İttifaklar yarışının iyice kızıştığı Ankara’da HDP’nin ittifaklardan bağımsız parlamento seçimlerine gireceğini duyurması siyasi dengeleri değiştirdi. Siyasi kulislerde HDP’yi ‘meşru bir organ’ olarak gördükleri için CHP ve İyi Parti’yi ‘terör destekleyiciliği’yle suçlayan Cumhur İttifakı’nın HDP eleştirisi üzerinden yürüttüğü siyasetin sarsıldığı konuşuluyor. Millet İttifakı’na HDP’nin girip girmeyeceği konusunda sıkıntı yaşayan İyi Parti de HDP’nin seçime ittifaklardan bağımsız girecek olmasının rahatlığını yaşıyor.
AKP-MHP ortaklığından kurulu Cumhur İttifakı, 2018 genel seçimlerinde kurulan Saadet Partisi, Demokrat Parti, CHP ve İyi Parti ortaklığından oluşan Millet İttifakı’yla mücadele ederken bu ittifakı meclisin üçüncü büyük partisi HDP’ye yakın durduklarından ötürü “Zillet ittifakı” olarak tanımlıyordu. Cumhur İttifakı’na göre ‘terörist’ olan HDP ile Millet İttifakı arasında 2018’den beri var olan karşılıklı işbirliği, 2023 seçimleri öncesinde kendini iyice gösterdi.
2019 yerel seçimlerinde HDP batı bölgelerinde aday çıkarmayarak İstanbul, Adana, Mersin, İzmir gibi yerlerde İyi Parti destekli CHP’li adayların kazanmasının önünü açmıştı.
2019 yerel seçimlerinden sonra AKP ile MHP, HDP’ye karşı tutumunu daha da sertleştirirken İyi Parti’nin, CHP ile birlikte sürekli meclisin üçüncü büyük partisi konumundaki HDP’nin ve seçmeninin yasal haklarını koruyan açıklamalar yapması 2023’te yapılması planlanan seçimlerde HDP oylarının çok kritik olduğunun en açık işareti oldu.
HDP’yi eleştirirken “Lanet olsun oylarına” diyen AKP’li Mehmet Özhaseki’yi “Dün kendinden olmaya terörist diyen zihniyet, bugün kendinden olmayana beddua okuyar” sözleriyle sert eleştiren İyi Parti lideri Meral Akşener’di.
Peki HDP 2023 seçimlerinde ne yapacak? Millet İttifakı’nda yer alacak mı, yoksa seçimlere tek başına mı girecek? Bu soru günlerdir hem Cumhur hem de Millet İttifakı cephesinde sorulurken, HDP 2023 seçimlerine ilişkin açıkladığı tutum belgesi ile parlamento seçimlerine ittifaklardan bağımsız olarak gireceğini açıkladı. Aynı açıklamada, HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde de Millet İttifakı’nın çıkaracağı ortak aday için uzlaşma çağrısı yapması dikkat çekti.
HDP stratejisi: Genel seçim ayrı, cumhurbaşkanlığı seçimi ayrı
HDP Grup Başkanvekili Saruhun Oluç, DW Türkçe'ye HDP'nintutum belgesinde parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçiminin ayrı değerlendirildiğini belirtirken, son dönemde HDP’nin hangi ittifakta yer alacağına ilişkin tartışmalara da son noktanın konulduğu mesajını veriyor.
Oluç, “Parlamento seçiminde herhangi bir ittifak arayışı içinde olmayacağız. HDP, tek başına milletvekili seçimlerine katılacak. Ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde tutum belgesinde açıkladığımız ilkeler çerçevesinde hareket edebileceğine inandığımız bir cumhurbaşkanı adayına destek vereceğiz” diyor.
