HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk cumhurbaşkanı olarak dün TBMM Genel Kurulu’ndaki yemin törenine kurmayları yerine ailesiyle gelmeyi tercih eden Recep Tayyip Erdoğan’ın bu görüntüsüyle ülkeyi nasıl yöneteceğinin de işaretini verdiği yorumunda bulundu.
Erdoğan'ın törene ailesiyle birlikte gelmesinin 'saltanat düzenini' hatırlattığını savunan Paylan, "Açıkladığı kabinede de daha çok bir şirket mantığı ile ülkeyi yöneteceğini, aile şirketi olarak görülen durumun kasasının başına da damadının getirildiğini gördük” dedi.
"Her şeyin tek adam ve tek aile tarafından karara bağlanacağının görüntüsüydü"
Yeni sistemin 'Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi konumuna düşürme riski ile daha az özgür olma tehdidi'ne dikkat çeken Paylan, T24’e şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yemin töreninde cumhurbaşkanı kurmaylarıyla gelmekten ziyade ailesi, damatları ve torunlarıyla gelmeyi tercih etti. Bu bize aslında saltanat düzenini hatırlatıyor ve gücü parlamentodan alıp Saray’a götürdüğünün bir sembolü olarak ve açıkladığı kabinede de daha çok bir şirket mantığı ile ülkeyi yöneteceğini ve aile şirketi olarak görülen durumda, kasasının başına da damadının getirildiğini gördük. Aynı zamanda Merkez Bankası’nın bağımsızlığına halel getirecek kararname yayınlandığını gördük. Bütün bunlar her şeyin bütün kurumların artık tasfiye edildiğini ve her şeyin tek adam ve tek aile tarafından karara bağlanacağının görüntüsüydü. Bu bir saltanat düzeniydi ama Osmanlıda dahil denge ve denetleme mekanizmaları vardı. Belli kurumları işlerdi şu anda tüm kurumları tarumar eden bir düzene geçmiş durumdayız.
Bu da ülkemizi lig düşüren ikinci ligdeki bir ülkeden üçüncü dünya ülkesine düşüren bir algı. Böyle ülkelere dünyada var ama biz birinci lige demokrasisi birinci lige çıkmayı hayal eden bir ülkenin vatandaşlarıyız. Derecelendirme kuruluşlarında yatırım yapılır bir ülke durumuna çıkacakken şimdi yatırım yapılamaz bir ülke durumuna düşmüş durumundayız. Aynı şekilde demokrasimizde üçüncü dünya ülkesi ne düşmüş durumda bu da hem fikir her anlamda kaybetmesi demek özgür, demokratik bir ülkede yaşayamayacağız. Ekonomik durum daha da zora girecek daha da fakir olacağız ve daha az özgür olacağız ama bir adam her şeye karar vereceğiz ama biz de buna karşı mücadelemizi verir.