçmesinin yolu Öcalan'ın silahların tamamen bırakıldığını deklare etmesi'

Başbakan Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, HDP'nin genel seçimde yüzde 8'i geçemeyeceğini söyledi

27 Ocak 2015 21:01

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, HDP'nin seçimde yüzde 10 barajını geçmesinin tek yolu olarak, Öcalan'ın silahların tamamen bırakıldığını deklare etmesi ve Kandil'in de buna sahip çıkmasından geçtiğini söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, Erbil'deki "Türkiye, Kürtler ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi" başlıklı panelde konuşma yaptı.

Erbil'de Anadolu Ajansı'nın sorularını yanıtlayan Mahçupyan, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) haziran ayındaki genel seçimlerde yüzde 10 barajını aşmasının ya da barajın altında kalmasının önemli siyasi sonuçları olacağını söyledi.

"HDP yüzde 10 barajını geçebilirse Meclis'te çok daha etkili olur, ağırlığı artar. Anayasa sürecinde çok daha belirleyici olur. Umarım geçerler. Çünkü öyle bir şey HDP'yi Türkiye partisi yaptığı gibi çözüm sürecinde de meşruiyet zeminini genişletir. Ancak eğer barajın altında kalırlarsa bu, kendi kararlarıyla böyle olduğu ölçüde o zaman bir miktar çözüm süreci karşıtlarının elini güçlendirmiş olacaklar. AK Parti'yi yalnız bırakmış olacaklar. Süreci de zora sokarlar.

 

Mahçupyan, şunları söyledi: "Çözüm sürecinin bundan sonraki aşamasında Öcalan, silahların tamamen bırakıldığını deklare eder, Kandil de bu deklarasyona sahip çıkar ve bütün dünyaya 'Ben Türkiye'de silahlı hareketi bıraktım' derse toplumun teveccühünün artacağını düşünüyorum. O zaman HDP'nin barajı geçme ihtimali vardır. Ancak eğer öyle bir şey olmazsa yani şu an Cizre'de olduğu gibi ya da 6-8 Ekim'deki gibi olaylar devam ederse Kandil'in davranışı öyle kalırsa, ben yüzde 8'i bile zor bulacaklarını düşünüyorum. Yine yüzde 10'un altında kalırlar."

 

'Ak Partili Kürt'ün oyunu alman çok zor olur'

 

Etyen Mahçupyan, PKK'nın Kandil'deki yönetiminin silahsızlanmayı sahiplendiğinin Türkiye'de duyulması gerektiğini belirterek, "Öyle olmalı ki Ak Parti'den, CHP'den ve MHP'den insanlar oy verebilsin. Yoksa nasıl oyunu yüzde 6,5'tan 10'a çıkaracaksın? Diğer partilerden oy almalısın. Burada alabileceğin oy, diğer Kürtlerdeyse bunlar Ak Partililer. Bu Ak Partili Kürtler'den sen oy istiyorsan o zaman Ak Parti'yle ortak olan bu siyasete sahip çıkman gerekiyor. Yoksa sen Ak Parti'nin çözüm isteğine rağmen onun tam karşısında pozisyon alırsan Ak Partili Kürt'ün oyunu alman çok çok zor olur" diye konuştu.

 

'Cizre'de olayların olması iradidir'

 

Mahçupyan, Kürt sorununa çözüm sürecini değerlendirmesinde ise, "Çözüm sürecinde sıkıntı olmaz demek çok zor. Neticede olaylar oluyor, insanlar ölüyor. Cizre'de de olayların olması tesadüfi değil. Oradaki olayların olması iradidir. Dolayısıyla bu irade de karşı tarafın iradesi olarak okunuyor. Yani Kandil'in iradesi. Eğer Kandil'in iradesi buysa o zaman çözüm sürecinde nasıl ilerleyeceksiniz" dedi.

Mahçupyan şöyle devam etti: 
"Geldiğimiz noktada esas problem sürecin doğal olarak vaat ettiği şeylerin, Kandil tarafından yetersiz bulunmasıdır. Kandil'in ayrıca kendisi için bir şeyler istiyor olması halidir. Esas mesele bu. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde bu tür bir sorun yaşansaydı tedavi olarak, çözüm olarak ne olacak idiyse Türkiye'de de o olacak. O kadarı olacak. Ondan fazlasının olmayacağını insanların bir şekilde içselleştirmesi gerekiyor. Ondan fazlası olabilir ancak siyaset üzerinden olabilir. Sen bir parti kurarsın. Bugün Türkiye'de ayrılıkçı parti de federasyoncu parti de var. Şimdi federasyoncu parti yüzde 40-50'lerle iktidara gelirse, Türkiye herhalde bölgede federasyonu tartışır."