Tutum belgesinde güçlü demokrasi isteyen HDP, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden kuvvetler ayrılığı prensibine dayalı parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini savunuyor. Oluç, “Parlamenter sisteme geçiş için adım atabilecek, Türkiye’de bağımsız yargıyı güçlendirebilecek cesareti gösterecek, hak ihlâllerinin önüne geçebilecek bir aday profili çiziyoruz. Biz, seçim öncesinde isimlerin değil ilkelerin konuşulmasını istiyoruz” diyor.
Hedef çatı aday ve güçlendirilmiş parlamenter sistem
Siyaset kulislerinde İyi Parti lideri Meral Akşener’in “Cumhurbaşkanlığına değil, başbakanlığa adayım” sözlerinin ardından cumhurbaşkanı adaylığı için dikkatlerin çevrildiği CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu ülkenin sorunlarını çözmeye talibim. Sorunları dostlarımızla birlikte çözeceğiz” mesajını yinelemesi, İyi Parti ile CHP’nin cumhurbaşkanı adayı için ortak aday çıkarmak istediklerine ve HDP, Gelecek, DEVA dahil tüm muhalefet partilerinin destekleyeceği isim arayışına gireceklerine işaret ediliyor. CHP kurmayları, “Kılıçdaroğlu da neden aday olmasın, o da olabilir” dese de, Kılıçdaroğlu’nun tıpkı Akşener gibi bir ‘çatı’ aday istediğini vurguluyor.
Çatı adayı destekleyecek tüm muhalefetin ortak isteği güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi. Bu konuda ortak çalışmaların sürdüğü muhalefet cephesi 5 Ekim’de TBMM’de biraraya gelip, belli ilkeler çerçevesinde çalışmalarını sürdürmeyi birbirlerine teyit edecekler. Muhalefetin bu konuda ortak bir anayasa değişikliği taslağı ile kamuoyuna çıkması ise parti yönetimlerinin öncelikli hedefi.
“AKP terörle araya mesafe koymak neymiş, göstersin”
HDP’nin parlamento seçimine Millet İttifakı’ndan bağımsız gireceğini söylemesi en çok İyi Parti’yi rahatlattı ve motive etti. İyi Parti, HDP’yle aynı ittifakta yer almasının asla mümkün olmadığını söylerken HDP’ye “PKK’yla aranıza mesafe koyun” söylemini öne çıkarıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise İyi Parti’nin bu söylemini “samimiyetsiz” buluyor, aslında İyi Parti’nin HDP’yle işbirliği içinde olduğu tezini dile getiriyordu.
İyi Parti Genel Başkan Yardımcılarından Yavuz Ağıralioğlu DW Türkçe’ye konuşurken, HDP’nin parlamento seçimine ittifaklardan bağımsız girme kararının, AKP ile MHP’nin HDP üzerinden yürüttüğü siyaseti tamamen boşa çıkardığını söylüyor:
“HDP zaten ittifakta değildi. AKP, HDP Millet İttifakı’ndaymış gibi yaparak sağdan soldan oy devşirmeye çalışıyordu. Şimdi olan AKP’ye oldu. HDP üzerinden siyaset yapıp bizim önümüze nasıl bariyer koyacaklar düşünsünler. HDP ittifakta yok. Seçim öncesi İmralı mektubu gönderenler, Öcalan’ı televizyona çıkaranlar, yani AKP-MHP, otursunlar terörle aralarına kendileri mesafe koysunlar. Terörle araya mesafe koymak neymiş, göstersinler. Millet İttifakı’nın önü açık, Cumhur İttifakı’nın önü kapalıdır.”
