Gündem

HDP: 23 Haziran seçimleri, otoriter sistemin aradığı referandumdur

07 Mayıs 2019 12:47

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli grup toplantısında açıklamalarda bulundu. HDP'nin Türkiye seçimlerini belirleyen çok güçlü siyasal bir hareket olduğunu söyleyen Temelli, "23 Haziran seçimleri, otoriter sistemin aradığı referandumdur" dedi. "Tüm demokrasi güçleri ortaklaşmalıdır" diyen Temelli, demokrasi ittifakı çağrısında bulundu.

Öte yandan 181 gündür Abdullah Öcalan'a yönelik yapılan tecridin kaldırılması için açlık grevinde olan Leyla Güven'i, 8 gün önce ölüm orucuna başlayan üç mahkûmu ve cezaevinde tecride karşı protestolarda bulunan yüzlerce kişiyi hatırlatan Temelli, "3 bine yakın yoldaşımız tecrit son bulsun diye seslerini duyurmaya çalışıyor. Duymuyorsunuz. Duyun artık!" dedi.

Sezai Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

Birçok insanı darp ettiler. Kendisine buradan geçmiş olsun diliyorum. Memleketimden hukuksuzluk manzaraları. Hep ısrarla bir şeyi vurguladık, bu hukuksuzluğun kaynağına dönüp bakın, bu kürsüden her kürsüden bunu vurguladık. Bu ülkeyi tecritleştiriyorsunuz. Bu hukuksuzluğun nasıl her yeri kapladığını bu dört yılda görmeniz mümkün. Bu hukuksuzluğun başladığı günden bu güne kadar bu ülkede hukuku tasfiye eden bir OHAL süreci inşa edildi.

"YSK arkadaşlarımıza tuzak kurdu"

Bizler bu hukuksuzluğa karşı mücadele vermeye devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar bu hak gaspının karşısında karalı bir şekilde bu mücadeleye devam edeceğiz. KHK ile ihraç ettiler, mahkeme yolunu kapattılar ondan öteye YSK eliyle vatandaşlı hakkını gaspetmeye çalıştılar. YSK’ya KHK ile ihraç edilenlerin durumu soruldu. Hiçbir mahsur yoktur denildi. Bugün mecliste 10 tane KHK ile ihraç edilmiş milletvekili var. KHK ile ilgili bir sıkıntını olup olmayacağı bizzat YSK’ya soruldu. YSK olağanüstü hal döneminin hukukuna tabii olarak tüm bu arkadaşlarımıza tuzak kurdu. Tuzakçıdır. Yüksek Seçim Kurulu değildir, Yüksek Sahtekarlık Kurulu’dur.

Enflasyonun düştüğü falan yok artmaya devam ediyor. Hollanda büyüklüğünde bir tarım arazisini yok eden bir iktidar var karşımızda. Sadece gıda fiyatları değil halkın zaruri ihtiyaçları neyse oralarda fiyat yükselmeleri devam ediyor. Kanser ilaçları. Kanser Vakaları her geçen gün artıyor ne kanser ilacı bulunabiliyor ne de fiyatlarda bir düşüş yaşanıyor. Bu kayyım zihniyetinden kurtulmak lazım. Bu arada halı da hâlâ gelmedi. Her gün yeni yeni yolsuzluklar açıklanıyor ve bunların yayınlanması yasaklanıyor. Kendisi kayyım iken yolsuzlukları teşvik edildiği için bununla ilgili yasak kararı alıyor.

Hukuksuzluk devam ediyor, adaletsizliğe adaletsizlik eklenmeye devam ediyor. DÜN BİR adaletsizlik daha yaşandı. YSK İstanbul seçimlerinin tekrarlanmasına karar verdi. Seçimin içinden bir kısmı ayırarak yenilenmesine karar verdi. YSK bütün meşruiyetini yitirmiştir. Tüm demokrasi güçlerini uyardık. Ama Türkiye halkları Muşta, Malazgirt’e bakmadılar, HDP’ye yapılan bunca baskıya, zulme bakmadılar. YSK marifetiyle yapılan şeyin nelere yol açacağı daha seçimlere giderken belliydi. Biz bunları dile getirdik. Türkiye’de barış mücadelesine şaşı bakanlar bir türlü dönüp bu haksızlıklara sessiz kaldılar. Şimdi kıyamet kopuyor tabii kopacak. Biz de bu kıyameti koparacağız ama böyle olacağı belliydi. Bu iktidar bu şaibelerden besleniyor. Hatırlayın 7 Haziran seçimlerinden sonra istikşafı görüşmeleri diye bir şey uydurdular.

HDP aday çıkaracak mı? Evet, HDP nerede bir haksızlık hukuksuzluk varsa HDP orada olacak. HDP’siz bir 31 Mart olmazdı, HDP’siz bir gelecek de olmaz. Bizim ne yapacağımızla vakit harcamayın. Esas siz ne yapacaksınız. Bu tweet uzmanları, bir bakıyorsunuz herkes CHE olmuş. Siz bırakın HDP’nin ne yapacağını siz ne yapacaksınız?

