HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, anayasa değişikliği teklifi için “hayır” kampanyası yürütmek isteyen siyasetçi ve vatandaşların cumhurbaşkanına hakaretten haklarında yasal işlem yapılmayacağı, gözaltına alınmayacağının garantisi olup olmadığını sordu.
Gaydalı, anayasa değişiklik teklifinin Meclis Genel Kurul görüşmelerinde söz aldı. Gaydalı’nın konuşması şöyle:
Anayasalar toplumsal konsensüsün yazılı bir aktidir. Bu konsensüs toplumun bütün kesimlerinin katılımı ile sağlanmalıdır. Ancak o zaman toplumdaki her birey anayasayı içselleştirir ve onu kendi anayasası olarak kabul eder. Bakın 1982 Anayasası defalarca değiştirilmiş olmasına rağmen neden hiçbirimiz içimize sindiremiyoruz? Sadece askerler tarafından hazırlanan bir anayasa olması mıdır tek neden? Kesinlikle hayır. Nedenlerden biri 1982 Anayasasının kapalı kapılar ardında halk yok sayılarak, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, akademisyenler yok sayılarak kapalı kapılar arkasında hazırlanmasıdır. Bir diğer neden olağanüstü koşullarda yapılmasıdır. Bir diğeri de hazırlayanların toplumu değil kendi iktidarlarının devamını düşünerek hazırlamış olmalarıdır.
Bugün toplumun acil ihtiyacı başkanlık değildir. Ekonomik kriz her geçen gün biraz daha derinleşirken, şehirlerde bombalar patlarken, gencecik yüreklerimiz ömürlerinin baharında hayatlarını kaybederken, işsizlik, enflasyon almış başını giderken, yanı başımızda ülkemizi doğrudan ilgilendiren uluslararası bir savaş sürerken, nefret söylemi her geçen gün yaygınlaşırken bu ülkenin gündemi bir kişinin ikbaline mahkûm edilmemeli.
Bu tarihi yanlıştan, ülkemize onlarca yıl kaybettirecek bu hatadan henüz vakit varken dönmemiz gerekmektedir. Milyonlar gibi bende merak ediyorum ve açıkça sormak istiyorum bu acele neden? Bu durumun hiçbir mantıklı ve tutarlı bir açıklaması yok
Ankara Valisi 9 Ocak’ta TBMM Dikmen kapı önünde anayasa paketini protesto etmek ve görüşlerini açıklamak isteyen sivil toplum örgütlerine, emek ve meslek örgütlerine yönelik sert polis müdahalesinin ardından Ankara’da bir ay süre ile her türlü eylem ve etkinliği yasakladı. Bu durum bize OHAL bahanesi ile hükümetin HAYIR kampanyası yürütülmesine izin vermeyeceğini açıkça göstermektedir. Allah aşkına soruyorum OHAL koşullarında referanduma mı gidilir? “Tek adama rejimine HAYIR de, Saray’a HAYIR’de” gibi ifadeler ile seçim çalışması yürütecek siyasetçilerin, vatandaşların, cumhurbaşkanına hakaretten haklarında yasal işlem yapılmayacağı, gözaltına alınmayacağının garantisi var mı?
Hükümetin bu değişiklik tasarısına ilişkin “istikrar” vurgusuna ilişkin kısaca değinmek istiyorum. İstikrardan kasıt toplumsal istikrarsa, toplumsal istikrar bütün yetkilerin tek elde toplanması ile sağlanamaz. Burada toplumda istikrar değil olsa olsa koltukta istikrar sağlanır ki: Koltukta istikrar ile de toplumu demokrasi ile yönetmeniz imkânsızdır ve o koltukta bir gün daha fazla kalabilmek için her gün yeni bir baskı ve zor aracı geliştirmek zorundasınızdır. 7 Haziran seçimlerinden bugüne yaşadığımız özetle budur.