HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" nedeniyle cezaevinde hükümlü ve tutuklu bulunanlara getirilen tek tip kıyafet uygulamasını eleştirdi. Uygulamayı provokasyon olarak nitelendiren Bilgen, “Yargılanan insanların kıyafetle tanımlanması aslında bir tescillemedir. Baştan hüküm vermedir, mahkum etmektir” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin geçmişte tek tip kıyafet uygulamasından dolayı yaşadığı gerilimlere dikkat çeken HDP Sözcüsü Bilgen, “Bunu yeniden gündemleştirmek Türkiye’yi bir kez daha provokasyonun içerisine çekmektir” diye konuştu.
AKP iktidarının, parlamento gurubu, parti yönetimi ve bakanların da bunu savunabilecek durumda olmadığını ifade eden Bilgen, “Ama bir emri vaki ile hangi niyete hizmet edeceği bilinmeyen bir yaklaşımla dayatılmaktadır bu tutum. Bundan sonra yaşanacaklar konusunda ve yaşanacak gerilimlerin de sorumlusu o tavrı ısrarla sergileyenlerdir” değerlendirmesini yaptı.
Bilgen, tek tip kıyafet uygulamasının Guantanamo'da yaşam tarzı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a, "Guantanamo insanlığın yüz karasıdır. Hiç kimse için de emsal olamaz, hiç kimse için örnek gösterilecek bir durum olamaz" dedi. "Amerikan yönetimi Guantanamo için özür dilemek zorunda kalmıştır" diyen Bilgen, "Bir taraftan Amerikan karşıtlığı yapıp öbür taraftan Amerika’nın n kötü uygulamalarını referans almak siyasi etik açısından kabul edilebilir bur durum değildir" diye konuştu.
HDP sözcüsü Bilgen’in T24'e değerlendirmeleri şöyle:
“Türkiye’yi artık KHK’larla yönetmek bir rejimin karakterine dönüştü”
Türkiye’yi artık KHK’larla yönetmek bir rejimin karakterine dönüştü. Ortaya çıkardığı tüm ekonomik riskler ve toplumsal barışı tehdit eden duruma rağmen Türkiye’nin uluslararası arenada konumunu zora sokan sonuçlarına rağmen hala bunda inat ediliyor. Bu da başka türlü yönetememe alışkanlığının bir sonucudur. Parlamentodan geçirilebilecek, uzlaşılarak kanunlaştırılabilecek düzenlemeleri bile taşeron da bütün partiler olumlu yaklaşıyor. Bunu tercih etmek yerine bunu KHK ile yapmak onu meşrulaştırmayacağı gibi Olağanüstü hali de hiç kimseye şirin göstermeye yetmeyecektir.
“Şeker Kurumunun 15 Temmuz darbesiyle ne gibi bir ilgisi kurulabilir”
Özellikle Şeker Kurumu düzenlemesi gibi olağanüstü halin ilan nedeni ile hiçbir ilişkisi olmadığı için açıkça bir hukuk ihlalidir. Şeker Kurumunun 15 Temmuz darbesiyle nasıl bir ilişkisi kurulabilir.
“Guantanamo hiç kimse için örnek gösterilemez”
Tek tip konusunda Cumhurbaşkanının Guantanamo benzetmeleri her şeyi teşhir etmeye yetiyor. Guantanamo insanlığın yüz karasıdır. Hiç kimse için de emsal olamaz, hiç kimse için örnek gösterilecek bir durum olamaz. Hukukun evrensel ilkeleri vardır. Amerikan yönetimi Guantanamo için özür dilemek zorunda kalmıştır. Bir taraftan Amerikan karşıtlığı yapıp öbür taraftan Amerika’nın n kötü uygulamalarını referans almak siyasi etik açısından kabul edilebilir bur durum değildir.
“Tek tipi güncelleştirmek Türkiye’yi provokasyonun içerisine çekmektir”
Tek tip uygulama bir provokasyondur, suçlulukları kesinleşmiş değildir, yargılanan insanların kıyafetle tanımlanması aslında bir tescillemedir baştan hüküm vermedir, mahkum etmektir. Türkiye’nin geçmişteki kıyafet uygulamaları nedeniyle yaşadığı gerilimleri çok iyi biliyoruz. Bunu yeniden gündemleştirmek Türkiye’yi bir kez daha provokasyonun içerisine e çekmektir.
Ben eminim ki; AKP iktidarı da bunu savunabilecek bir durumda değil. Parlamento gurubu, parti yönetimi de bakanları da bunu savunabilecek durumda değil. Ama bir emri vaki ile hangi niyete hizmet edeceği bilinmeyen bir yaklaşımla dayatılmaktadır bu tutum. Bundan sonra yaşanacaklar konusunda ve yaşanacak gerilimlerin d sorumlusu o tavrı ısrarla sergileyenlerdir.
Yine KHK’da özellikle toplumsal olaylarla Türkiye’nin geleceğine kara bir leke olarak düşecek muhtemel linç ya da toplumsal gerilim olaylarıyla ilgili yorumlanacak bir maddenin olması son derece spekülatif bir durumdur. Suç tarifini bir KHK ile yapmaya kalkmak ya da buradan bir korunma mekanizması geliştirmeye kalkışmak Anayasanın fiilen askıya alınmasıdır. Böyle bir şeyi asla kabul edilemez. Hala Anayasa yürürlükteyse OHAL Anayasayı kaldırmıyorsa KHK’lar Anayasanın üzerinde değilse bu durumda bunun açıklanması gerekir.
KHK’nin tek tip düzenlemesi
OHAL kapsamında, "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" nedeniyle cezaevinde hükümlü ve tutuklu bulunanlar, duruşmalara badem kurusu ve gri renkte tulum giyerek getirilecek. Bu kapsamda, Türk Ceza Kanununun "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı beşinci bölümünde yer alan suçlardan hükümlü ve tutuklu bulunanlar için bu madde hükmü uygulanacak.
"Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs" ile "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı" suçlarını işleyenler badem kurusu renginde tutulum giyecek.