“Şimdi AKP düşünsün”
Kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu, HDP’nin tek başına parlamento seçimine girme kararının son dönemde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümünde HDP’yi “meşru organ” göstermesinden sonraki en büyük ‘”siyasi hamle” olarak görüyor. Uslu neden böyle düşündüğünü DW Türkçe’yle paylaşırken HDP’nin Millet İttifakı’nın önünü açtığını söylüyor:
"HDP’nin bu açık açık desteğinden sonra özellikle Cumhur İttifakı’ndan vazgeçmeyi düşünen ama bir taraftan da iktidar alternatifi arayan seçmenler açısından güçlü bir iktidar alternatifi ortaya çıkmış oluyor. Çünkü Millet İttifakı, HDP, potansiyel DEVA ve Gelecek partilerini biraraya koyduğunuz zaman yüzde 50’yi aşıyorlar ve cumhurbaşkanlığı seçiminde otomatikman Erdoğan’ın önüne geçme imkanı buluyorlar. HDP, muhalefet seçmenin motivasyonunu da güçlendirdi. HDP’nin hamlesinden sonra Cumhur İttifakı tedirgin. Şimdi AKP düşünsün.”
“Pragmatik bir tutum”
Siyaset Bilimci Burak Bilgehan Özpek de HDP’nin siyasi dengeleri değiştirecek bir tutum belgesiyle kamuoyunun karşısına çıktığını düşünüyor. Özpek, HDP’nin siyasi varlığının Millet İttifakı’nın ana bileşenlerinden İyi Parti tarafından genelde kabul edilmediğini ancak son olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi Kürt sorunun çözümü için “meşru organ” göstermesinin ardından İyi Parti’den HDP için “Mecliste var olan bir parti. Meşru olarak mecliste var” açıklaması yaptığını hatırlatıyor. İyi Parti’nin bu tutumunu ilkesel ve kendi içinde tutarlı olarak gören Özpek, İyi Parti’nin temelde AKP ile MHP’nin karşısında bir tutum sergilediğini belirtiyor. Özpek’e göre HDP de, bu gözlemden hareketle muhalefet cephesini güçlendirecek bir tutum belgesi açıkladı:
“İyi Parti, Cumhur İttifakı’nın beklediği tepkileri vermiyor, Millet İttifakı’nın birarada olduğunu gösteriyor. HDP de buna karşı uyumlu bir adım atmışa benziyor, çünkü metnin içinde rahatsız edici olan İmralı ifadeleri yok. HDP, muhalefet cephesini güçlendiriyor bir açıdan. HDP, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını da destekleyeceğini açıklamış oldu. Bu son derece pragmatik bir tutum. HDP’nin meşru bir parti olarak parlamentoda muhatap kabul edilmesi, meclis görüşmelerinin bir parçası olması aslında bu sayede mümkün görünüyor. İktidar, HDP’yi yok saymaya kararlı ancak muhalefet bu paradigmayı yıkma gayretinde. HDP de muhalefetin bu tavrına yardım ediyor.”
"AKP'nin yeni hamle yapma riski”
Kürt ve HDP'li seçmen kitlesinin nabzını en iyi tutan araştırma gruplarından Rawest Araştırma Merkezi Müdürü Roj Girasun, seçimlere tek başına girme kararıyla Millet İttifakı’nın yanında HDP’nin de rahatladığını söylüyor. Girasun yine de HDP’li seçmende rahatsızlık olduğunu belirtiyor ve muhalefetin AKP’nin özellikle çözüm süreci konusunda Kürt seçmeni etkileyecek yeni bir hamle yapma riskinin olabileceğine işaret ediyor:
“HDP’ye daha önce barajı geçmesi için verilen emanet oylar kalıcı olacak. HDP’nin Batı’daki oyları artar. Doğu ve Güneydoğu’da muhalefetin HDP’yle yanyana görünmekten kaçınması seçmende bir rahatsızlık yaratıyor. HDP, bu rahatsızlığı azaltmak istediğini de tutum belgesi ile ortaya koymuş oldu. Ancak AKP, kaybettiği Kürt seçmen oyunu kazanmak için yeni bir çözüm sürecine dönük adımlar atabilir. Bu yüzden muhalefetin özellikle Kürt sorununa çözüm konusunu gündeminde tutması ve Kürt seçmenin motivasyonunu yükseltmesi gerekiyor.”
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe