HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, anayasanın çok dilliliğe engel olmaması gerektiğini vurgulayarak “Türkiye’de de bugün olmasa bile yakın zamanda, birinci resmi dilin Türkçe, ikinci resmi dilin Kürtçe olması kaçınılmazdır” dedi. Taşıçıer, “ABD’de İngilizce ve İspanyolca; İsviçre’de Almanca, Fransızca, İtalyanca; Rusya’da, Hindistan’da, Güney Afrika’da ve daha pek çok ülkede birden fazla resmi dil vardır. Irak’ta iki resmi dil; Arapça ve Kürtçedir” örneklerini verdi.
Taşçıer, AKP ve MHP'nin önümüzdeki günlerde Meclis Başkanlığı'na sunması beklenen anayasa teklifine ilişkin olarak "Başkanlık sistemi tartışılabilir. Ama başkanlık sistemi sadece merkezde Cumhurbaşkanı ve hükümeti esas alan bir sınırlandırmanın adı değildir" dedi ve Türkiye'nin asıl ihtiyacı olanın demokratik bir anayasa olduğunu vurguladı.
2017 bütçe görüşmeleri sırasında bir konuşma yapan Taşıçıer’in ifadeleri şöyle:
Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilecek bir değişiklik önerisinden bahsediliyor. Ama içeriğini, kaç madde olduğunu, hatta gelecek sistemin adının ne olacağını bile henüz bilmiyoruz. Oysa yeni, demokratik bir anayasa, Türkiye'nin en acil ve temel meselelerinden biridir. Bugün yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal krizlerin temeli demokratik bir anayasanın yoksunluğundan geliyor.
"AKP ve Erdoğan'ın dayatmaları"
Bugüne kadar gerçekleşen bütün bu çaba ve ilerlemeler bir yana atılarak, sadece AKP ve MHP’nin işbirliğiyle anayasa değişiklikleri yapılmak istenmektedir. En büyük yanlışlık burada başlıyor. Toplumun büyük kesimleri, onların oy verdikleri partiler dışlanarak anayasa değişikliğine gidiliyor. Belli ki toplumun önemli kesimlerinin; Kürtlerin, Alevilerin, farklı etnik, dini, mezhebi kesimlerin büyük ihtiyaçlarına cevap olacak değişiklikler değil, sadece AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüze koydukları dayatmalardır.
"Demokratik bir anayasa"
Türkiye’nin herhangi bir anayasaya değil, demokratik bir anayasaya ihtiyacı vardır. Demokratik Anayasa demek, bir ülkenin toplum kesimlerinin tümünün değişik düzeydeki temsilcileriyle, bilim insanları, aydınları ve hukukçularıyla katıldığı açık diyalog ve tartışma ortamında tüm kesimlerin konsensüsüyle biçimlenen bir anayasa demektir.
"Başkanlık sistemi tartşılabilir ama..."
Başkanlık sistemi tartışılabilir. Ama başkanlık sistemi sadece merkezde Cumhurbaşkanı ve hükümeti esas alan bir sınırlandırmanın adı değildir. Başkanlık sistemi, âdemi merkeziyetçilik, eyalet sistemleri, yerelden yönetim, özerk idarelerin oluşmasıyla yukarıdan aşağıya doğru bir değişiminde adıdır. Bu ülkenin ister parlamenter ister başkanlık sisteminde herhangi bir anayasaya ihtiyacı yok. Böyle bir anayasa zaten var ve ülkenin ayağında zincir gibi duruyor. Bu ülkenin demokratik bir anayasaya ihtiyacı var.
"Kürtçe'nin ikinci resmi dil olması kaçınılmaz"
Anayasa, Türkiye’nin çok resmi dilli olmasının önünde bir engel olarak durmamalıdır. Dünyanın pek çok ülkesi kendi vatandaşlarının dillerinin farklılığı sonucu birden fazla resmi dil benimsemiştir. ABD’de İngilizce ve İspanyolca; İsviçre’de Almanca, Fransızca, İtalyanca; Rusya’da, Hindistan’da, Güney Afrika’da ve daha pek çok ülkede birden fazla resmi dil vardır. Irak’ta iki resmi dil; Arapça ve Kürtçedir.
Türkiye’de de bugün olmasa bile yakın zamanda, birinci resmi dilin Türkçe, ikinci resmi dilin Kürtçe olması kaçınılmazdır.