Gündem

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş: Telefon hâlâ çekmiyor, GSM şirketleri neden buradaki sıkıntımızı yok sayıyorlar!

11 Şubat 2023 10:02

Kahramanmaraş merkezli, 10 ilde büyük yıkıma neden olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde en büyük yıkımın yaşandığı Hatay'da Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, bölgedeki iletişim sorununa dikkati çekerek, GSM şirketlerine tepki gösterdi. 

Depremlerde arama-kurtarma ve yardım çalışmaları 6. gününde devam ederken, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş, bölgedeki son durumu aktardı. 

Sözcü yazarı Ruhat Mengi'ye konuşan Savaş, dün yaptığı açıklamada, "İlk gün enkaz altındaki insanlarımız kurtarmak için koşturduk ama burada beni çok üzen bir şey var; 5. gündeyiz hâlâ interneti, WhatsApp'ı kullanamıyoruz, telefon çoğu yerde çekmiyor, kendi çalışanlarımızla bile iletişim kuramıyoruz. Biz çağ atladığımızı düşünürken çağdışı kaldığımızı bu sıkıntıyla öğrendik. Anlık ihtiyaç oluyor ve siz arkadaşınıza ulaşamıyorsunuz, trafik sıkışık, telefon, internet de yok"  dedi. 

Savaş, "Biz Hatay halkı olarak bu GSM şirketlerine yıllardır para ödemiyor muyuz, bizden para kazanmıyorlar mı? Burada insanlarımız hayatını kaybediyor, feryat ediyor, soğuktan donuyor ve birbirimizle iletişim sağlayamıyoruz. İletişim sağlamadan nasıl hizmet edeceğiz" diye konuştu. 

"Bu şirketler bu kadar para kazanıyorsa neden bizim buradaki sıkıntımızı yok sayıyorlar?" 

Savaş, şöyle devam etti:

"Hatay yerle bir olmuş, belediye binası, jandarma binası, yeni yapılan şehir hastanesinin bir kısmı çökmüş durumda, eski devlet hastanesi aktif ama yarısı çökmüş durumda, Antakya'nın yükünü çeken iki özel hastane var onlar kullanılamaz halde, çok kötü durumdalar. Şu anda elimizde sadece tıp fakültesi var, onlar da imkansızlıklarla boğuşuyor. Buradaki doktorlarımızın çoğu travma atlattıkları için dışarıdan gelen gönüllü doktorlar destek veriyor. Bu şartlarda bizim iletişimimizin kesintisiz devam etmesi lazım. Her taraf yıkılmış, yıkılan binaların üstünde verici istasyonları var, anladık ki yıkıldı ama bunun yerine bu şirketlerin mobil istasyon kurma imkanı var. Bu şirketler bu kadar para kazanıyorsa neden bizim buradaki sıkıntımızı yok sayıyorlar?" 

Elektrik kesintisini ilk günlerde anlarız ama hâlâ elektrik yok. Doğal gazı mecbur kesiyorsunuz, elektrik olmadığı için biz de su veremedik, şimdi su verme çalışmaları için uğraşıyoruz. Elektrik kesilebilir ama daha sonra bunun hızlı bir şekilde toparlanması lazımdı. Lokal lokal elektrik verilebilirdi, bir defada her yere vermeniz şart değil ama bunun için de bir çalışma görmüyoruz.

"Yıkıntıların büyük bir kısmına ulaşamadık" 

Hayatını kaybeden insanlarımızın sayısı yükseldi ama biz yıkıntıların büyük bir kısmına ulaşamadık çünkü ilk iki gün hayatta kalanlar, kendinde olanlarla birlikte zabıta ve iş makinalarıyla hızlı bir şekilde çıkartabileceğimiz hafif sıkışık kalan, bağırıp yardım isteyebilen insanları çıkartabildik. 3. günden itibaren dışarıdan gelen kurtarma ekipleri faaliyete geçti. Tabii şu var; hava şartları, havaalanımızın zarar görmesi ve kapalı olması, kurtarmaya gelen insanların gecikmesine sebep oldu. Bir de 10 ilde birden şiddetli deprem olunca kurtarma ekipleri buraya yeteri kadar gelemedi. Burada yakınlarını kurtarmak isteyen insanlarımız da iş makinaları istedi ama o iş makinalarıyla bilmeyen insanlar çalışınca altta sağlam kalan insanları bile öldürme riskimiz vardı. O konuda imtina ettik ama 2 bin civarında binanın hepsine insan yetiştirmek gerçekten zordu. Şu andan itibaren valilik 'enkaz temizleme durumuna geçtik' demiş. Çok büyük ihtimal umutların büyük bir kısmı tükenmiş gibi duruyor.

Ben bile dün, önceki gün çarşıda yıkıntı alanlarını gezerken çok zorlandım çünkü binalar hep yıkılmış, yolları, sokakları kapatmış, sadece birkaç cadde işliyor. O caddelerde de trafik yoğunluğu had safhada, trafik yürümüyordu. İş makinalarının içeriye girip de çalışma zorlukları en üst seviyede, çok büyük bir kaotik tablo var, bir tarafta yıkılmış binalar, bir tarafta alttaki insanlar, bir tarafta kurtarmaya çalışanlar… Bir de başka boyutu var; hayatta kalan insanları hayata bağlamak, onların sağlıklı kalmalarını sağlamak için de hem bizim imkanlarımızı, hem gelen yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Soğuk hava da çok büyük sıkıntı yaratıyor, gece 1 dereceye kadar düşüyor, ayaz var, gece biz arabanın içinde kalıyoruz, orada bile üşüyoruz, 10-15 dakikada bir arabayı çalıştırmak zorunda kalıyoruz, o nedenle şartlar gerçekten çok zor."