"3 bine yakın yoldaşımız tecrit son bulsun diye seslerini duyurmaya çalışıyor. Duymuyorsunuz. Duyun artık!"

Bu tecrit konusunda ne yapacaksınız? Dört yıldır üst üste koyarak geldiğiniz bu adaletsizliklerin herhangi birine karşı çıkmanız yetmez. Tüm adaletsizliklere omuz omuza hepsine karşı çıkmalıyız. Ancak o zaman faşizmi yıkabiliriz. Leyla Güven 181 gündür açlık grevinde. Bu adaletsizliğe, bu hukuksuzluğa karşı haykırıyor. Herkesi bu adalet savaşına çağırıyor. Bu parlamentonun 3 milletvekili haykırıyor. Cezaevlerinde 144 gündür yüzlerce mahkum direniyor. Bugün cezaevlerinde 3 bine yakın yoldaşımız tecrit son bulsun diye seslerini duyurmaya çalışıyor. Duymuyorsunuz. Duyun artık! Bu tecrit düzenine, OHAL düzenine, bu kayyımcı düzene, bu hakkınızı gaspeden faşist düzene sesinizi çıkarın. Bu sessizliğe devam ederseniz bugün açlık grevinde olan birçok arkadaşımızı yitirebiliriz. Bu vebali hiç kimse taşıyamaz. Bugün 30 Nisan’dan bu güne 30 tutsak ölüm orucunda. Önümüzde çok az bir zaman kaldı. Bu insanlarımızı yitirmek istemiyorsak ölüm orucunda olanların sesine ses vermeliyiz.

"Beyaz tülbentli annelerin sesine ses verin"

Anneler beyaz tülbentleriyle birlikte bu ülkenin çocukları ölmesin diye onurlu bir barış mücadelesi veriyor. Bu sese kulak vermelisiniz. O rezilliği bu ülkeye yaşatanlara karşı sesinizi yükseltmelisiniz. Onlar bu ülkeye barış gelsin diye beyaz tülbentleriyle her gün o cezaevlerinin önüne gidiyor. Bu zulme ses çıkarmalı, dur demeliyiz. Bu zulme bugün ses çıkarmazsak yarın çok geç olacak.

Öcalan açıklaması

Düşünebiliyor musunuz bu ülkede bir hükümlü 8 yıldır avukatlarıyla görüşemiyor. Kısıtlı bir görüşme gerçekleştirildi. Gecikmiştir, eksiktir ama hukuki anlamda olumlu bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bunun burada kalmaması gerekiyor. Düzenli olarak avukat görüşünün gerçekleştirilmesi gerekiyor. Türkiye’nin bu umudu bir kez daha söndürülmemelidir. Tüm hükümlülerin yararlandığı haklardan Sayın Öcalan ve diğer üç hükümlü de yararlanmalıdır. Kritik bir aşamadan bahsettik onun için bunun yasal sürecinin bir an önce belirlenmesi, avukat ve aile görüşleriyle bir düzenin tesis edilmesi gerekir. Keyfi uygulamalara artık izin verilmemelidir.

Demokratik bir süreçten bahsediyorum. Tüm toplumu bu demokratik mücadele sürecinde inisiyatif almaya, onurlu barış mücadelesinde yan yana gelmeye çalışıyoruz. Demokrasi meselesinde atılacak adım Kürt meselesinde atılacak bir adımdır.

"Suriye’nin demokratik sürecine katkı sunabiliriz"

Suriye’nin demokratik sürecine katkı sunabiliriz. O yüzden diyoruz ki gelin demokrasi ittifakında buluşalım. Gelin bu toplumsal uzlaşma zeminini yeni bir Anayasa sürecinde buluşturalım. Tüm demokrasi güçlerinin bu otoriter rejim karşısında ortaklaşmak önem taşımaktadır. Kürtler, Alevi’leri Ermenileri kadınları emekçiler tüm ezilenler bir an önce buluşmalıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bu ülkeyi sürekli gerginlik atmosferinde tutanlara karşı Türkiye eninde soncuna bu ceberut iktidardan mutlaka kurtulacaktır.

(Erdoğan'a) Geçen diyor ki bugüne kadar konuşmadım hep sustum. Sen hep sus seni mutlaka susturacağım.

23 Haziran seçimleri, bu otoriter sistemin aradığı referandumdur. Tüm demokrasi güçleri ortaklaşmalıdır, bu bir demokrasi ittifakı çağrısıdır.

HDP Türkiye seçimlerini belirleyen çok güçlü siyasal bir harekettir. Değişim ve dönüşümün önünü açtık. Demokrasi mutlaka HDP ile gelecek. İstedikleri kadar bağırsınlar HDP’yi demokratik siyasetin dışına itmeye çalışıyorlar. Bu cumhuriyet demokratikleşecek. Barış bu topraklarda yeşerecek. Bu da sizlerin mücadelesiyle olacak.